Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Gezi Parkı davasından 2 yıldan uzun bir süredir cezaevinde bulunan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın başvurusu hakkında ihlal kararı verdi.
AİHM, makul şüphe olmadan Kavala'nın siyasi sebeplerle tutuklanması ve Anayasa Mahkemesi'nin başvuruyu makul bir sürede incelememesi nedeniyle AİHS madde 5/1, 5/4 ve 18'den ihlal bulup, Kavala'nın derhal serbest bırakılmasına karar verdi. Ancak AİHM kararlarının bağlayıcı olmasına rağmen, Kavala henüz serbest bırakılmış değil.
Gezi Davası'nın tutuklu tek sanığı
Osman Kavala, 18 Ekim 2017’de İstanbul Havalimanı'nda gözaltına alındı. 15 gün gözaltında tutulduktan sonra, 1 Kasım 2017’de “Gezi eylemlerinin yöneticisi olmak” ve “15 Temmuz darbe girişimine katılmak” suçlamalarıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konuldu.
İlerleyen aylarda Kavala soruşturması genişletildi ve 2018 yılının Kasım ayında düzenlenen operasyonda, Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Anadolu Kültür çalışanlarının da aralarında olduğu 13 akademisyen ve hak savunucusu gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan Yiğit Aksakoğlu tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kavala’nın tutuklanmasına “Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs” ve “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” iddiaları gerekçe gösterilse de 1 yıl 4 ay boyunca Kavala hakkındaki suçlamaları anlatan bir iddianame hazırlanmadı. Bu süre zarfında avukatlarının, “kişilerin adil yargılanma, belgelere ulaşma, masumiyet hakkını ihlal eden bir durum” diye niteleyerek, tahliye edilmesi istemiyle yaptıkları 20 başvurunun hepsi reddedildi.
AYM'ye bireysel başvuru
Kavala, tutukluluğuna dair hak ihlali olduğu gerekçesiyle Aralık 2017’de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Başvuru, 22 Mayıs 2019’da oy çokluğuyla reddedildi. Ret gerekçesinde iddianamede yer alan suçlamalar konusunda ısrar edilmesine rağmen, Mahkeme Başkanı Zühtü Arslan da Anayasa Mahkemesi’nin kararına karşı çıktı.
AYM'nin başvuruyu oylayan 10 üyesinin 5'i kabul, 5'i de ret oyu kullandı. Karşı oy kullanan 5 üyeden biri olan Arslan, bunu “başvurucunun Gezi olaylarına katılmış ve bu olayları desteklemiş olmasının tek başına bir suç işlediğinin belirtisi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Zira barışçıl olmak kaydıyla herkes toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyebilir, düzenlenenlere katılabilir ve bunların yaygınlaşmasını isteyebilir" sözleriyle gerekçelendirdi.
"Meşhur Macar Yahudisi Soros"
Bütün bunlar olurken, başta Erdoğan olmak üzere, devletin ve hükümetin çeşitli yöneticileri Osman Kavala'yı "dış güçlerin maşası" olmakla suçlamaya devam ettiler. 18 Kasım 2018 tarihinde Recep Tayyip Erdoğan, muhtarlara yaptığı konuşmada isim vermeden Osman Kavala'yı işaret ederek şu ifadeleri kullandı: "Dün Gezi olaylarını öven, Gezi'ci vandalları yücelten, bunun üzerinden bizi itham eden zırvalar beyan etmiş, Gezi olaylarında teröristlerin finans kaynağı olan bir kişi şu anda içeride. Onun arkasında meşhur Macar Yahudi’si Soros var.
Bu adam dünyada milletleri bölmekle adeta birilerini görevlendiren parası bol birisi. Türkiye'deki temsilcisi de aynı şekilde babadan zengin, bu imkanlarını bu ülkeyi parçalayıp bölen terör eylemlerine karşı her türlü desteği veren kişi. Şimdi içeride. Suçu olmayanı niçin kalksın da yargımız içeri alsın?“
1 yıl 4 ay sonra iddianame
19 Şubat 2019 tarihinde hazırlanan ve 4 Mart 2019 tarihinde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 657 sayfalık iddianamede, Kavala’nın 2013 yılında yaşanan Gezi eylemlerini finanse ettiği, İstanbul dışındakiler de dahil olmak üzere tümünü örgütlediği, bu suretle hükümeti devirmeye, iç savaş ve darbe zemini hazırlamaya teşebbüs ettiği öne sürüldü.
Bütün bunlara kanıt olarak da Kavala'nın yaptığı birkaç telefon görüşmesinde Gezi’ye masa, sandalye götürülmesi gerektiği yönündeki sözleri, yaptığı birkaç yurtdışı seyahat de iddiaların kanıtı olarak gösterildi. Kavala dahil iddianamedeki 16 ismin Gezi eylemlerine 2011’den itibaren hazırlık yaptığı ve “tepe yönetim” olduğu iddia edildi. Açılan davanın 24-25 Haziran 2019 tarihlerinde Silivri’de görülen ilk duruşmasında Yiğit Aksakoğlu tahliye edildi, ancak Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verildi.
Osman Kavala'yı serbest bırakın
8 Ekim 2019 tarihinde gerçekleşen üçüncü duruşmada da Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 10 Aralık 2019'da, Osman Kavala’nın makul şüphe olmadan siyasi sebeplerle tutuklanması ve Anayasa Mahkemesi’nin başvuruyu makul bir sürede incelememesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlal edildiğine karar verdi. İç hukuk bakımından bağlayıcı olan AİHM kararının Kavala'nın derhal serbest bırakılmasını öngörmesine rağmen, buna henüz uyulmuş değil. Kavala'nın bir sonraki duruşması 24-25 Aralık tarihlerinde yapılacak.
(Sosyalist İşçi)