Sosyalist İşçi gazetesi, Uluslararası Sosyalist Akım'ın Koordinasyon Komitesi'nde DSİP'i temsilen yer alan Ozan Tekin ile enternasyonal sosyalistlerin 2018 yılında verdikleri mücadeleleri konuştu.
30'dan fazla ülkedeki sosyalist örgütlerin birliği olan akım için 2018'in en kritik politik halkası neydi?
Şüphesiz birçok sorun sayılabilir; otoriterleşme, aşırı sağın yükselişi, yoksulluk ve kriz. Ancak bunların ürettiği en somut politik sorun, göçmenlere yönelik tehditler ve ırkçılığın bu bağlamda yükselişi. Uluslararası Sosyalist Akım, son birkaç yıldır bu vurguyu siyasetinin merkezine koyuyor. Bu nedenle, BM'nin Uluslararası Irkçılık Karşıtı Gün kabul ettiği dönemde, her sene bulunduğumuz her ülkede eylemler yapmaya çalışıyoruz. 2018 yılında da dünyanın 63 farklı noktasında, bizim öncülük ettiğimiz inisiyatiflerin koordinasyonuyla, her yerde mültecileri savunmak için sokaklardaydık. DSİP de İstanbul'da bir panel ve İstiklal Caddesi'nde bir basın açıklaması düzenledi. Hem aşırı sağcıların güçlenmesine hem de artan otoriter eğilimlere verilecek en iyi yanıt, sıradan insanların daha iyi bir yaşam için göç etme ve serbest dolaşım hakkını savunmak. Böylesi bir enternasyonal dayanışma hareketini inşa etmek, tüm dünyadaki ezilenlerin nefes alacağı bir ortam yaratacaktır.
Bu çabanızda ne kadar yol alabildiniz?
Hiç de azımsanmayacak kadar! İngiltere'de Irkçılığa Karşı Ayağa Kalk (Stand Up to Racism), klasik bir STK olmaktan çıkıp bir sosyal harekete dönüşüyor. Ülkenin birçok yerelinde birimleri var, on binlerce kişiyi sokağa dökebiliyor. Onun dinamizmi sayesinde daha geniş çevreler harekete geçebiliyor; Trump'a karşı 250 bin kişinin eylem yapması biraz da bu sayede oldu. Almanya'da benzer bir oluşum olan Aufstehen gegen Rassismus, 70 ayrı yerel birimi olan, Uluslararası Irkçılık Karşıtı Gün'de 25 noktada eylem yapan ciddi bir hareket. Yunanistan'da yoldaşlarımızın çabasıyla var olan KEERFA, hem mültecilerle somut bir dayanışmayı inşa ediyor hem de Avrupa'nın en tehlikeli faşist partilerinden biri olan Altın Şafak'ın serpilip gelişmesini önlüyor. Türkiye'de henüz bu ölçüde kitleselleşebilmiş değiliz. Ancak "Irkçılığa hayır, hepimiz göçmeniz" kampanyasının 1 Aralık'ta İstanbul'da düzenlediği panele gösterilen ilgi, burada da mültecilerle dayanışmak isteyen çok sayıda aktivistin olduğunu ortaya koyuyor.
Akım bunun dışında neler yaptı 2018'de?
Var olduğumuz her ülkede, neoliberal hükümetlere, aşırı sağa ve egemen sınıfa karşı verilen mücadelelerin içinde yer alıyoruz. İrlanda'daki yoldaşlarımız kürtajın yasallaştığı referandumun kazanılması için canla başla çalıştılar. Hollanda'daki yoldaşlarımız "daha sosyal" bir toplum için emek hareketinin verdiği mücadelenin içinde yer alıyorlar. İspanya'daki yoldaşlarımız Katalonya'nın kendi kaderini tayin hakkını antikapitalist bir perspektifle savunuyorlar. Yunanistan'da her grevin ve eylemin içinde SEK'in varlığını ve etkisini görüyoruz. Türkiye'de DSİP, yerli ve milli ittifakın zayıflatılması ve krizin faturasını patronların ödemesi için mücadele ediyor.
Tüm bunların yanı sıra, Uluslararası Sosyalist Akım’daki tüm partiler olarak, enternasyonal dayanışma ağlarını inşa ediyoruz. DSİP üyesi Emin Şakir'in tutukluluğu boyunca Yunanistan'dan Avustralya'ya, Nijerya'dan Kanada'ya birçok akım örgütü Emin için kampanya yaptı, mesaj yolladı, protestoda bulundu. Sadece kendi yoldaşlarımız için değil, işçi sınıfının saflarında mücadele eden tüm aktivistler için benzer bir uluslararası hareketliliği sağlamak için gayret gösteriyoruz.
(Sosyalist İşçi)