Suriyeli Abdullah: Suriye’de demokratik, adil bir yönetimin kurulması en büyük dileğim

13.03.2020 - 19:55
Haberi paylaş

Edirne sınırında göçmenlerin yaşadıklarını yerinde görmek ve onlarla daryanışma sağlamak için yaptığımız ziyarette karşılaştığımız Suriyeli Abdullah ile konuştuk.

Bilindiği gibi, hafta başında Türkiye, “sınırları açtığını” duyurdu. Göçmenler sınırların açıldığını, Türkiye tarafının “geçmek isteyen göçmenleri engellemeyeceğini”öğrendi. Abdullah ve beraberinde binlerce göçmen, bulabildikleri ulaşım araçları ile hızlıca Edirne merkez ve İpsala ilçesindeki sınır bölgesine geldiler. Bir kısmı sınır kapısındaki dikenli telleri aşarak, bir kısmı Meriç nehri üzerinden botlarla Yunanistan tarafına geçtiler. Ancak Yunanistan güvenlik güçleri ve sivil faşist çeteler göçmenlere karşı insanlık dışı uygulamalarda bulundular. Üzerlerine gerçek mermilerle ateş açtılar, geçişler sırasında en az 3 göçmen öldürüldü, onlarcası yaralandı.Olaylar üzerine binlerce göçmen geri döndü. Ama binlerce göçmen de Pazarkule sınır kapısında, sınırın açılmasını bekliyor.

Türkiye –Yunanistan sınırında yaşananları Suriyeli Abdullah’tan aktarıyoruz:

Merhaba, kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Suriye'den Abdullah'ım. 29 yaşındayım, 6 yıldır Kayseri'de ikamet ediyorum. Evliyim, iki çocuğum var.

Göçmen olmaya niçin karar verdiniz, ülkenizdeki koşullar nasıldı

Türkiye'ye güvenlik arayışı yüzünden geldim. Ülkemdebir savaş sürüyor, can güvenliğimiz yok. Suriye'de istihbarat servisleri tarafından tutuklandım, en şiddetli işkencelere maruz kaldım. Ben süren bu savaşta taraf olmak istemiyorum. Şiddete karşıyım, sorunların şiddetle çözüleceğine inanmıyorum. Benim ülkemde, Suriye’de demokratik, adil bir yönetimin kurulması en büyük dileğim. 

Türkiye’ye ne zaman geldiniz, nerelerde kaldınız.

Türkiye’ye altı yıl önce göç ettim. Doğrudan tanıdıklarımın olduğu Kayseri’ye geldim. Burada ev tuttum, iş buldum.

Türkiye’de kalma koşullarınız nasıldı, iş buldunuz mu, ne kadar ücret alıyorsunuz

Ailemle birlikte iki odalı bir evde yaşıyorum, aylık kirası 600 TL. Plastik atölyesinde çalışıyorum, maaşım 1.500 TL. Bu ücret ailemi geçindirmeye yetmiyor. Hollanda'da akrabam var, her ay bana 100 Euro gönderiyor, ancak idare ediyoruz.Bugünlerde fiyatlar da epeyce yükseldi, biliyorsunuz.

Türkiye’de sizlere mülteci statüsü tanınmıyor, bunun sıkıntılarını yaşıyor musunuz?

Elbette yaşıyoruz. Mülteci olmadığımız için kalıcı bir iş bulamıyoruz. Hayatımızı kalıcı olarak şekillendiremiyoruz. Burada misafir olarak kabul ediliyoruz, her an misafirliğimizin bittiği ve artık gitmemiz gerektiği söylenebilir. O yüzden de mülteci olarak kabul edilebileceğimiz, iş bulabileceğimiz bir Avrupa ülkesine gitmek istiyoruz.

Sınır kapılarının açıldığını duyduğunuzda nasıl davrandınız, nasıl planlama yaptınız

Hollanda’da akrabalarımdan biri beni aradı ve Yunanistan-Türkiye sınırının açıldığını söyledi. Ona“sınıra ulaşmak için param yok, o yüzden bana oraya ulaşmak için 200 avro gönder” dedim, gönderdi.Sonuçta Kayseri’den Hollanda'ya gitmek için yola çıktım. Olanların sadece bir oyun olduğunu bilmiyordum.

Yunan polisi ve askeri size nasıl davrandı, sınır geçişi sırasında neler yaşadınız.

Sınıra vardıktan sonra bir kereden fazla geçmeye çalıştım, ama başaramadım, 3 kez tutuklandım, dövüldüm. Yunanlılar her şeyimi aldılar, telefonumu, paramı ve kıyafetlerimi aldılar, onları gözümün önünde yaktılar. Önümdeki bir kişi Yunan askerleri tarafından vuruldu. Bir kişi öldü, iki kişi yaralandı. Çok yakınımda Yunanlı bir keskin nişancı gördüm, doğrudan bize ateş ediyordu.

Sınırı geçmek için kaç defa uğraştınız

Toplamda üç kez geçmeye çalıştım, ama geçemedim. Benim için sadece Tanrı'nın rahmeti önemli. Bundan sonra artık hiçbir şeye güvenim yok. Eşimi ve çocuklarımı görmek için Kayseri'ye nasıl döneceğimi bilmiyordum. Onları yanımda getirmemiştim, çünkü bu olanların başıma gelmesinden korkuyordum, nitekim başıma geldi. Sınırı geçemeyeceğimi anlayınca geri dönmeye, ailemin olduğu Kayseri’ye gitmeye karar verdim. Tekirdağ’a kadar geldim, sonrasında gidemiyordum, kimse bize araç vermek istemiyordu. Sonra yüksek kararlılığa sahip olan, İpsala sınırında tanıştığım, kardeşim Hasan Fehmi’yi aradım. Hasan Fehmi Kayseri'ye geri dönmeme yardımcı oldu, araç buldu, bizi yolcu etti.

Sınırda durum nasıldı, sınırı geçmek isteyenler neler yapmaya çalışıyordu.

Sınırda her şey cehennem gibiydi. Hava çok soğukta, çocuklar açıkta uyumak zorunda kalıyorlardı. Çocuklar hastalandı, bütün gece ağladılar. Yunan askeri ve polisi çocuklara, kadınlara ve yaşlılara merhamet etmedi. Herkese silahla ateş etti veya sopa ile vurdu. Türk görevliler bize yiyecek dağıtıyordu. Verdikleri battaniyeler, soğuktan korunmamızda bize çok yardımcı oldu. Zor bir yolculuktu. Burada şunu gördüm, hissettim; aslında insanlar büyü kbir oyunda sadece birer piyon veya araç.

Size göre sınır kapıları açılır mı, Avrupa’ya geçebilir misiniz?

Sınırı geçmeyi, Avrupa’ya gitmeyi elbette tekrar deneyeceğim. Çünkü ailem için daha iyi bir gelecek için bunu yapmam lazım. Tabii ki Hollanda'ya gitmek için resmi bir yol istiyorum.Çünkü yasadışı yollar ölümle dolu, bunu kendi gözlerimle gördüm. Biz bütün insanları seven, kimseye zarar vermek istemeyen basit insanlarız. Suriye'de Türk askerleri öldürüldüğünde, Tanrı'dan hepsine merhamet etmesini diliyoruz.Türk askerlerini ve binlerce Suriyeliyi öldüren Rusya ve Esad bizim de düşmanımız. Siz bizim kardeşimizsiniz ve biz sizin kardeşleriniziz. Avrupa'yı sevmiyoruz, ancak çocuklarımızın geleceği açısından, para kazanma açısından Avrupa daha iyi, o nedenle Avrupa’ya gitmek istiyoruz.

Bültene kayıt ol