Salgın ve salgına karşı mücadele devam ederken TTB, hastanelerde iş yükünün giderek arttığını, buna karşı planlı ve adaletli bir iş bölümü yapılması gerektiğini söyledi.
TTB bildirisinden satır başları şöyle:
Sağlık Bakanlığı pandemi yönetiminde sağlık meslek örgütlerinin desteğini almayı reddetmiş, birbiri ardına çıkardığı ve kendi içinde çelişkiler barındıran yönetmeliklerle sahada aktif çalışan personeli büyük bir belirsizlik içerisine sürüklemiştir.
Hastanelerdeki organizasyon eksikliği sürecin başından itibaren en büyük sorun olarak kendini göstermektedir. Bunun sonucu olarak özellikle asistan hekim ve hemşirelerde daha belirgin olmak üzere tüm sağlık emekçilerinin iş yükü artmış, artan iş yükü virüs maruziyetini de beraberinde getirmiştir.
Yapılacak iş hakkında önceden eğitim verilmeden aynı gün ya da bir gün önce SMS veya telefon aramaları ile yapılan görevlendirmeler asistan hekimler üzerinde psikolojik baskı oluşturmaktadır.
Bu planlamaların yönetim tarafından uygun şekillerde yapılmaması farklı branşlarda çalışan hekimler arasındaki gerginliği arttırmakta, iş barışını bozmakta, adaletsizlik duygusunu pekiştirmektedir.
Çoğu hastanede 24 saatlik nöbetler şeklinde çalışılmaktadır. Fazla mesai saati dinlenmeye fırsat vermemekte, viral yükü arttırmaktadır.
Temaslı sağlık çalışanlarına belirli aralıklarla rutin test uygulanması yapılmamaktadır.
Birçok merkezde acil servis/COVID-19 polikliniği organizasyonunda sorunlar mevcuttur. Triyajın hala efektif sağlanamadığı görülmektedir.
Nöbetlerde dağıtılan yemeklerin besin değeri göz önünde bulundurulmamaktadır. Birçok hastanede, kumanya şeklinde, her gün aynı menülerin olduğu yemekler sunulmaktadır. Vejeteryan/vegan menüler oluşturulmamıştır. Pandemi şartlarından ötürü, hastane dışında herhangi bir yerden beslenmenin mümkün olmadığı ortadadır.
Pandemi sürecindeki iş bölümünde uzman hekimlerin ve öğretim görevlilerinin daha geri planda bırakıldığı görülmektedir. Bu durum asistanlar üzerindeki iş yükünü arttırmaktadır.
COVID-19 pandemisi mücadelesi kapsamında acil olmayan ve ertelenebilir sağlık hizmetlerinin verilmemesi sebebiyle sağlık hizmeti arz ve talebindeki düşüşle sağlık tesisleri ciddi gelir kaybına uğramış ve personele yapılan ek ödemede azalma meydana gelmiştir.
Sürecin başından itibaren sağlık çalışanları bu süreçte kendi ekipmanını kendisi temin etme yoluna gitmiştir. Ekipman eksiği azalmış olsa bile hastane yönetimleri yeterli ekipmanın varlığına dair bir güven ortamı oluşturamamaktadır.
Hastane yönetimleri karar alma ve alınan kararları uygulama evresinde iş yükünü sırtlayan sağlık çalışanları ile diyalog halinde değildir. Hekim, hemşire ve işçi temsilcileri karar aşamasında dikkate alınmamakta, meslek örgütleri ve sendikalar bu süreçte bilgilendirilmemektedir. Tam tersi çalışanların vermek istediği dilekçeler hastane yönetimleri tarafından işleme sokulmamaktadır.
Önerilerimizin uygulanabilir ve hayati olduğu açıktır:
- Çalışma saatlerinin virüs yükünü en aza indirecek ve bu konudaki referans kaynaklar göz önünde bulunduracak şekilde 8 saatlik nöbetler halinde düzenlenmesini,
- Artan iş yükünün ve risklerin sadece asistan hekimlerin omzuna yüklenmesi yerine öğretim görevlileri ve uzmanların da dahil olduğu bir çalışma düzeniyle adaletli dağıtılmasını,
- Ek ödemelerin unvanlardan ve profesyonel alanlarımızdan bağımsız olarak hastanede çalışan tüm personel arasında eşit dağıtılmasını,
- Tüm hastanelerde sağlık çalışanlarının sağlığı birimlerinin kurulmasını, bu birimin sağlık çalışanlarının beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını giderdiği mekanları denetlemesini, ayrıca bu birimin hastane içi bulaş açısından göz ardı edilen atık yönetimi konusunda da eğitimler düzenlemesini,
- Tüm sağlık çalışanlarının COVID temas öyküsü ve semptom sorgulanmadan düzenli olarak taranmasını, bu taramaların sağlık çalışanlarına ayrılmış ayrı poliklinikte yapılmasını,
- Süresi dolan asistan hekimlerin tez sunumlarının ve bitirme sınavlarının iptali yerine online olarak yapılmasını talep ediyoruz.
- Pandemi sürecinin sağlık emekçilerinin fikri alınmadan yönetilmesi birçok sorunun gözden kaçmasına sebep olmakta, var olan krizi derinleştirmektedir. TTB ve sağlık meslek örgütleri sürece dahil edilmelidir.