Kayyum kararının ardından yüzlerce polis Diyarbakır Büyükşehir Belediye (DBB) binasına baskın düzenlendi.
- Yüzlerce polis sabahın erken saatlerinde belediye binasını kuşattı.
- Belediyenin kapıları kırılarak baskın yapıldı. Giriş ve çıkışlar kapatıldı.
- Baskın sonrası belediye binasına Diyarbakır Vali Yardımcısı’yla beraber giren eşbaşkan Selçuk Mızraklı, kendisine uzatılan İçişleri Bakanlığı tebligatını “Bana bu iradeyi veren halk adına imzalamayı bir onursuzluk addederim” şehri düşerek imzalamadı.
- Belediye binasında aramalar halen devam ediyor.
DBB Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı şunları söyledi:
“19 Ağustos Türkiye’deki demokrasi değerleri, hukuk rejimi, adalet kavramı, seçmen iradesi gibi temel kavramlar açısından bir kere daha yerle yeksan edildi. Seçmen iradesinin hiçe sayıldığı, 31 Mart’ta ortaya çıkan seçmen iradesinin hiçe sayıldığı, muhalif olanlara merkezi idarenin gücü elinde tutan kesimleri, halk iradesini hiçe sayarak, bir gece yarısı kararıyla İçişleri Bakanlığı notuyla görevden alındığımız ifade edilmekte.”
“Belgeye ‘bana bu iradeyi veren halk adına imzalamayı bir onursuzluk addederim’ yazdım. İmza koymadım. Çünkü benim inandığım anayasa ve hukuk değerleri, hepsinin en üstünde olan halk iradesine rağmen bir işlem tesis edilmişti. Bu işlemi hukuk normları dahilinde kabul etmem mümkün değil.”
"Bu halkın nezdinde halkın seçilmişleri bellidir. Bundan sonra bu kurumun içinde yer alacak olanlar, halk iradesine rağmen sadece o makamlara atanmışlar olacaktır. Seçmen iradesinin tezahürü olmayacaktır.”
“Daha önce bu kurumlara atananların kentleri ne hale getirdiklerini belgelerini gördünüz. Aynı şeylerin olabileceğine ilişkin kaygılarımız söz konusudur. Her şeyden öte o yıkım, talan, israf, bütün bunlara karşın, en büyük yıkım demokrasiye yıkım halk iradesine karşı gerçekleşmiştir. Türkiye siyaseti ve demokrasisi açısından bir turnusol durumu söz konusudur. Eğer dünyanın herhangi bir yerinde bir insan hakları ve hukuk sorunu varsa herkesin sorunudur.”
“Türkiye siyasi çevrelerine, demokrasi çevrelerini ve sivil toplum örgütlerini bir turnosolla karşı karşıya getirmiştir. Demokratik iradenin güçlü bir şekilde sesini duyurması gerekmektedir. 23 Haziran nasıl Türkiye’ye bir fırsat sundu. 19 Ağustos vesilesiyle Türkiye demokrasi güçleri, hukuka inananlar bir imtihandan geçeceklerdir, bir sınavdan geçeceklerdir. Önümüzde uzun günler var ama bu kararı verenler, Türkiye yurttaşların iyiliğini düşünmeyenlerdir. Demokrasiye olan son inancı yerle yeksan etmezlerdi.”
“ Halk iradesine yaslanmadığı sürece atanmışların kuracağı hiç bir sistem halk nezdinde meşru olmayacaktır. Bundan sonra oradaki varlık halk nezdinde meşru değildir.”
Görevden alınan belediye başkanı Mızraklı, “Herkes bir ateş çemberinden geçtiğini ve Türkiye’de iyice ısınan siyasi iklimin soğutulmasına ilişkin bir takım adımların atılması gerektiğini ifade ediyordu. Bu süreç soğutmaya değil, iyice ısıtmaya, adeta dibini yakmaya, haşlamaya dönük bir sürece tetiklenmiştir. Özellikle umudu büyütmek isteyen bütün siyasi çevrelere bunun bir mesaj olduğunu düşünüyorum. Ellerindeki bütün hayırsızlıkları kullanarak, bu umudun önüne geçme yaklaşımıdır” dedi.