Bu yerel seçimleri köprüden önceki son çıkış olarak kodlayıp, politikayı AKP’nin İstanbul ve Ankara’yı kaybetmesine endeksleyince, geriye ilke, amaç, sol, sosyalizm, işçi sınıfından hiçbir iz kalmıyor. Geriye kalan, temel matematik oluyor.
CHP’nin Ordu’da eski bakan İdris Naim Şahin’i aday gösterme ihtimali, muhalefet cephesinde bir şaşkınlık yarattı. Muhalefet cephesinde yaşanan bu şaşkınlık ise bizlerde şaşkınlık yarattı.
Şahin, özel bir dönemin bakanıydı ve bu dönemde yaptıkları sadece sağcılar açısından değil utanma duygusuna sahip olan herkes açısından utanç vericiydi.
CHP’nin Şahin’i aday göstermek için İyi Parti’yle bir rekabet içinde olması, Hopa, Arhavi gibi ilçelerde aday belirlemek için ön seçim kararı alıp sonra bu kararından vazgeçerek CHP’nin solunda duran muhalefetin moralini bozması, 31 Mart yerel seçimlerinde solun içinde olduğu apolitik atmosferin kanıtı gibi.
Bu yerel seçimleri de köprüden önceki son çıkış olarak kodlayıp, politikayı AKP’nin İstanbul ve Ankara’yı kaybetmesine endeksleyince, geriye ilke, amaç, sol, sosyalizm, işçi sınıfından hiçbir iz kalmıyor. Geriye kalan, temel matematik oluyor. “CHP artı İP, AKP artı MHP’yi tek başına yenemez!” fikri, bu durumda CHP-İP ittifakının her bir oya muhtaç olacakları görüşüne bu da HDP’den geri kalan sola, bu ittifak tarafından ciddiye alınacakları fikrine ulaşmaya yol açıyor.
Burada atlanan sadece sol politik temel fikirler değil. Örneğin solcular hiçbir gerekçeyle bir ırkçıya oy veremezler gibi, solcular milliyetçiliğe taviz veremezler gibi, solcular savaştan yana olan partilere oy veremezler, oy çağrısı yapamazlar gibi temel yaklaşımlar değil. Burada atlanan, mevcut CHP ve özellikle İP liderliğinin, sol muhalefetle, hele hele HDP’yle hiçbir şekilde ilişkilenmek istemeyeceğidir. Bu, CHP-İP ittifakından olumlu bir yaklaşım bekleyenleri bütünüyle kötü bir duruma sokmaktadır: Olumlu bir adım atması, en azından el altından olumlu mesajlar göndermesi beklenen ittifak, HDP’yle aynı fotoğraf karesi içinde görünmeye bile tahammül edemiyor!
Tek başına hemen hiçbir ilde hiçbir belediye başkanlığı kazanması mümkün olmayan İyi Parti, ‘AKP gitsin de nasıl giderse gitsin’ yaklaşımıyla kurulan ittifak sayesinde, üstelik bu ittifakın peşinden CHP’nin solunda yer alan bir kısım sol yapıyı da sürüklemesiyle birden çok belediye başkanlığı kazanacak. Böylece, MHP’den henüz ayrılmış ve her gün ırkçılık, göçmen düşmanlığı yapan sözcülere sahip bir parti elbirliğiyle büyütülmüş olacak.
Hiçbir parti ön seçim yapmış değil.
Hiçbir partinin adaylarını nasıl belirlediği belirgin değil. Aday belirleme süreçlerinde şeffaflık yok. Ortalığı müteahhit adaylar kaplamış durumda.
Hiçbir müteahhite, ırkçıya, sağcıya ve sağcılarla kurulan ittifakların adayına oy yok!
(Sosyalist İşçi)