625 gündür tutuklu olan Osman Kavala, 18 Temmuz’da yeniden mahkemeye çıkıyor.
Gezi Parkı davasının 24 Haziran’da gerçekleşen ilk duruşmasında mahkeme heyeti, Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar vermişti.
Davanın ikinci duruşması öncesi T24’ten Şirin Payzın’ın sorularını yanıtlayan Osman Kavala, “Beklentim, elbette, tüm yargılananların üzerlerine atılan suçlardan beraat edecekleri” diye konuştu..
Osman Kavala röportajında öne çıkan bazı bölümler:
Neden sizi hedef alıyor bu iktidar? Nedir dertleri?
Osman Kavala: Bu soruya cevap verebilecek bilgiye sahip değilim. Ancak Gezi protestoları bağlamında şöyle bir akıl yürütmede bulunabilirim. Gezi olaylarının dış odaklarca organize edildiği iddiası ilk başta da öne sürülmüştü. Bu, tabii, protestolara katılanlar ve protestocularla dayanışma içerisinde olanlar için itibar kırıcı bir suçlama. Bir de faiz lobisi terimi kullanıldı. Bu da işin içinde finansmanla uğraşan aktörlerin olduğunu, bunların Gezi olaylarına finans desteği sağladıklarını ima ediyor. Ancak, yıllardır bu iddiaları desteleyecek bir kanıt ortaya çıkarılamadı. Bu durumda George Soros’a işaret etmek uygun bir çözüm gibi görünmüş olabilir. Soros, hem para hareketleriyle uğraştığından hem de çeşitli ülkelerde hükümetlere karşı halk hareketlerini desteklediğine dair yaygın bir inanç var olduğundan, böyle bir suçlama kanıt olmaksızın da inandırıcı olabiliyor. Bu senaryoda bana rol verilmesi şaşırtıcı değil. Ben hem Açık Toplum Vakfı Yönetim Kurulu’ndayım hem de Gezi protestolarına katıldım. Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Anadolu Kültür çeşitli projeler için Açık Toplum Vakfı’ndan destek alıyor ve sivil toplum girişimlerine destek sağlıyor. İşin içine ben de dahil olunca kurgu tamamlanmış oluyor! Ben gözaltına alınmadan kısa bir süre önce Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezi adındaki kuruluşun Yekvücut adlı internet sitesinde benimle ilgili iki uzun yazı yayınlandı. Grafik kullanımının da yardımıyla benim Soros ile karanlık ilişkiler içinde olduğum mesajı verildi.
Soros’la ilişkiniz nedir? Kamuoyuna daha net anlatır mısınız?
Osman Kavala: Açık Toplum Vakfı’nda yönetim kurulu üyesiydim. George Soros ülkemizi ziyaret ettiğinde diğer yönetim kurulu üyeleriyle birlikte kendisiyle görüşmelerim oldu. Ancak, Türkiye’deki vakfın yönetim kurulu üyeliği dışında kendisiyle özel bir ilişkim olmadı. Vakfın yönetim kurulunda da hiçbir zaman diğer üyelerden farklı bir statüm, sorumluluğum olmadı. Soros’a saygı duyarım. Hukuk kurumlarının düzgün çalışması, sivil hakların korunması ve genişletilmesi, sivil toplum örgütlerinin ve hak savunucularının desteklenmesi, göçmen politikaları gibi konularda kendisiyle görüşlerimiz örtüşmektedir. Bilindiği gibi şu an Macaristan hükümetiyle arasının iyi olmamasının nedeni Macaristan ve diğer Avrupa ülkelerinin daha fazla sığınmacı kabul etmesini, göçmenler için daha fazla kaynak ayrılmasını savunması. Haliyle Trump’la da, Netenyahu’yla da sempati ilişkileri içerisinde değil. Ancak, tabii sosyal ve iktisadi alanlarda eşitlikçi politikalarla ilgili görüşlerim farklıdır. Bazı ülkelerdeki Açık toplum vakıflarının faaliyetleriyle ilgili eleştirilerim de oldu. Ülkelerde kurulan vakıflar bağımsızdır, hangi faaliyetleri yürüteceklerine, hangi projeleri destekleyeceklerine kendi yönetim kurulları karar verir. Türkiye’deki vakfın ayrıca bir proje değerlendirme kurulu vardır, yönetim kurulu bu kurulun değerlendirmelerine göre karar almaktaydı. Söylemeye gerek yok, ama yine de hatırlatayım, Türkiye’deki Açık Toplum Vakfı kuruluşundan itibaren siyasi meseleler, siyasi aktörlerle arasına mesafe koymuştur, siyasi nitelikli faaliyetlere destek vermemiştir.
Davanın bundan sonra nasıl ilerleyeceğini düşünüyorsunuz? Beklentiniz nedir?
Osman Kavala: Beklentim, elbette, tüm yargılananların üzerlerine atılan suçlardan beraat edecekleri. Buna kesin gözüyle bakıyorum. İddianamedeki kurgunun, ipe sapa gelir bir hali yok. Herhalde bir vakitte benim için de tahliye kararı verilecek. Ancak bu karar, cezaevinden çıkacağım anlamına gelmiyor. Tutuklanmamdan sonra, hiçbir temeli olmayan 15 Temmuz darbe girişimine destek suçlaması ayrı bir soruşturma dosyası olarak muhafaza edilmiş ve tutuklama kararım tuhaf bir biçimde iki dosya arasında paylaştırılmış. Bu ikinci dosya hakkında hiçbir bilgiye sahip değiliz. 20 aydır iddianamesi ortaya çıkmadı.
Cezaevi koşulları sizi en çok hangi konuda zorluyor?
Osman Kavala: Silivri’ye gelmeden önce iki hafta şu anda kaldığım odanın yarı büyüklüğünde bir hücrede kaldım. Bir haftaya yakın bir süre burayı dört kişi ile paylaştım. O günler kolay geçmedi. Silivri’de fiziki şartlara kendimi alıştırdım, cezaevi şartları çok zorlayıcı gelmiyor. Odamda kitap okuyarak, düşünerek, hayal kurarak, kendimi başıma gelenlerden uzak tutmaya çalışıyorum. En çok zoruma giden hastaneye gidiş gelişlerde kelepçe takılması. Elleriniz kelepçeli, yanınızda jandarma, Silivri Devlet Hastanesi’nde dolaşıyorsunuz. Görenler bu adam acaba hangi kötülüğü yapmıştı diye düşünüyor olmalı.
Röportajın tamamını T24’ten okuyabilirsiniz