Cumartesi Anneleri'ye tıpkı 1990'larda olduğu gibi devlet tarafından getirilen engel haftalardır sürüyor.
Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 706'ıncı haftaya ulaşan eylemlerinde Galatasaray Meydanı’nda toplanmak istedi.
Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre, kendilerine destek veren Cumartesi insanları ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi önünde buluşan Cumartesi Anneleri’nin üzerine kayıpların resimlerinin bulunduğu tişörtler giydikleri görüldü.
Ellerinde kırmızı karanfiller bulunan anneler, bir süre sonra buradan Galatasaray Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile birlikte parti milletvekilleri Hüda Kaya, Garo Paylan, Oya Ersoy, Saruhan Oluç’un yanı sıra CHP milletvekilleri Ali Şeker ve Sezgin Tanrıkulu da yürüyüşe katıldı.
Annelere ve gazetecilere engel
Ancak yürüyüşe başlanır başlanmaz grubun önü çevik kuvvet polislerince kesildi. Polis amirleri, yürüyüşe izin verilmeyeceği gibi sokakta da açıklama yapılmasına müsaade edilmeyeceği belirterek, gruptan İHD binasına girmelerini istedi.
Ailelerin yürümekte ısrar etmesi üzerine ise, çevik kuvvet polisleri grubu hemen ablukaya aldı.
O anlarda polisler, geçen haftalarda olduğu gibi yine haber takibi yapan basın mensuplarını sokaktan uzaklaştırmaya çalıştı. Cumartesi Anneleri ile gazetecilerin arasında bariyer oluşturan çevik kuvvet polisleri, tepkilere rağmen gazetecilerin çekim yapmasına engel olmaya çalıştı.
Hüda Kaya darp edildi
Kitle ile polisler arasında bulunan HDP milletvekili Hüda Kaya, bir polis amiri tarafından darp edilerek, iteklendi. Polisin Kaya'yı darp etmesine CHP ve HDP milletvekilleri tepki gösterdi.
Haftanın basın açıklamasını, faili meçhul cinayetle öldürülen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak, polis ablukası altında okumak zorunda kaldı.
Açıklamada ise, 26 yıl önce gözaltına alınması sonrası kendisinden bir daha haber alınamayan Ayhan Efeoğlu’nun akıbeti soruldu.
Efeoğlu ailesi adına adalet talebinde bulunmak üzere bir araya gediklerini söyleyen Ocak, “2 yıl arayla iki evladı gözaltına alınarak kaybedilen ve failleri zaman aşımı zırhıyla korunan Feriye-Osman Efeoğlu’nun, 26 yıl önce bugün gözaltına alınarak kaybedilen küçük oğulları Ayhan Efeoğlu için adalet isteyen sesiyiz” dedi.
Ayhan Çarkın itiraf etmişti
Ocak, Efeoğlu’nun kaybedilme hikayesini şu sözlerle aktardı:
“Ayhan Efeoğlu, Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisiydi. Demokratik üniversite mücadelesi nedeniyle defalarca gözaltına alınmış ve siyasi polis tarafından mimlenmişti. 26 Ekim 1992 tarihinde üniversite önünde sivil polisler tarafından gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü. Onu, devletin ilgili tüm kurumlarına soran ailesine ‘gözaltında olmadığı’ cevabı verildi.
2008 yılında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sürdürülen soruşturma, insanlığa karşı suçlarda hukuk dışı olan 20 yıllık zaman aşımı bile beklenmeden ‘takipsizlik’ kararı ile kapatıldı.
Savcılığın kararına göre; Ayhan Efeoğlu işkence sonucunda öldürülmüş olsa bile öldürme kastı olmadığından zaman aşımı süresi 15 yıla indirilmişti.
2011 yılında Eski Özel Harekat Polisi Ayhan Çarkın, Ayhan Efeoğlu gözaltındayken işkence ile öldürüldüğüne tanık olduğunu söyledi. 'Onu bizzat ellerimle gömdüm' diyerek, Ayhan Efeoğlu’nu işkence ile sorgulayan ve bedenini kaybeden polislerin isimlerini açıkladı. Bu itiraflar sonucunda Efeoğlu Ailesi’nin dosyanın yeniden açılıp, etkin ve bağımsız bir soruşturma yapılarak oğullarının gömüldüğü yerin tespit edilmesi ve ceza adaletinin sağlanması talebi bugüne kadar gerçekleşmedi.”
"Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz"
Efeoğlu’nun gözaltında kaybedilişinin 26’ncı yılında adalet istediklerini vurgulayan Ocak, “Ayhan Efeoğlu’nun gözaltında kaybedilmesinde sorumluluğu olan tüm görevlilerin adil bir yargılama faaliyeti sonucunda cezalandırılmalarını istiyoruz! Kaç yıl geçerse geçsin kayıplarımızı aramaktan ve kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz!" dedi.
Açıklama Ocak’ın bu sözleri sonrası hep birlikte atılan "Vazgeçmeyeceğiz" sloganları ile sona erdi.