Erdoğan ve Putin yeni silah anlaşmaları konusunda anlaşırken, İdlib ve Suriye rejimi hakkında farklı şeyler söyledi.
Suriye ve Rusya'nın İdlib'e saldırılarını yoğunlaştırması, Morek'teki TSK gözlem noktasının Esad'ın birlikleri tarafından kuşatılması üzerine Moskova'ya giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü.
Birlikte MAX-2019 fuarını gezen devlet başkanları, ortak bir basın toplantısı düzenledi.
İdlib tartışması
İdlib konusunda "endişeli" olduklarını söyleyen Putin, "Türkiye ile teröristlerin yok edilmesi için ek tedbirlerin çerçevesini belirledik" diye konuştu.
İdlib'in "teröristlerin merkezi" haline geldiğini vurgulayarak, Lazkiye'deki Hmeymim hava üslerine yapılan saldırıyı örnek verdi.
Putin'in bahsettiği ek tedbirler ise açıklanmadı.
Erdoğan ise "Rejimin terörizmle mücadele bahanesiyle sivillere karadan ve havadan ölüm yağdırması kabul edilemez" sözleriyle İdlib'deki durumun sorumlusunun Şam yönetimi olduğunu söyledi ve ekledi:
"Rejimin kışkırtmaları, bölgedeki askerlerimizin can güvenliğini riske etme boyutuna varmıştır. Buradan şunu da ifade etmek istiyorum, meşru müdafaa hakkımız, özellikle sınırlarımız boyunca bizi müdafaaya sevk etmektedir."
Bu sözlere rağmen Erdoğan, "komşu Suriye" ifadesini kullandı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yaptı.
Morek'te kuşatma altında olan TSK gözlem noktasının 300 metre uzağına Rus askeri gözlem noktası kurulduğu belirtiliyor. Bu girişimle İdlib'de "tansiyonun düşürüleceği" söylense de Suriye'nin Erdoğan'ın çağrısına uyup uymayacağı belirsiz.
Putin'in gündemindeyse hava saldırılarının durdurulması değil, El Nusra cephesi ve benzeri silahlı muhaliflerin yok edilmesi var.
"Güvenli bölge" mutabakatı
Erdoğan-Putin görüşmesinin diğer önemli gündemi, Kuzey Suriye'de oluşturulmak istenen "güvenli bölge" oldu.
Putin, "Türkiye'nin güney sınırlarında bir güvenlik bölgesi oluşturması, Suriye'nin toprak bütünlüğü açısından olumlu bir adımdır" dedi ve şöyle devam etti:
"Sınırlarındaki güvenliğini sağlaması lazım, bu Türkiye'nin meşru hakkıdır."
Erdoğan, İdlib'deki saldırıların Türkiye sınırlarına kitlesel göçe sebep olduğunu söylerken, Putin "Türkiye'nin mültecilerle ilgili yükü büyük. Bunu çok iyi biliyoruz" dedi.
Bu sözler, Tel Abyad (Girê Spî) ve Resulayn (Serêkaniyê) arasındaki 82 kilometrelik alanda "güvenli bölge" oluşturulması konusunda ABD, Türkiye ve Rusya arasında bir mutabakat sağlandığını gösteriyor.
Ortak basın toplantısında dile getirilen en ilginç ifadelerden biri, Erdoğan'ın "Münbiç'teki terör örgütünün, Kobani ve doğuya doğru bölgeyi terk etmesini, güvenli bölge sözünün yerine getirilmesini istiyoruz" demesi oldu.
Doğu Suriye, ABD askeri güçlerinin konuşlandığı alan. ABD-Türkiye anlaşmasına göre YPG'nin silahlı güçleri Doğu'ya ve içlere çekilecekti.
Erdoğan, Putin'le görüşürken, YPG Fırat'ın doğusundaki Ra’s al-‘Ayn bölgesinde, ilk adım olarak "bazı ünitelerin" ve "ağır silahların" geri çekildiğini duyurdu.
Reuters'in Kürt kaynaklarına dayandırdığı haberine göre ise YPG, Tel Abyad ve Resulayn'daki güçlerini ve ağır silahlarını geri çekti.
Bu adım, Erdoğan'ın "çok yakında kara birlikleri girecek" sözlerinin üzerine geldi.
ABD-Rusya-Türkiye mutabakatının oluşmasıyla birlikte yaklaşık 1.5 yıldır gündemde olan sınır ötesi operasyonun da önü açıldı.
Bu mutabakatın kaybedeni, Suriyeli mülteciler. Türkiye'ye sığınan Suriyeli göçmenlerin geri gönderilmesi, ülkede söz sahibi olan iki emperyalist devlet tarafından onaylanmış oldu.
En iyi anlaştıkları konu
Erdoğan, Vladimir Putin’le birlikte gittiği Uluslararası Havacılık Fuarı MAKS-2019’da Rus savaş uçağı SU-57’yi inceledi. Putin, ABD'den F-35'leri alamayan Türkiye'ye, kendi SU-57 savaş uçaklarını tanıttı.
Erdoğan inceleme esnasında uçağı işaret edip “SU-57 bu mu? Bu şimdi uçuyor mu?” diye sordu. Putin de soruya, “Uçuyor, size bugün göstereceğiz” cevabını verdi. Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan esprili bir biçimde “Bundan mı alacağız?” sorusunu yöneltti. Rusya lideriyse bir an duraksayarak “İstiyorsanız alabilirsiniz” yanıtını verdi.
Rusya'da 2,5 milyar dolara S-400'ler alan, Akkuyu'da nükleer santralı yine Rus şirkete yaptıran Erdoğan, yeni silah anlaşmalarına yeşil ışık yaktı:
"Bu dayanışmamızı savunma sanayinin birçok alanında sürdürelim istiyorum. Radar karıştırıcılar olsun, roketlerde olsun, aynen devam ettirmek konusunda notlarımızı aldık. Süratle geliştireceğiz."