Araştırma Görevlisi Ceren Damar’ın öğrencisi tarafından öldürülmesi ile gündeme gelen Çankaya Üniversitesi’nde daha önceden çalışan Araştırma Görevlisi Ekin Barış Şah, kendisini tehdit eden Çankaya Ülkücüleri isimli grubun üniversite yönetimi tarafından kollandığını söyledi.
Öğrencisi tarafından öldürülen Araştırma Görevlisi Ceren Damar ile aynı üniversitede çalışan ve faşist öğrencilerin ölüm tehditleri sebebiyle istifa eden Araştırma Görevlisi Ekin Barış Şah, ülkücülerin rektörlük seviyesinde desteklendiğini söyledi.
Evrensel’den Buse Vurdu’ya konuşan Şah, “Olayı haber aldığımdan beri bir akademisyen ve hukukçunun bu şekilde öldüğüne inanmak istemiyorum. Ceren hocanın gözümüzün önünde yitip gitmesine engel olamadık ancak sorumluların hesap vermesi için şu anda elimizden geleni yapmamız lazım” dedi.
Tehdit edilen hocaya “Türk büyüklerine hakaret” soruşturması
Cinayetten üniversite yönetimini sorumlu tutan Ekin Barış Şah, 2015 yılında göreve başladığında kendilerine Çankaya Ülkücüleri diyen ve Atatürk İlkeleri, Tarih, Araştırma ve Kültür Topluluğu (ATAK) isimli öğrenci topluluğunda örgütlenen grubun etkinlikleri dışında üniversitede hiçbir siyasi etkinlik olmadığını anlattı. 2017 yılında bir Facebook grubunda yaptığı bir yorum üzerine hain ilan edildiğini ve linç kampanyasına maruz kaldığını söyleyen Şah başına gelenleri şöyle dile getirdi:
“Kampanyayı başlatan Çankaya Üniversitesi Mezunlar Derneği yönetim kurulu üyesi ‘Çankaya Ülkücüleri’nden bir avukattı. Bu derneğin yönetim kurulunu incelerseniz tamamı 'Çankaya Ülkücüleri'nden oluşan, üniversitenin gazetesinde haberlerine yer verilen ve Çankaya Üniversitesi yönetimiyle sıkı ilişkiler içinde olan bir grup olduğunu görürsünüz. Ülkü Ocakları’nın başarılı bir linç kampanyasıyla ‘Çankaya Üniversitesi’ndeki hain’ etiketiyle sosyal medyada gündemin üst sıralarına yerleştim. Sosyal medya hesaplarımdan ve Çankaya Üniversitesi resmi e-posta adresimden ölüm tehditleri alırken üniversiteden destek almayı beklemiyordum. Lakin üniversitenin beni hedef gösterenlere, alenen tehdit edenlere değil de bana soruşturma açacağı aklımın ucundan geçmemişti. Soruşturmanın gerekçesi ise Türk büyüklerine hakaret, Türk büyüklerinden kasıtları Fırat Çakıroğlu…”
Tazminatını vermediler
Şah, ülkücüler tarafından her gün kapısının yumruklandığını, bunun bölüm başkanı ve dekanın gözleri önünde gerçekleştiğini söyleyerek, yönetimin bu saldırılara karşı önlem almadığını söyledi. Can güvenliği tehlikede olduğu için işe gidemediğini ve istifa etmekten başka çaresi kalmadığını anlattığı bir e-postayı İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’ne yolladığını söyleyen Şah, fakülte yönetiminin cevap vermediği e-postanın da ülkücülerin eline geçtiğini söyledi. “Bu e-postayı çetecilere kim ulaştırmıştı?” diye soran Şah, tazminat istediği için istifa dilekçesinin işleme konulmadığını, okumak için Norveç’e gittikten sonra “işe gitmediği için” işten atıldığının kendisine bildirildiğini belirtti.
Üniversitede tehditlerin sadece siyasi nitelikli olmadığının altını çizen Şah şunları söyledi: “Çankaya Üniversitesi’nde kopya çekerken yakaladıkları öğrenciler tarafından tehdit edilen birçok araştırma görevlisi var. Ancak imzaladıkları sözleşmelere göre çalışanlar Çankaya Üniversitesi hakkında olumsuz yorum yapamazlar. Eğitimin bu kadar piyasalaştığı bir dönemde akademisyenlerin bu şekilde reklam yıldızı muamelesi görmesi normaldir”.