“Irkçılığa, savaşa, yoksulluğa karşı Sosyalist Tartışma”

03.10.2018 - 16:42
Haberi paylaş

Sosyalist Tartışma toplantılarının düzenleme komitesinden Çağla Oflas’la bu yıl gerçekleşecek toplantıları konuştuk.

Bu yılki Sosyalist Tartışma'nın vurgusu nedir?

Çağla Oflas: Bu yıl toplantılarımızın vurgusunu; savaşa, yoksulluğa ve ırkçılığa karşı mücadele oluşturmakta. Savaş, ırkçılık ve yoksulluk; kapitalizmin tarihi boyunca hep oldu. Ancak yeni liberal birikim modelinin krizi ve buna bağlı olarak ABD’nin dünya ölçeğinde hegemonyasını yitirmesi emperyalizmin krizine yol açmakta. Tüm dünyada emekçiler, kapitalist sistemin sorunlarını şiddetle hissetmekteler. Sermaye tüm dünyada rekabet edebilirliğini maksimum düzeye ulaştırmak için işçi sınıfının elinde kalan son kazanımlara saldırıyor. Uzun çalışma saatleri, düşük ücretler, minimum düzeyde sosyal harcamalar, kesinti programları: Tüm bu saldırılar altında geniş işçi yığınların sefalet koşullarında yaşıyorlar.

Emperyalizmin krizinin yol açtığı diğer sorunlar da ırkçılık ve savaş gibi görünüyor

Çağla Oflas: Kuşkusuz, giderek gücünü yitiren ABD’nin “yeniden büyük” olma mücadelesi tüm dünyada siyasal istikrarsızlığa yol açarken, militarizm ve ırkçılığı artırmakta. Her yerde hükümetler, kemer sıkma politikalarını sonuna kadar uygularken, göçmenlere karşı ırkçılığı teşvik ediyorlar. Ana akım siyasette hâkim olan ırkçılık, siyaseti daha sağa çekmekte. Avrupa ülkelerinde faşist partiler sadece parlamentoda yer almıyorlar, sokaklarda da eylemler gerçekleştiriyorlar. Tüm devletler silahlanma oranlarını arttırmış durumda. Trump, nükleer silah kullanma ihtimalinden bahsediyor.

Dünyadaki gelişmeler Türkiye’yi nasıl etkiliyor?

Çağla Oflas: ABD Asya-Pasifik bölgesinde, Afrika’da Çin’e karşı ekonomik ve askeri bir rekabet hâlinde. Ayrıca AB ülkeleri, bölgede giderek büyüyen Rusya ile askeri ve jeo-politik açıdan bir rekabet sürdürmekte. Türkiye sınırının hemen yanında Suriye’de sürmekte olan mücadele Türkiye’nin iç siyasetinin şekillenmesinde belirleyici oldu. Türkiye bölgede söz sahibi olabilmek ve özerk bir Kürt bölgesinin kurulmasını engellemek için askeri olarak varlığını sürdürürken tüm siyaset “yerlilik ve millilik” ekseninde şekillendirdi. Siyasi ortaklıklar hem uluslararası düzeyde hem de içerde değişti. Aynı soruna bağlı olarak, çözüm süreci sona erip, çatışmalı döneme tekrar dönüldü. Başta Selahattin Demirtaş olmak üzere Kürt hareketinin siyasal temsilcilerin büyük bir kısmı tutuklandı. Tüm yetkilerin tek bir merkez etrafında toplandığı başkanlık sisteminde burjuva toplumuna ait iki temel yapı parlamento ve hukuk zayıflatıldı. Demokratikleşme açısından pek çok kazanımımız saldırı altında. İşçi sınıfı hem artan milliyetçiliğe karşı mücadele etmek hem de demokratikleşmek için barışta ısrarcı olmak zorunda.

Uluslararası düzeyde yapılan görüşmeler Suriye’ye bir çözüm getirebilir mi?

Çağla Oflas: Ne Astana süreci, ne de Soçi’deki Erdoğan, Putin anlaşması Suriye’de bir çözüm üretebilir. Çünkü Suriye’de bulunan emperyalist güçler her biri kendi hegemonya alanlarında ısrarlı ve bölgede süren mücadele dünya çapındaki hegemonya mücadelesinin bir parçası. Suriye’de çözüm ancak Suriye halklarının kendi kaderlerini tayin hakkından geçer.

Türkiye’de üstüne üstlük bir de ekonomik kriz var

Çağla Oflas: Elbette, Türkiye ekonomisi 2001’den sonraki en derin krizini yaşıyor. Geçen hafta Berat Albayrak tarafından sunulan “yeni ekonomik program” sermaye kesimleri ve bankaları kurtarırken, kamu harcamalarının kısıtlanması, esnaf ve emekçilerden vergi alınması, kıdem tazminatının gaspı gibi emekçilere yönelik pek çok saldırı içermekte. Şirketler iflaslarını ilan ederken, işten çıkarmalar başlamış durumda. Hükümetin tüm söylemleri ve planları doların ateşini söndürmeye yetmiyor. Emekçilerin alım gücü her geçen gün daha azalmakta. Bu süreçte 3. Havalimanı, Yeşil Kundura, Cargil, Floormar gibi pek çok yerde, irili ufaklı işçi eylemleri, direnişler ortaya çıktı, çıkabilir. Krizin faturasını patronlara ödetmek için bu direnişlerle dayanışmak ve birleştirmek çok önemli. Öte yandan krizin nedeni olarak Suriyeli mültecileri gösteren ırkçılığa karşı mücadele de işçi sınıfının birliğinin sağlanması açısından merkezi role sahip.

Bu yıl Alman Devrimi’nin de 100. yılı. Toplantılarınızda bu konu yer alacak mı?

Çağla Oflas: 100 yıl geçmesine rağmen, Rusya’da , Avusturya ve Macaristan ve Almanya’da emperyalizmin iç çelişkileri sonucu ortaya çıkan işçi devrimlerinin deneyimlerini tartışmak çok önemli. Alman Devrimi hem Birinci Dünya Savaşı’nın bitirilmesine yol açması, hem de kapitalizmin krizinin tek çözümünün işçi sınıfı devrimi olduğunu göstermesi açısından tarihsel hafızamızda yer alan çok kıymetli bir deneyim. Ne yazık ki, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in katledilmesine yol açan, devriminin yenilgilerinin derslerini çıkarmak da günümüz dünyası açısından ufuk açıcı olacak.

Lenin, kapitalizmin bir aşaması olan emperyalizmin aynı zamanda çürüyen kapitalizm anlamına geldiğini söylemişti. Rosa Luxemburg da emperyalizm koşullarında insanlığın önünde barbarlık ya da sosyalizm olmak üzere iki seçenek olduğunu söylemişti. Kuşkusuz insanlığın önünde ikinci seçeneğin dışında bir kurtuluş yok. Kapitalizm ancak işçi sınıfının kitlesel eylemiyle yıkılabilir. Bu durum aynı zamanda işçi sınıfının öncüleri içinde örgütlenen devrimci bir partinin varlığını zorunlu kılar.

Tüm bunları İstanbul, İzmir, Ankara ve Tekirdağ’da düzenlediğimiz toplantılarda ele alacağız. Sosyalist Tartışmalar olup bitenleri anlamamızı kolaylaştıracak. Ancak asıl gayemiz Marx’ın da söylediği gibi, “dünyayı değiştirmek”. Katılın birlikte konuşalım, birlikte mücadele edelim ve birlikte değiştirelim.

(Sosyalist İşçi)

18-19-20 Ekim'de İstanbul'da Sosyalist Tartışma toplantıları

3 Kasım'da Ankara'da Sosyalist Tartışma​

26-27 Ekim’de İzmir’de Sosyalist Tartışma toplantıları

Tekirdağ'da 13 Ekim'de Sosyalist Tartışma toplantıları

Bültene kayıt ol