Galata Kulesi’nde yapılanları Okan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Esra Akbalık ile konuştuk.
Galata Kulesi’nde restorasyon adı altında taşların yerinden sökülmesi tepki uyandırdı. Bu ihmal mi yoksa daha farklı bir perspektifle mi bakmak lazım?
Esra Akbalık: Galata Kulesi gibi, yaklaşık 1500 yıllık bir kültür mirasına restorasyon uygulaması adı altında yıkım aletleri ile müdahale edilmesi aslında çok daha uzun soluklu ve kapsamlı bir dizi yaklaşım ve projenin son örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bomonti bira fabrikası yapılarının yıkımı, Ayasofya’nın dönüşümü gibi çok güncel tartışmaların bir devamı gibi de görülebilir. Hiçbir kentte bir kültür mirası yapısına bu şekilde müdahale edildiğine rastlamak pek mümkün değildir; bu anlamda büyük bir ihmal ve usulsüzlük söz konusu.
Galata Kulesi’nin restorasyona ihtiyacı var mı, varsa bu hangi koşullarda yapılmalı?
Galata Kulesi hâlihazırda sıklıkla önünde ziyaretçi kuyruklarının oluştuğu bir yapı, meydanıyla birlikte Beyoğlu’nun önemli hafıza mekânlarından biri olarak, canlılığını her zaman yaşayarak korudu. Kule, 1967 yılında üç yıl süren kapsamlı bir restorasyon geçirmiş ve taşıyıcı sistemiyle birlikte günümüz koşullarına uygun olarak yeniden kullanıma açılmıştı. Galata Kulesi gibi tarihi yapıların, öncelikle işlevleri ve kullanım biçimleri ile özenle ve koruma öncelikli ele alınmaları önemli. Belli aralıkla ihtiyaç duyulan tadilat, restorasyon gibi uygulamaların ise hem tüm kanun ve yönetmeliklere uygun hem de kamuya açık, şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Korunması Gerekli Kültür Varlıkları kapsamında olan Galata Kulesi’ne yapılacak her türlü müdahale, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında ele alınmalı ve uygulanması önerilen projeler koruma kurullarının onayından geçtikten sonra, şeffaf bir şekilde yürütülmeli.
Restorasyon yapan şirketin AKP yöneticisine ait ES Yapı olduğu ortaya çıktı. Restorasyonun, hükümetin son yıllarda özellikle inşaat sektörü etrafına oluşturduğu çıkar ağıyla ilişkisi nedir?
ES Yapı, uzun bir süredir, İstanbul’un inşaat yoluyla dönüşümü hareketinde, özellikle tarihi yapılar ve alanlar ile ilgili projeler söz konusu olduğunda adına sıklıkla rastladığımız bir firma. İstanbul’un gerek sıfırdan inşa edilen mega projeler, gerekse de işlev ve mülkiyet değişimleri yoluyla dönüşümünde karşımıza çıkan bir dizi şirket, meslek insanı ve sermaye grubunun oluşturduğu ağda bir isim. Şirketin web sayfasında, son 10-15 yıldır üstlendiği kritik restorasyon projelerini görmek mümkün olsa da devam etmekte olan ve tamamlanmış projelerin detaylarına ait herhangi bir şeffaflık söz konusu değil. Kamuya ait kültür mirası niteliğindeki yapıların, şeffaflıktan bu kadar uzak, özel şirketler aracılığıyla el değiştiriyor, müdahaleye uğruyor hatta yok ediliyor olması kent tarihi, kamu yararı, toplumsal bellek gibi pek çok açıdan geri dönüşü olmayan zarar ve kayıplara yol açıyor. Galata Kulesi’ni de içine alan ve ETS Tur’un da sahibi olan Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un projesi olan “Beyoğlu Kültür Yolu” projesi, Galataport’tan başlayıp AKM’de biten rota üzerinde yer alan pek çok projeyle, İstanbul’un rant odaklı dönüşümünde aktif rol oynayan şirket ve meslek insanlarının ağını da zaten açıkça gösteriyor.
Tarihi binalar nasıl korunmalı?
Tarihi ve kültür varlığı niteliğindeki yapılar, öncelikle kamu mülkiyetinde olması ve yetkili resmi kurumlar tarafından, ilgili koruma kanunları çerçevesinde korunması gereken yapılar. Bu yapıların; nitelik, kullanım ve toplumsal bellek değerini yitirmemeleri, bütüncül bakış açılarıyla, kentsel ölçekte ele alınmaları gerekiyor. Ne özelleştirme politikaları ile birer turizm ve değişim nesnesi haline getirilmelerinin ne de ısrarla müzeleştirilerek yaşamdan koparılmalarının söz konusu olmaması gereken bu yapıların; işlev ve özgün nitelikleri ile yaşamın içinde, güncel hafızanın oluşmasında rol oynayarak var olmaları gerçek kamu yararına olacaktır. Bu konuda yıllardır üretilen bilimsel çalışmaların, uzman görüşlerinin ve oluşan birikimin kamuya açık ve şeffaf bir şekilde paylaşılması, bu yapıların toplumun gündelik yaşamına girmesi için oldukça önemlidir.
(Sosyalist İşçi)