Yalan haber, sahte afişler, sosyal medyada nefretle örgütlenen, sınır dışı etmeler ve yasaklardan cesaret bulan ırkçı saldırganlık...
Özgür-Der, Mazlum-Der, Mülteci Hakları Derneği ve Hukukçular Derneği'nin dün (27 Temmuz) Saraçhane Parkı'nda düzenlediği "Suriyeli muhacirlere yapılan sürgün politikasını protesto ediyoruz" başlıklı basın açıklaması, ırkçı provokasyon ve saldırılar altında gerçekleştirildi.
Basın açıklamasında konuşan Özgür-Der Başkanı Rıdvan Kaya, “‘Burada bulunamazlar, bu havayı soluyamazlar’ diyenler ırkçıdır” dedi ve şöyle devam etti:
“Almanya’da binlerle ifade edilen ırkçı çetelere karşı on binler, yüz binler sokaklara çıkıp bunlara meydan vermiyor. Irkçı tezi savunan insanlara karşı Almanya’da, Avusturya’da, Hollanda’da insan haklarından yana olan, adaleti savunan, mültecileri mazlum insanlar olarak görüp sahip çıkan kitleler, sokaklarda ırkçılara nefes aldırmıyor.”
Suriyeli göçmenlerle dayanışan dört derneğin ortak açıklamasında da şu ifadeler yer aldı:
"İçişleri Bakanlığının Suriyeli muhacirlere yönelik başlattığı uygulamalar, zulümden ve katliamdan kaçarak Türkiye'ye sığınmış insanlar için bir korku atmosferi oluşturmuş haldedir. İstanbul'da ikameti bulunmayan Suriyelilerin ikamet aldıkları illere geri gönderilmesi kararı büyük sıkıntılara yol açabilecek bir düzenlemedir. Bu insanlara hiçbir iş güvencesi, barınma imkânı sağlanmadan aileleriyle birlikte geldikleri yere göndermek açlığa, sefalete sürüklemek anlamına gelebilir."
Göçmenlerle dayanışan dört dernek, "İçişleri Bakanlığı'nın muhacirlere karşı yasakçı-baskıcı uygulamalarına hayır" dedi.
Özgür-Der, Mazlum-Der, Mülteci Hakları Derneği ve Hukukçular Derneği, üç hafta önce de aynı yerde ırkçılığa karşı mültecilerle dayanışan bir basın açıklaması gerçekleştirmişti. İlkinde herhangi bir saldırıyla karşılaşılmazken, dün gerçekleşen basın açıklamasında bambaşka bir durum yaşandı.
Provokasyon ve saldırının gelişimi
- Temmuz ayı başında İstanbul'da mültecilere operasyon başladı. Önce sosyal medyada sonra bazı haber sitelerinde yaşanan baskıların gündeme gelmesi üzerine, İstanbul Valiliği 22 Temmuz'da bir açıklama yaptı. Valilik, zorunlu sürgün ve sınır dışı etmeleri duyurdu.
- 23 Temmuz günü Suriyeliler tasarlanmış gibi düzenlenen ilk sahte afiş çıktı. Sosyal medyada dolaşıma sokulduktan sonra Ekşi Sözlük'te paylaşılan ve ulusalcı gazeteler tarafından haberleştirilen sahte afişe göre, Suriyeliler 25 Temmuz günü İstanbul Valiliği önünde eylem çağrısı yapmıştı.
- 24 Temmuz günü NTV canlı yayınına çıkan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya "Suriyeliler eylem yapacak" haberleri soruldu. Bakan Soylu, "Kimseye bir şey yaptırmayız" yanıtını verdi.
- 25 Temmuz günü İstanbul valiliği önünde hiçbir eylem yapılmadı. Sınır dışı edilmekten korkan sığınmacılar saklanmaya devam etti. Akşamüstü T24, ABC, Sputnik gibi sitelerinde aynı başlık ve içerikte bir haber çıktı. "Soylu 'Yaptırmayız' demişti; Suriyeliler sokağa çıkıyor" başlıklı haberde 27 Temmuz günü Saraçhane'de Suriyelilerin miting yapacağı iddia ediliyordu. Çoğu ulusalcı, diğer haber siteleri de aynı kalıbı manşetlerine taşıdı.
- Özgür-Der ve eylemi düzenleyen dernekler, kışkırtıcı haberler üzerine bir açıklama yaptı. Saraçhane'deki basın açıklamasını Türkiyeli derneklerin düzenlediğini vurguladılar. Ancak çok sayıda internet gazetesi, "Suriyeliler miting yapıyor" yalan haberini vermeye devam etti.
- 26 Temmuz günü ırkçı hesaplardan, ikinci sahte afiş paylaşıldı. Suriyeliler tarafından yapılmış gibi gösterilen Arapça ve Türkçe afişte, "Büyük Suriyeli Mitingi" ifadeleri yer alırken "Gitmiyoruz" deniliyordu. Afişte kullanılan bayrak ise mültecilerin kaçtığı Esad yönetiminin iki yıldızlı bayrağı. Sahte olduğu bariz olan bu afiş, gerçekmiş gibi kabul edildi. Sosyal medyada "Suriyelileri İstemiyoruz" etiketi açıldı. Kısa sürede gündemin birinci sırasına taşındı. Irkçı etiket altında, Saraçhane'ye gidecek Araplara şiddet çağrısı yapan çok sayıda mesaj paylaşıldı.
- 27 Temmuz günü Türkiyeli İslami derneklerin çağrı yaptığı 17:00 öncesi Saraçhane Parkı, çok sayıda polis ve TOMA'larla kapatıldı. Basın açıklamasını yapacaklar alana kimlik kontrolü yapılarak sokuldu. Kimlik kontrolü, Suriyelilerin parka sokulmaması için yapıldı.
- Arapça dükkan tabelalarının indirilmesi eyleme yapılan müdahaleye de yansıdı. Arapça sloganların yazdığı dövizler polis tarafından toplandı.
- Yaklaşık 200 kişinin katıldığı basın açıklaması, başlar başlamaz parkın çevresinde toplanan ve göçmen arayan faşistler, sığınmacılarla dayanışan topluluğu saldırmak istedi. Basın açıklamasını düzenleyenlerin karşı koyması ve "Kahrolsun ırkçılık, yaşasın kardeşlik" sloganları üzerine polis araya girdi.
- Sıkı arama ve kontrolle başlayan basın açıklaması sırasında güvenlik tedbirleri de gevşedi. Faşist topluluk kenarda slogan atarken, birden fazla kişi eylemcilerin üzerine yürüdü ve laf atarak provoke etmeye çalıştı. Bu kişiler, yine dernek görevlileri tarafından eylem yerinden uzaklaştırıldı.
- Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Mazlumder Genel Başkanı Ramazan Beyhan, Hukukçular Derneği Genel Başkanı Cavit Tatlı ve gazeteci Adem Özköse’nin yaptığı konuşmalarla süren eylem tacizlere rağmen gerçekleştirildi. Basın açıklaması sonrası faşistler tekrar saldırmaya kalktı. Dernek görevlileri tarafından püskürtülen ırkçı gruba müdahale eden polis, iki kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınan Turan Ocakları genel başkanı ve üyesi, gece yarısına doğru serbest bırakıldı.
- "Suriyeliler miting yapacak" haberini, itirazlara rağmen paylaşan ulusalcı siteler, Saraçhane'deki ırkçı saldırı ve provokasyonu, "arbede yaşandı", "tehlikeli gerginlik", "Suriyeliler eyleminde Türklere müdahale edildi" gibi başlık ve içeriklerle haberleştirdi.
Bütün bunlar, 31 Mart sonrası yaratılan ırkçı iklimin, linçlerin ve plaj yasağı gibi uygulamaların sonucu. İktidar ve muhalefet blokunun Suriyelileri geri gönderilmesi konusunda anlaşması, bir çok göçmenin hayatını karartırken, Avrupa'da neo-nazilerin yaptığı türden bir provokasyon ve saldırı meydana geldi.