DSİP Konferansı 7 Aralık’ta toplandı. Konferans sonuç bildirgesinin özeti:
2019 yılına gösteriler, ayaklanmalar, genel grevler, büyük mücadeleler damgasını vurdu.
Cezayir’de, Sudan’daki mücadeleler zaferle sonuçlandı, diktatörler devrildi.
Irak, İran ve Lübnan’da egemen elitlere karşı kahramanca bir mücadele sürüyor.
Şili’de gelir adaletsizliğine ve neoliberalizme öfke bir ayaklanmaya dönüşürken, Fransa’da emeklilik saldırısına karşı ilan edilen genel greve milyonlarca işçi katıldı.
Yeni mücadele dalgasının en önünde öğrenciler, genç işçiler, kadınlar ve işsizler var. Bu yeni kuşakların kendilerini geleceksiz bırakan kapitalizme isyanıdır.
Neoliberalizme ve iklim krizine karşı öfkede kadınların öne çıktığı bugünkü mücadele dalgasının merkezinde işçi sınıfı duruyor. Bu hareket sadece protesto eylemleri yapmıyor, büyük grevlere imza atıyor.
Emperyalist Çin’in baskısına ve sömürge yönetimine karşı Hong Kongluların muazzam mücadelesinin de emperyalist İspanya devletine karşı Katalonya’daki bağımsız mücadelesinin de ana gövdesi işçilerden oluşuyor.
Kapitalist sınıfın neoliberalizm etrafından ördüğü küresel siyasal konsensüs çöktü. İşçiler, artık sermaye lehine saldırı programlarını kabul etmiyor.
2019 yılında bir çok ülkede büyük mücadeleler yaşanırken, milyonlarca kişi iklim krizine karşı küresel grevlere katıldı. Başını Greta Thrunberg gibi gençlerin çektiği bu yeni hareket, yeryüzünde canlı türlerinin yaşamını yok edecek olan iklim değişikliğini durdurmakta kararlı.
2019’da olanlara bakıldığında yeni yılın büyük çalkanlatılara sahne olacağı, sürmekte olan mücadelelere yenilerinin ekleneceğini tahmin etmek zor değil.
Küresel ölçekte derinleşen kriz
2019, küresel finans krizinin yaşandığı 2008’den bu yana küresel ekonominin en durgun olduğu yıldı. Emperyalist devletlerden başlayarak her türden kapitalist yönetime yayılan ekonomik ve politik istikrarsızlık 2020’de büyüyecektir.
2000’li yılların sonunda kapitalizmin çifte krizinden söz ediyorduk: ekonomik kriz ve iklim krizi! Şimdi, ekonomik krizin ve iklim krizinin yanına küresel siyasal kriz ile emperyalizmin askeri çelişkileri ve krizi eklendi.
Küresel isyanının yaşandığı bugünün dünyası devrimci sosyalistler için imkanlarla dolu. Enternasyonalist ve antikapitalist sol, bugünkü büyük mücadeleler içinde kendini inşa edebilir, kitleleri için siyasi bir alternatife dönüşebilir.
Kitlesel antikapitalist bir alternatif
Ayaklanma ve büyük gösterilerle çalkalanan her bir ülkeye baktığımızda bu hareketlerin lidersiz olduğu, sol ya da sosyalist örgütlerin kitle hareketleri içinde etkin olmadığını görüyoruz.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi, 2020’deki en büyük görevi, mevcut mücadelelerle dayanışma, bu mücadeleleri büyütme ve hareketin kazanım elde etmesine yardımcı olmak olarak tanımlıyor. Devrimci partiler güçlendiği oranda bu adımları daha kolay bir şekilde atabileceğiz.
- Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da kahramanca mücadele yürüten gençler ve işçiler, hepimize cesaret veriyor.
- İklim krizine karşı küresel grevler, yeni bir dünyanın mümkün olduğunu gösteriyor.
- Diktatörlere ve baskıcı yönetimlere karşı mücadelenin kazanması için örgütleniyoruz.
- Egemen ulus milliyetçiliğine karşı, sömürgecilere karşı ezilen halkların yanındayız.
- Çürümüş bir düzen olan küresel kapitalizmin ortadan kaldırılmasının zamanı geldi.
- Emperyalizme, ırkçılığa, faşizme, darbelere, egemen sınıfların bugünkü hareketi bastırmak için örgütlediği tüm saldırılara karşı bileşik, yaratıcı mücadele imkanlarını sonuna kadar kullanmalıyız.
Başka bir dünya, Başka bir Türkiye mümkün!
2019, Türkiye’de güç dengelerinin değiştiği bir yıl oldu.
- Kurdukları baskıcı yönetim ve borç krizinin etkileriyle birlikte milyonlarca seçmen iktidar blokundan kopuyor.
- Toplumun birçok kesimi mevcut düzene karşı hoşnutsuz, her geçen gün yeni kesimlerin katılımıyla büyüyen bu kalabalıkta öfke artıyor.
- Topluma yeni liderler olarak sunulan isimler ise ya geçmişten kopup geliyor ya da sağcı-sermaye yanlısı statükonun kenarlarında dolanıyor. Bu isimler, bu isimlerin kurduğu partiler ya da içinde faaliyet yürüttükleri ana muhalefet partileri açlığa, yoksulluğa, iklim krizine ve özgürlük isteyen ezilenlere, işçilere, kadınlara, Kürtlere ve gençlere yanıt veremez. Verdikleri yanıtlar geleneksel ve sahte alternatifler üretilmesi anlamına gelir.
- Türkiye kapitalizmi dünyanın bir parçasıdır. Dünyadan izole edilmek istenen Türkiye işçi sınıfı ve yoksulları da dünyada ayaklanan emekçileri izliyor.
- Dünyadaki mücadele rüzgarları, Türkiyeli işçilere ve yoksullara güç vermelidir. 2020 yılı Türkiye’de de öfkeli kitlelerin harekete geçtiği ve alt üst oluşların yaşandığı bir yıl olabilir.
- İşçilerin sermayeye karşı mücadelesinin, aşırı sağın altında yaşayan ezilenlerin kurtuluş mücadelelerinin büyümesi, birleşmesi ve dayanışması için mücadele 2020 yılının ana perspektifi olacak.
- İşçileri ve yoksulları bölen başta milliyetçilik ve cinsiyetçilik olmak üzere egemen sınıf fikirlerine ve uygulamalarına karşı mücadeleyi yükselteceğiz.
- Savaş hayır! Barış ve eşitlik mücadelesini güçlendirmeliyiz.
- Irkçılığa, iklim krizine, cinsiyetçi saldırılara karşı birleşelim.
- Gerçek solun olmadığı koşullarda meydan, sağcılara kalıyor. Bizler, hakim sınıf partileri etrafında yürütülen ittifakların çözüm olmadığını savunuyoruz. İşçiler, kadınlar, gençler kendi siyasi alternatiflerini yaratmalıdır. OHAL koşullarının hala etkilerini ağır bir şekilde hissettiren aşırı sağcı iklimi ve yerli-milli koalisyonun yarattığı kutuplaşma ve öfke, hükümet ve ortaklarına karşı çıkan her gücü doğal müttefiki olarak gören bir yaklaşımı sol içinde hakim hale getirdi. Seçimde ittifak kurulan bu güçlerin sınır ötesi harekatı desteklemek için neredeyse kuyruğa girmesi gibi siyasi eğilimler ise görmezden geliniyor. Bütün mücadeleyi seçim aritmetiğine indirgeyen bu yaklaşım, sanıldığının aksine hem bütün sağı meşrulaştıran bir taktik vazifesi görüyor.
AKP’nin çözüldüğü, siyasal bir çürümenin siyasal alanı bütünüyle belirlediği, AKP’nin çözülüşüyle devlet yönetme krizinin el ele gittiği koşullarda, antikapitalist bir alternatifin inşa edilmesini her şeyin önünde görüyoruz.
İşçi sınıfının haklarının ve özgürlüklerinin kazanılması; kadınların maruz kaldığı şiddet dalgasının püskürtülmesi ve kadın özgürlüğünün sağlanması için; Kürt halkının özgürlüğünün ve tüm temel haklarının her düzeyde garanti altına alınması için; ırkçılar ve milliyetçileri gerileterek göçmen düşmanlığını yenmek için ve sesi olmayan tüm canlılar adına da ses çıkartan, “geleceğimizi çaldınız” haykırışıyla sokaklara çıkan öfkeli iklim aktivistlerinin mücadelesinin kazanması için ve ayrımcılık ve şiddet dalgasının sürekli muhatabı olan LBTİ+’lara yönelik baskıların son bulması ve ırkçılığı sürekli olarak besleyen Ermeni soykırımı ve tüm ayrımcılıklarla yüzleşmek için birlikte mücadeleyi, 2020 yılının en önemli zemini olarak görüyoruz.
Bu zemin, aynı zamanda, acil bir ihtiyaç olarak gördüğümüz antikapitalist bir odağın da üzerinde inşa edileceği politik fay hatlarına tekabül ediyor.
Gelin bu mücadeleyi hep birlikte büyütelim.
DSİP