Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) Türkiye genelinde Onur Haftası etkinliklerinin valilikler tarafından yasaklanması üzerine bir açıklama yayımladı. Açıklama şöyleydi:
Onur haftası etkinliklerinin ve Onur yürüyüşlerinin Türkiye genelinde valilikler tarafından toplumsal sağlık, genel ahlak ve güvenlik gerekçesi ile yasaklanması kabul edilemez. Aynı şekilde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun LGBTİ+ fobik açıklamaları heteroseksüel olmayan tüm cinsel yönelimleri toplumun ve devletin hedefi haline getirmektedir.
Bunlara bir de Yeni Akit’in öncülüğünü yaptığı basın eklendiğinde LGBTİ+’ler için gittikçe daha güvenliksiz ve genel ahlak kisvesi altında saldırıya daha açık bir siyasi ve toplumsal ortam büyütülmektedir. 1969’da patlamış ve dört gün sürmüş Stonewall isyanının yıldönümünde hemen her ülkede kutlanan Onur haftası ve her büyük şehirde yapılan Onur yürüyüşü Türkiye’deki LGBTİ+ hareketin küresel çığlığa kattığı sestir.
2003’te İstanbul’da çok küçük bir azınlığın cesur girişimi ile başlamış Onur haftası ve Onur yürüyüşleri 2014 yılına kadar gittikçe kitleselleşerek yapılmıştı. Bu kitleselleşme ve toplumsal görünürlük eşcinsel, biseksüel ve transların hem kendilerini hem de toplumun geri kalanını özgürleştirmesi yönünde ciddi bir etkide bulunmuştu.
2015’ten beri ise Türkiye’nin her yerindeki LGBTİ+ topluluklar için bir ilham kaynağı olan Onur yürüyüşleri otoriterleşen devletin hedefinde. İstanbul’da valilik yasaklara devam ediyor. Ankara’da OHAL bitmesine rağmen yasaklar devam ediyor ve film festivali gibi etkinlikler bile yapılamıyor. 6 yıldır İzmir’de yasaksız ve sorunsuz gerçekleşen Onur Yürüyüşü bu yıl yasak. Sadece yürüyüş değil 15 gün süreyle her türlü etkinliğin yapılması yasak. Antalya’da 3. kez yapılacak olan yürüyüş yasaklandı ve yapılamadı ve ODTÜ’de bu sene 9.’su yapılmak istenen Onur Yürüyüşü kampüse polisin girip 25 kişiyi şiddet kullanarak gözaltına alması ile sonuçlandı.
Bu baskı politikalarına rağmen tüm bu şehirlerde hem organizasyon komiteleri hem de Onur haftasını inşa eden dernek ve inisiyatifler mücadele etmekte kararlı. Gezi’de direnme ve dönüştürme gücünü çok net gördüğümüz LGBTİ+ hareketi bu baskılara da boyun eğmeyecek. İzmir’de “Her yürüyüşümüz Onur yürüyüşü” sloganı ilen duvarları boyayan, Ankara’da “Çok güzelsin yoksa yasak mısın?” diye soran LGBTİ+ aktivistler İstanbul’da bu sene “Ekonomi ne ayol?” diyerek ekonomik krizin etkilerini tartışmaya açıyor.
Dolayısı ile temel insan haklarını koruyan tüm uluslararası ve ulusal yasaları çiğneyerek dayatılan idari tedbirler, siyasi kampanyalar, basın provokasyonları LGBTİ+’leri görünmezliğe itemez ve bugüne kadar verilen mücadelenin kazanımlarını yok edemez.
Kapitalizmin küresel, bölgesel ve ulusal krizi derinleştikçe otoriterleşen siyasi hareketler ve partiler işçi sınıfını bölmek, daha öfkeli ve lümpen bir toplumsal-siyasal desteği devşirip pekiştirmek ve ekonomik/siyasi krizin esas sebeplerini toplumun genelinden gizlemek için homofobiyi ve transfobiyi kullanıyorlar.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi, tüm bu yasaklara ve artan otoriterliğe karşı LGBTİ+ özgürlük mücadelesinin hem yanındadır hem içindedir. LGBTİ+ özgürlüğü işçi sınıfının birliğinin ve özgürlüğünün ön koşuludur.