İstanbul’daki polis operasyonları ve sıklaştırılan denetimlerin hedefinde, on binlerce kayıtsız göçmen var.
Şehrin merkezi noktalarındaki kimlik kontrollerinin özel hedefi Suriyeli mülteciler. Yoldan çevrilen Arapların belgeleri isteniyor.
İç caddeler ve mahallelerde de polisler ve bekçilerin kontrolleri sürerken, bazı ilçelerde Arapça tabelalı dükkanlara baskınlar düzenleniyor. Kayıtsız göçmenler hakkında işlem yapılırken, işyeri sahibine yüksek cezalar kesiliyor.
Birçok işyeri Suriyeli çalışanlarını işten çıkartırken, polis kontrolleri sonucu sınır dışı etme vakalarını duyan mülteciler kaldıkları yerlerden çıkamıyor.
31 Mart seçimleri sonrası İstanbul ve başka illerde Suriyeli göçmenlere karşı tutum sertleşmişti.
23 Haziran seçimleri öncesi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kamu düzenini bozmakla suçladığı Suriyelilerden 50 binini sınır dışı etmek için 6 ay süre istemişti.
İki seçimin kazananı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da "şehrin dokusunu" bozmakla suçladığı Suriyeli mültecilerin gönderilmesi gerektiğini savunuyor.
Suriyelileri gönderme konusundaki bu anlaşmışlık ve rekabetin sonucu, İçişleri Bakanlığı’nın 6 aylık planı hayata geçiriliyor.
Suriyeliler işten çıkarılıyor
İndependent Türkçe’de yayınlanan Cihat Arpacık imzalı habere göre Fatih, Zeytinburnu, Bağcılar, Esenler ve Esenyurt denetimlerin yoğunlaştığı ilçeler. Birçok işyeri sahibi geçici koruma belgesi olmayan Suriyelileri işten çıkarttı.
Göç İdaresi Başkanlığı yetkilileri, başka ilde kaydı bulunanların o ile gönderildiğini söylüyor. Fakat sınır dışı edilenler de var. Yetkililere göre bunlar “suça karışmış” olanlar ya da hiçbir kaydı bulunmayanlar. Suriyelilerin yanı sıra, Afganistanlı ve Bangladeşli mülteciler de operasyonların hedefinde
Sınır dışı edilme haberlerini duyan mülteciler evlerine kapanmış durumda. İkamet kaydı bulunmayan bireylerin bulunduğu aileler bölünme korkusu yaşıyor. İkamet izni olmayan ailelerinin çocuklarının, ilk, orta ve yüksek öğretim kurumlarında eğitim gören yaklaşık 3 bin öğrencinin durumu da belirsiz.
İstanbul’da uzun süredir mültecilere ikamet izni verilmiyor. Kayıtlı çalışma ve ikamet başvurularının da bürokratik sürüncemeye bırakıldığı da aktarılıyor.
'İdlib’e ya da Afrin’e'
İndependent Türkçe haberinde bir mültecinin içinde bulunduğu durum şöyle aktarıyor:
“Sınır dışı edilmemek için evden çıkmayan Suriyelilerden biri H. El Sakur. 5 yıldır Zeytinburnu’nda bir tekstil atölyesinde çalışan el Sakur, şimdiye kadar herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmadı.
Ancak şimdi bir polisle karşılaşmamak için evden dışarı çıkmıyor.
Patronum ‘git nasıl yaparsan yap çalışma izni al gel. Alamazsan bir daha gelme, benim başımı belaya sokma’ dedi. Artık İstanbul’a kayıt yapmıyorlar. Bu nedenle İstanbul’da çalışma izni almam mümkün değil. Bir anda işsiz kaldım. Ne yapacağımı bilmiyorum. Tekirdağ’dan para karşılığı alabileceğim söylendi ama o kadar param yok.
Geri gönderilme kararı verilen Suriyeliler bir otobüs dolana kadar misafirhanede tutuluyor. Otobüs dolacak sayıya ulaştıklarında ise bu otobüse bindirilerek ya Cilvegözü üzerinden İdlib'e ya da Afrin'e gönderiliyorlar.”
Bekar odalarına baskınlar
Evrensel gazetesi muhabirleri, Küçükçekmece ilçesinde, İkitelli ve Çağlayan mahallerinde yaşayan mülteciler ve yetkililerle görüştü. Haberde şu bilgiler aktarılıyor:
“Küçükçekmece Mehmet Akif Ersoy Mahallesi’nde bekar odalarına operasyon yapılıyor. Daha çok bodrum katlar ve boş dükkanları barınma alanı olarak kullanan bekar göçmen işçiler hedef alınıyor. Baskınlarda Küçükçekmece Belediyesi’nin araçlarını gören tanıklar var. Belediye başkanı ise İçişleri Bakanlığı’yla işbirliği olmadığını ve belediyenin Suriyeli esnaflara ruhsat denetimi yaptığını söylüyor.”
“İkitelli Mahallesi’nde ise mülteci işçilerin çalıştığı atölyelerin çoğunun boş olduğu dile getiriliyor. Mülteci işçiler ya boş bodrum katlara kapanıyor ya da evlerinden çıkmamayı tercih ediyor. Hemen bütün mülteciler sınır dışı edilme korkusu yaşıyor.”
“Tekstil atölyelerinin yoğun olduğu Çağlayan’da denetimlerin yoğunlaştığı ifade ediliyor. Çağlayan’da görüştüğümüz tekstil işçisi Suriyeli Muhammed (17) kimlik kartının kaybedince karakola gittiğini, polisin kendisine “İstanbul’u terk etmen lazım” dediğini söyledi. Zira geçici koruma kimliğini Adana’da kaydettirmiş.”