DSİP'ten rant ve yıkıma itiraz

30.12.2019 - 10:55
Haberi paylaş

Yağmura fırtınaya rağmen binlerce kişi, Kanal İstanbul'a itiraz dilekçeleriyle kuyrukta. DSİP üyeleri de itiraz dilekçelerini bu sabah teslim etti

İktidar toplumsal kabul görmeyen "projesini" dayatmaya devam ederken, Kanal İstanbul ÇED raporuna itiraz edenler, hukuki mücadele verirken büyük tepkiyi de sergiliyor.

Beşiktaş'taki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün önünde saat 10.00 itibarıyla 2 bin kişilik bir kuyruk vardı. İstanbul'un çeşitli ilçelerinden gelen insanlar, olumsuz hava koşullarına rağmen itiraz için sıra oldular.

Devrimci Sosyalist İşçi Partisi Genel Yönetim Kurulu üyeleri de kuyruktaydı. Kendi hazırladıkları dilekçelerinde ÇED raporuna şu itirazlarda bulundular:

- Bu proje hayata geçerse, beton bir şehre dönüştürülen İstanbul ve bölgedeki çevresel tahribat geri dönüşü olmayan bir şekilde artacak.

- Birden çok aktif fay hattının geçtiği bu güzergahta yeni bir yerleşim kurmak, geri dönüşü olmayacak bir felakete yol açabilir.

- Yaban hayvanlarının yaşam alanlarının ve kuşların göç rotalarının yok edilmesiyle birlikte ekosistem ciddi oranda bozulacak. 

- Şehrin temiz su kaynakları, tam da kuraklık ve su krizi yaşanırken, yok edilecek.

Kanal İstanbul, doğal çevreyi değiştirerek olumsuz etkileyecek, bir başka deyişle çevre ve halk sağlığını bozacak bir proje olduğundan “sağlıklı çevrede yaşama hakkı”mın ihlal edilmesini kabul etmiyorum. 

Anayasal yetkilerimi kullanarak Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 11. maddesinin 4. fıkrası çerçevesinde ÇED Raporuna itiraz ediyor, proje için ÇED Olumsuz Kararı verilmesini talep ediyorum.

'Dilekçe yetmez'

DSİP GYK üyesi Volkan Akyıldırım, itiraz süreci ve sonrası hakkında şunları söyledi:

"İstanbulluların ve Türkiye toplumunun çoğunluğunun reddettiği Kanal İstanbul adı verilen sermaye projesini durdurmak için itiraz kuyruğundayız.

İtirazlarımız ÇED raporuyla sınırlı değildir. İstanbul'un kanala ihtiyacı yok. İşsizlerin işe, depreme dayanıklı konutlara, iklim değişikliğini durdurmak için temiz enerji ve sıfır emisyona ihtiyacımız var.

Hukuki mücadele adına dilekçelerimizi veriyor ve herkesi itiraz etmeye çağırıyoruz.

Sadece dilekçe vermek yetmez. Dayatmacı iktidarı yenmek için seçimleri de bekleyecek değiliz. Kanal İstanbul'un arkasında İstanbul ve Türkiye'de büyük bir çevresel yıkım yaratan iktidar seçkinleri, onların besleyip büyüttüğü holdingler, dış kredilere bağımlı Türkiye kapitalizmi var. Onlar bir avuç azınlık, biz çoğunluğuz. Devasa kaynaklar çoğunluğun acil ihtiyaçları için kullanılmalıdır.

Her görüşten ve kimlikten İstanbullu kol kola girmeli, demokratik ve barışçıl bir mücadele yürütmeliyiz. İtiraz kuyruğu bir başlangıç olsun." 

Bültene kayıt ol