Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye heyetinin, ABD ziyareti kimilerine göre bir "zafer", kimilerine göre "sonuçsuz" bir görüşme.
Pazarlıkların içeriği tam olarak açıklanmasa da içeride güç kaybeden ve sıkışan iki milliyetçi lider, Suriye'de "yeni statüko" denilen durumu çeşitli rötuşlarla kendi çıkarlarına uygun bir şekilde düzenleyip, pekiştirdi.
ABD ile müttefiki Türkiye arasındaki kriz konuları çözülmedi, bir sonraki pazarlığa kadar ertelendi.
"Yeni statüko"daki değişim
Trump'ın yeşil ışığıyla Türkiye ordusu ve ona bağlı yerel silahlı güçlerin Rojava'ya yerleşmesi, SDG/YPG ile Özerk Yönetim'in kurulduğu alanlardan sürülmesi, Türkiye sınırlarına Rus jandarması ve Suriye askerlerinin gelmesi Suriye'de "yeni statüko" olarak sunulmuştu.
Türkiye ordusunun sınır hattı boyunca yaptığı operasyonlarla birlikte, ABD askerleri Kuzey ve Doğu Suriye'den çekilmiş, ABD ordusu ile SDG arasındaki ittifak kopmuş, Suriye Kürtleri Rusya aracılığıyla Esad'la anlaşmıştı. Ancak geçen haftalar içinde bu durum bozuldu.
Trump yönetimi, ABD ordusunu tamamen çekmek yerine Deyrizor'daki petrol bölgesinde varlığını kalıcılaştırdı. SDG ise petrol bölgelerini korumak konusunda hevesli davranarak yeniden ABD ile ittifak kurdu. Geriye Türkiye ve bağlı silahlı güçlerin, SDG ile çatışmasını önlemek kalmıştı.
Trump ayrı ayrı ittifaklar oluşturduğu Türkiye ve Suriye Kürt hareketinin planlanan bölgelere çekilip, çatışmadan uzak kalmalarını Erdoğan'a kabul ettirdi mi? Bunu önümüzdeki günler gösterecek.
Dayatılan seçenekler
Trump'la anlaşan Erdoğan, Putin'e gidecek ve Suriye'deki varlığını borçlu olduğu asıl güç olan Rusya ile anlaşmasını yenileyecek.
Bölgedeki çoğu göçmen durumundaki Kürt nüfusun büyük bölümünün, Türkiye'de yaşayan Suriyeli mültecilerin ve İdlib'de sıkışan sivillerin durumlarının ne olacağı ise belirsiz.
Türkiye'nin ittifak kurduğu Suriyeli "muhalif" askerlerin Afrin'de kurduğu baskıcı ve ayrımcı düzen ile Esad rejimi altında yaşamak, Suriye'nin üçte ikisinde yaşayan milyonlarca insanın önüne konulan seçenekler.
Bu tür seçeneklerin hiçbiri doğal ya da kaçınılmaz değil. Beyaz Saray'da ya da Soçi'de masaya konulan çıkarların birer sonucu. Bu çıkarlar, Suriye halkının geleceği hakkında değil, dahil olan her bir liderin kendi iktidarını sürdürmesiyle ilgili.
Çıkarlar ve ittfifaklar değişince Suriye'deki "yeni statüko" da değişebilir. Bu bir statükodan çok tepeden inme bir çözümün dayatılması.
20. yüzyıldaki benzer 'tepeden inme' müdahaleler, yeni çelişkiler ve çatışmalar, uzun sürekli askeri gerginlikler ve düşmanlıklarla sonuçlandı.
Suriye'de barışı ve demokratik bir düzeni getirecek olan Suriye halklarıdır. Savaş politikaları aşağıdan sivil bir çözümün önünü kapatıyor.