Sosyalist İşçi'den Faruk Sevim, krizin olası etkilerini ve izleyebileceği seyri ele aldı.
Sanayi üretimi Eylül’de hem geçen yılın aynı dönemine göre, hem de bir önceki aya göre yüzde 2,7 oranında azaldı. İktisatçılar bu durumu “eşine az rastlanır, sert bir ekonomik krizin başlangıcındayız” şeklinde değerlendiriyor. 2018 yılı 3.çeyreğinde Türkiye ekonomisinin toplam olarak küçülmesi bekleniyor, rakamlar Aralık ayı ortasında açıklanacak
İşsizlik patladı
15 Kasım’da Ağustos ayının işgücü istatistikleri açıklandı. Resmi işsizlik rakamı son 18 ayın en yükseğine çıkarken, en geniş tanımıyla işsizlerin (iş bulma ümidi olmayanlar, mevsimlik çalışanlar, iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar, zamana bağlı eksik istihdam ve yetersiz istihdam edilenler) toplamı yedi milyonu aştı. En geniş tanımıyla işsizlik oranı yüzde 19,3’e yükseldi. Sadece Temmuz ve Ağustos aylarında ne eğitimde ne istihdamda olan genç sayısı (15-29 yaş) 584 bin arttı. Eylül- Kasım döneminde işsiz sayılarının çok daha hızlı arttığını hepimiz yaşayarak görüyoruz.
2019 yılında geniş tanımıyla 8 milyon işsizle nasıl baş edileceği sorusu yakıcı bir şekilde duruyor.
Türkiye kriz yolunda ilerliyor
Çeşitli değerlendirme kuruluşları Türkiye ekonomisine yönelik 2019 yılı beklentilerinde ‘resesyon’ uyarısı yapıyor. Resesyon, ekonominin üç aylık dönemlerde arka arkaya en az iki defa küçülmesi durumudur. Ekonomide durgunluk olarak da isimlendirilir. Uzun bir resesyon dönemine, ekonomik çöküş denir. Açıklanan raporlarda, yüksek enflasyon ve kur krizine dikkat çekildi, kredi arzı ile dış finansman koşullarındaki kötüleşmenin sürdüğü belirtildi.
Fitch, Türkiye ekonomisinin 2018 ve 2019 yılları için reel büyüme oranı tahminlerini düşürerek, sırasıyla yüzde 3,6 ve yüzde -1,9 olarak açıkladı. Daha önceki tahminler sırasıyla yüzde 4,1 ve yüzde 3 idi. Raporda şunlara dikkat çekildi:
Kredi arzı daralması ve güven zedelenmesi gibi nedenlerle ekonomi beklenenden daha hızlı yavaşlıyor.
Kur krizi, yüksek enflasyon ve dış finansman koşullarında yaşanan sıkıntılar, 2019’da ülkenin resesyona sürüklenmesine neden olacak ekonomik bir şok yaratıyor.
Moody’s ise Türkiye’de ekonomik aktivitelerin ciddi şekilde yavaşlamasını, ekonominin 2019’da yüzde 2 oranında daralmasını bekliyor. Ekonomik görünümün “negatif” olduğunu belirten kuruluşun kaydettikleri şöyle:
Türkiye, tırmanan kurumsal zorluklar ve politika belirsizliği ile karşı karşıya
Ekonomide, 2018 için yüzde 1,5 büyüme, 2019 için yüzde 2 daralma.
Küresel büyümenin yavaşlamasına, faiz artışlarına, ticarette korumacı politikalara ve jeopolitik gerilimlerin tırmanmasına bağlı olarak Türkiye’yi zor günler bekliyor
Cari açık ve kriz işareti
Türkiye ekonomisinin 9 aylık cari açığı 30 milyar dolar oldu, geçen yıla göre 1,3 milyar dolar daha iyi bir rakam bu, çünkü aşırı yüksek döviz kuru ithalatı yavaşlattı. Ama aynı dönemde 4,3 milyar dolarlık net sermaye kaçışı yaşandı. Bu kaçan sermaye miktarı cari açığa eklendiğinde ekonominin 34,2 milyar dolarlık finansman ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu açık nasıl karşılanıyor? Açığın karşılanma biçimi, krizin gidişatının nasıl olacağını da gösteriyor.
Cari açığın yarısı Merkez Bankası stoklarından, diğer yarısı kaynağı belirsiz döviz girişlerinden (aslında kaynağı belli, özel sektörün kara günler ve başka işler için yurt dışında bulundurduğu dövizle) karşılandı. Merkez Bankasının 9 aylık döviz rezervi kaybı 17 milyar dolara ulaştı. Net hata noksan ya da kaynağı belirsiz döviz girişi de 17,2 milyar doları buldu. Bir yandan hızlı bir sermaye kaçışı var, öte yandan kamunun ve özel sektörün rezervleri hızla tükeniyor. Bu cari açık finansmanı açısından sürdürülemez bir durumdur, krizin derinleşmekte olduğunun işaretidir.
Faruk Sevim
(Sosyalist İşçi)