Gezi beraatine itiraz etmeyen savcılık, yapılmayan eylemleri gerekçe saydı.
İş insanı Osman Kavala’nın 1 yılı aşkın süredir tutuklu bulunduğu soruşturma kapsamında aralarında Prof. Dr. Turgut Tarhanlı,Prof. Dr. Betül Tanbay gibi isimlerin de bulunduğu 13 isme geçen cuma operasyon talimatı veren İstanbul Başsavcılığı’nın dosyasından ilginç bilgiler çıktı. Gözaltına alınan isimler, geç saatlerde ya da ertesi sabah serbest bırakılırken, sivil toplum çalışanı Yiğit Aksakoğlu tutuklandı. Aksakoğlu’na yönelik sorguda 100 sayfaya varan telefon dinlemelerinin ve takiplerin sorulduğu öğrenildi. Aksakoğlu’na bu kapsamda “Şebeke kimlerden oluşuyor” sorusu da yöneltildi. Soruda geçen “Şebeke”nin AB Başkanlığı’na dönüştürülen AB Bakanlığı ve AB Delegasyonu’nun da destek verdiği, Bilgi Üniversitesi’nce yürütülen, gençlerin katılımcılığını arttırmaya yönelik projenin ismi olduğu ortaya çıktı. Avukatları, Aksakoğlu’nun tutukluluğuna itiraz etti.
5 yıllık dosya
13 ismin gözaltına alındığı, Kavala dosyası olarak adlandırılan dosyanın Gezi eylemlerinin bitiminden hemen sonra açıldığı ve bu kapsamda telefon dinleme, teknik takip kararlarının alındığı öğrenildi. Dinleme ve takiplerin 2014 başına kadar sürdüğü, bu tarihten sonra dinleme ve takip için mahkemelerden uzatma kararı talep edilmediği ifade edildi. Dosyanın o tarihten bu yana bekletildiği ve hiç işlem yapılmadığı ortaya çıktı.
Beraate itiraz etmediler
Dosyayı o tarihten bu yana açık tutan İstanbul Başsavcılığı’nın, buna karşılık Gezi eylemlerinin sorumlusu oldukları iddiasıyla yargılanan Taksim Dayanışma üyeleri hakkında verilen beraat kararına itiraz etmediği de anlaşıldı. İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen beraat kararında, barışçıl vasıtalarla savunulan fikirlere yönelik toplantı özgürlüğüne atıf yapılarak, bu nedenle ceza verilemeyeceği belirtiliyor. Savcılık da itiraz yetkisini kullanmayarak bu beraat gerekçesini kabullendi.
Gezi sonrası
Buna karşılık, açık tutulan dosya Gezi eylemlerinin sürdürülmesi için şiddet içermeyen eylemler organize edilmesinin tasarlandığı gerekçesine dayanıyor. Operasyon da bu gerekçeyle yapıldı. Gözaltına alınan isimlerden sadece Yiğit Aksakoğlu tutuklandı. Aksakoğlu’nun tutuklama kararında, “Her ne kadar toplantıların içeriğine ulaşılamamış ve karanlıkta kalan yönleri olsa da iletişimin tespit tutanaklarından, Gezi’den sonra tekrar sivil itaatsizlik ve şiddetsiz eylem adı altında yeniden çeşitli gösteri ve eylemlerin yapılmasına yönelik bir takım eğitimler ve konuşmalar düzenlendiği kanaatine ulaşıldığı...” ifadesi yer alıyor.
Örgüt yok
Alınan bilgiye göre, Aksakoğlu’na sorguda 100 sayfayı bulan dinleme tapeleri ve teknik takip notlarından sorular yöneltildi.
TCK 312 uyarınca, cebir ve şiddet kullanarak hükümeti devirmeye teşebbüs ettiği iddiasıyla tutuklanan Aksakoğlu’na herhangi bir örgüt suçlaması ise yöneltilmedi. Aksakoğlu’na yöneltilen sorular arasında hükümeti devirme iddiası da bulunmuyor.
Şebeke ve Mark
Aksakoğlu’na, 27 Haziran 2013’te Garaj İstanbul’da düzenlenen, Gezi’nin başlangıcı ve geldiği nokta, yaşanan şiddet olaylarının konuşulduğu toplantıda kolaylaştırıcı olarak neden bulunduğu soruldu.
Buna karşılık avukatları, kolaylaştırılıcığın, moderatörlük anlamı taşıdığını, Aksakoğlu’nun profesyonel işi olduğunu, kolaylaştırıcının, toplantıyı organize eden, katılımcıları davet eden kişi olmadığını bildirdi. Sulh Ceza Hakimliği’ne, Milli Eğitim Bakanlığı’nca hazırlanan kolaylaştırıcılık kılavuzu da verildi.
Aksakoğlu’na, AB’den fon alan Alevi derneklerinin toplantılarında profesyonel olarak kolaylaştırıcılık yapmasına yönelik sorular da soruldu. Bir bankanın desteklediği toplantıda da aynı görevi yaptığı belirtilen Aksakoğlu’na, bu toplantıya ilişkin sorular da yöneltildi.
Aksakoğlu’na, yine bir etkinliğinde moderatörlük yaptığı “Şebeke” adlı organizasyon anımsatılarak, “Şebeke’de kimlerden oluşuyor?” sorusu da yöneltildi.
Sorguda yer alan “Şebeke” adlı Bilgi Üniversitesi destekli projenin 2014’te gerçekleştirilip tamamlandığı, AB Delegasyonu ve AB Başkanlığı’na dönüştürülen AB Bakanlığı’nca desteklendiği, projenin internet sitesinde bunun açıkça yer aldığı, gençlerin yönetim süreçlerine katılımı arttırma amacını taşıyan proje kapsamında TBMM odaklı etkinlikler de yapıldığı anlaşıldı.
Aksakoğlu’na profesyonel olarak çalıştığı, 0-3 yaş arası bebeklere yönelik çalışmalar yapan Hollanda Merkezli Bernard Van Leer Vakfı’nın Türkiye çalışanı Mark adlı kişiyle yaptığı konuşmalara ilişkin çok sayıda soru da yöneltildi. Aynı vakfın İstanbul’da birçok belediye ile çalıştığı anlaşıldı.
Konuşmalarda geçmiş
Aksakoğlu’na kurucusu olduğu Diyalog ve Uzlaşma Derneği’nin faaliyetleri de soruldu. Savcılığın açıklamasında yer alan, “Duran Adam”, “Piyano Çalan Adam” gibi Gezi eylemleriyle ilgili soruların ise Aksakoğlu’nun konuşmalarına yönelik olduğu anlaşıldı. Aksakoğlu’nun, konuşmalarında şiddetsiz eylemlere bu olayları örnek gösterdiği bildirildi. Söz konusu derneğin çözüm sürecinde kurulduğu, fon alamadığı ve sürecin bitiyle kapandığı da anlaşıldı.
Tutukluluğa itiraz
Avukatlar Turgut Kazan, Aslı Kazan, Serdar Laçin, Aksakoğlu’nun tutukluluk kararına itiraz etti. İtiraz dilekçesinde, öne sürülen eylemlerle, tutuklamaya gerekçe yapılan “hükümeti devirmeye kalkışmak” suçunun ilgisiz olduğu belirtilerek, “Bu suçun oluşması için 15 Temmuz’da olduğu gibi tankınız, tüfeğiniz olacak. Fiili olarak eyleme geçilecek, ancak elinizde olmayan nedenlerle başarısız sonuçlanması gerekmektedir. Müvekkile yöneltilen eylem, moderatör olarak/kolaylaştırıcı olarak toplantılarda görev alması, şiddetsiz eylem adı altında gösteri ve eylemlerin yapılması konusunda eğitim ve konuşmalar düzenlemesi, bu toplantıların yapılmasında aktif görev almasından ibarettir ve bunlar suç oluşturmamaktadır” denildi.
(Gökçer Tahincioğlu/T24)