DBP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel ve Diyarbakır Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın yargılandığı davada karar verildi. Kışanak’a üyelikten 11 yıl 3 ay, propagandadan 3 yıl, Tuncel’e ise 9 yıl 9 ay, propagandandan 5 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 2016 yılının Ekim ayında tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile aynı yılın Kasım ayında tutuklanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in yargılandığı davanın 12’nci duruşması, Malatya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Kışanak, resmi yazışmalarının örgütsel doküman olarak lanse edildiğine dikkat çekerken, “Eğer yapılan tüm hizmetler örgütsel doküman olarak veriliyorsa insanın ‘bu örgüt iyi işler yapıyor’ diyesi geliyor” diyerek üzerine atılan hiçbir suçu kabul etmediğini söyledi.
‘Asla suç olarak kabul etmiyorum’
Ayrıca Diyarbakır cezaevi önünde yapılan anma konuşmasına değinen Kışanak, “19 yaşında cezaevine girdim ve Esat Oktay’ın zulmüne boyun eğmedim. Yanında ayağa kalkmadığım için beni köpeğinin iki metrekarelik odasına koydu iki ay o pisliğin içinde kaldım. Zorla okutmak istedikleri marşları okumadım askeri saç tıraşı olmadım diye işkenceler gördüm. Bunca olana rağmen zulmün biteceğine inandım, umudumu korudum böylece ruh sağlığımı da korudum. Bunları hiç bir yerde dile getirmedim ama yaşadıklarım suçlama olarak karşıma çıkıyor. Bu hiç bir şekilde suç olarak karşıma çıkamaz. Diyarbakır cezaevinde o vahşetle yüzleşilmeden hiçbir sorun çözüme kavuşmaz. Bülent Arınç yaşadıklarımı kıyısından duymuş, ‘ben o kadının yerinde olsaydım dağa çıkardım’ demiş. Ama ben öyle yapmadım ayakta kaldım direndim. Yan koğuşumda bir erkek dövülerek işkence edilerek katledildi. Eşi yanımdaydı birlikte feryadını işitiyorduk. Bu devlet bana özür borçludur ama kalkmış suç olarak önüme koyuyor asla suç olarak kabul etmiyorum” dedi.
‘Müvekkilimiz açlık grevinde ondan dolayı gelemedi’
Kışanak’ın savunmasının ardından avukatların savunmasına geçildi. İlk söz alan Avukat Şivan Cemil Özen, Sebahat Tuncel’in savunmasını yaparak, “müvekkilimiz şu an açlık grevinde ondan dolayı gelemedi. Mahkemeye gelmeme uzatma gibi bir amacı yoktur. Sebahat Tuncel’e ilişkin ses analizi talebimiz reddedilmiştir. Yine talep ediyoruz. Müvekkilimiz hukuki savunma yapmadan biz de bir şey diyemeyiz başka bir celseye bırakılmasını istiyoruz. Hem yargıtay hem istinaf kararları birleştirilsin. Ana dava bu olduğu için sizin birleştirmeniz daha makul olacaktır” sözlerine yer verdi.
‘Müvekkilimiz her şeyi açık açık izah etti’
Mahkeme heyeti Verilen aranın ardından avukatların bazı taleplerini kabul edilip dosyaya eklendiği görüldü. Ayrıca mahkeme heyeti eğer isterlerse Sebahat Tuncel’in savunmasını SEGBİS ile Pazartesi gününe bırakılacağını belirtmesi üzerine avukatlar; Bunun adil bir yargılanma olmadığını, Sebahat Tuncel’in dinlenmeden üç gün savunma süresi vermenin kabul edilemeyeceğini kaydetti. Cihan Aydın, “Sebahat Tuncel olmadan karar verdiniz. Müvekkilimiz her şeyi açık açık izah etti. Sizin de bazı konularda fikriniz değişmiştir. Son derece önemli bir duruşmaydı. 11 duruşma görüldü bugünkü celse önemli ve kıymetlidir bizim için” sözlerini kullandı.
‘Müvekkilimize gereken zaman verilmeli’
Ardından söz alan avukat Mesut Beştaş, “Savunma hakkının layıkıyla yerine getirmek için zaman sorunu olmamalıdır. İddia makamı yargılananı dinlemeden nasıl karar verilir. Bu dosya burada bitmez Anayasa Mahkemesine (AYM) Yargıtay’a, AİHM’e gider. Yol yakınken ayrımcı bir bakış açısına dayanmadan bir karar ortaya koymak sizin görevinizdir.
Avukat Cemile Turhallı Balsak, “Müvekkilimiz Kocaeli’de biz Diyarbakır’dayız mahkeme buradadır. Biz yargının öznesi değil nesnesi haline geldik. Müvekkilimize gereken zaman verilmeli. Ceza mahkemelerinde süre sorunu yoktur ama eğer ona da KHK ile bir değişim gelmişse bilmiyorum. Özcesi biz savunma hakkının kısıtlanmaması gerekli koşulların sağlanarak müvekkilimizin katılacağı bir mahkemede savunma yapmak istiyoruz.
‘Hukuk dışına çıkmayın’
Avukat Cihan Aydın, “Müvekkilimizin beyanlarına aynen katılıyoruz. Gerek Gültan Kışanak’ın gerek Sebahat Tuncel’in davanın soruşturma ve kovuşturmanın FETÖ izi var. Bu mirası almayın hukuk dışına çıkmayın. Bu dava niye buraya geldi anlamış değiliz. Güvenlik gereği denildi ama neyin güvenliği müvekkilimizi bile getirmiyorsunuz. Biz herhangi bir tehdit görmedik sadece Malatya girişinde avukatlık kimliğimizi göstermemize rağmen GBT yapılıyor bu onur kırıcı bir durumdur. 16 tane hakim değişmiş bugüne kadar. İki celse üst üste bir heyet görmedik. İlk celsede dediğimi hiçbiriniz bilmiyorsunuz. 50’ye yakın klasörü incelemeniz mümkün değil. Bizi ısrarlı bir şekilde savunmaya zorlamanız doğru değil. Ersöz ailesini dinleyin dedik yaptınız mı yapmadınız mı bilmiyoruz. Savcı beyin tutukluluğun devamını istemesine dair bu dosyaya bir katkısı olmamıştır. Aileyi biz bulduk ama öyle bir şey olmadığını söylediler. Başından beri aynı usulle gidiyorsunuz. Fakat bu kararlarınız AİHM’e gidip tosluyor. Müvekkilimizin beraatı için yeterli deliller de var” diyerek diğer suçlamalara ilişkin savunmaları yaptı.
‘Kararı mahkemenin baskısı altında aldık’
Avukat Mehmet Emin Aktar, “Bu kararı mahkemenin baskısı altında aldık. Bu soruşturma başladığında müvekkil hakkında beş yıl öncesine kadar bir soruşturma yok” diyerek dosyadaki çelişkilere dikkat çekti. Avukat Mesut Beştaş, DGM’yi gördüm ama Malatya Mahkemesi gibi kararı alelacele ye getiren mahkeme görmedim. Avukat Şivan Cemil Özen Sebahat Tuncel’in üç günde 50 dosyaya yönelik savunma hazırlamada eksik kalacağını bu minvalde iki hafta gibi bir süre talep ettiklerini belirterek şöyle devam etti: “Yargılamanın konusu olan müvekkilim burada yok. Mahkemenin makul süreçte sonuçlandıramayacağını belirtmek istiyorum. Biz şu an huzurunuzda esasa ilişkin müvekkilimiz olmadan savunma yapmayı etik bulmuyoruz ve uygun değildir diyoruz. Takdiri size bırakıyoruz” diye konuştu.
Kararını açıklayan mahkeme Kışanak’a “örgüte üye olmak”tan 11 yıl 3 ay, “örgüt propagandası”ndan 3 yıl, Tuncel’e ise “örgüte üye olmak”tan 9 yıl 9 ay, “örgüt propagandası” yapmaktan 5 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
(Mezopotamya Ajansı)