Türk Tabipleri Birliği: Salgının 1. dalgası devam ediyor

15.07.2020 - 11:51
Haberi paylaş

Türk Tabipleri Birliği (TTB) COVID-19 İzleme Kurulu’nun hazırladığı COVID-19 Pandemisi 4. Ay Değerlendirme Raporu, düzenlenen online basın toplantısı ile kamuoyuna açıklandı. 

Rapordan başlıklar şöyle:

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Türkiye’de ilk vakayı duyurduğu basın toplantısının üzerinden 4 ay geçti. Hatırlanacağı gibi aynı günlerde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) salgını pandemi olarak adlandırmıştı ve yine aynı toplantıda Bakan “Ülkemizde yayılmayı önleyici tedbirler alınmıştır… sağlık personeli ve hastane hazırlıkları çok önceden bitirilmiştir…” diye eklemişti.

Pandemi gerekçesiyle kapanmayı, okula gitmeye ara verilmesi olarak (16 Mart) tanımlarsak, AVM’lerin açılışını da (11 Mayıs), açılmanın ilk adımı olarak işaretleyebiliriz. Bu kabul üzerinden geçtiğimiz 2 aylık dönemi Türkiye’de yeniden açılma sürecinin yönetimi olarak adlandırabiliriz. 

TTB olarak yeniden açılmada dikkat edilmesi gerekenleri içeren 5 Mayıs tarihli açıklamamızda “eğri azalış gösterse de salgın devam ediyor” uyarısını yapıyor ve ekliyorduk: Piyasa baskısından uzak, ayrım yapılmadan insan odaklı, toplumun sağlığı başta olmak üzere bütün insani, ekonomik ve sosyal gereksinimler sosyal devlet anlayışıyla karşılanarak yürütülmelidir.

Haziran başından bu yana mevcut veriler, salgının 1. dalgasının bitmediğini gösteriyor. Bu ortamda tüm uyarılara rağmen milyonlarca öğrenci ve veliyi hareketlendiren sınavlar dönemini yaşadık. 

“Herkes kendi OHAL’ini oluştursun” ve kimi yönetsel kısıtlamalarla başlayan süreç geldiğimiz noktada, Sağlık Bakanı’nın açıklamalarında çok sık dile getirdiği gibi, hemen neredeyse sadece bireysel tedbirlere indirgenmiştir. Oysa ki pandemi yönetimi, bireylerin sorumluluğunu aşan bir kamusal irade ve duyarlılık gerektirir. 

4 ay sonra “tek bir vaka salgın değildir”le başlayan sürecin hem bilimsel kavrayış hem de yönetsel hazırlık olarak -ne yazık ki- zayıf kaldığını daha net olarak görüyoruz. Pandeminin anlamını her birimiz her geçen gün daha iyi kavramakla birlikte, etkisinin boyutlarını, nereye evrileceğini hâlâ kestiremiyoruz. 

Kurul üyemiz Kayıhan Pala’nın “pandeminin Bursa’daki seyri” içerikli açıklamaları üzerine, hakkında Bursa Valiliği tarafından Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na ihbarda bulunulmuş, ardından Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevsizlik kararı verilen dosya gereği için Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü'ne gönderilmiş ve Üniversite Rektörlüğü “halkı yanlış bilgilendirme ve paniğe yönlendirici” açıklamalar yaptığı iddiası ile soruşturma açmıştır. Dünyada pandemi ilan edilmişken “tek bir vaka salgın olarak görülmemeli” cümlesinin halkı yanlış bilgilendirme kapsamına girmemesi, ama ihtiyatlılığı önermenin (en kötüsüne hazırlanmak) paniğe yönlendiricilik olarak görülmesi, kötü bir şaka olsa gerek.

Bu soruşturmayı açanlar/açtıranlar bilim insanının toplumsal sorumluluğunu yerine getirmesini engelleme, akademik özgürlüğü tanımama, örgütlü bilim insanına saldırma fiillerinde bulunma suçunu işlemiş oluyor. Bunu değerlendirecek hukukçuların olmadığı yerde insanların vicdanlarının olduğunu, olacağını biliyoruz.

Basın mensuplarının sorularının da yanıtlandığı basın toplantısında ayrıca şu vurgular öne çıktı:

• Salgının birinci dalgası halen sürmektedir ve sonbaharda ortaya çıkacak İnfluenza (grip) salgının etkisiyle birlikte düşünülmelidir. İnfluenza aşıları şimdiden hazırlanmalı ve başta risk grupları olmak üzere ücretsiz yapılması sağlanmalıdır.

• Sağlık çalışanlarının İnfluenza ve COVID-19 ayrımını tereddüte düşmeden yapabilmeleri için tanı testlerinin artırılması ve ücretsiz olarak temin edilmesi sağlanmalıdır.

• Kişisel koruyucu ekipmanların (KKE) kalitesi ve niteliği artırılmalı, sağlık çalışanlarına standartlara uygun, yeterli KKE sağlanmalı, risk gruplarının maskeye ücretsiz erişmesi sağlanmalıdır.

• Okulların açılması için radikal önlemlere ihtiyaç bulunmaktadır, ancak okulların açılacağının duyurulacağı tarihe kadar bunun yapılması mümkün değildir. Konu epidemiyolojik veriler doğrultusunda eğitim emekçileriyle birlikte değerlendirilmelidir.  

• Dünya Sağlık Örgütü’nün Türkiye’ye gönderdiğini duyurduğu ekipmanın nerelere dağıtıldığı açıklanmalıdır.

Bültene kayıt ol