Mülteci hakları için koordinasyon oluşturuluyor

03.04.2022 - 10:55
Haberi paylaş

İstanbul’daki mültecilerin hukuksal güvenliğini sağlamak için bir çalıştay yapıldı. Çalıştayda daha verimli çalışmak için koordinasyon kurulu oluşturulmasına, mülteci hakları ile ilgili bilgilendirme faaliyetlerine hız verilmesine karar verildi. 

Bilgilendirme faaliyetleri için mültecilerle ilgili faaliyet gösteren kurumların web siteleri daha etkin hale getirilecek, broşürler çıkarılacak, mülteci toplulukları ile yüz yüze toplantılar yapılacak. 

Diğer illerde de mültecilere hukuki destek verecek koordinasyonların oluşturulması önerildi. Bunun için çalıştaylar yapılması çağrısında bulunuldu.

Sığınmacı Hakları Platformunun çağrısıyla 30 Martta İstanbul’da yapılan İnsan Hakları ve Sosyal Güvenlik Forumu çalıştayına ilgili kurumlardan geniş katılım oldu.

Çalıştaya Hepimiz Göçmeniz Irkçılığa Hayır Platformu, Medipol Üniversitesi Akdeniz Araştırmaları Merkezi (AKAM), İstanbul Barosu Mülteci ve Göçmen Hakları Merkezi, İHD İstanbul Şubesi, Mazlumder İstanbul Şubesi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, Göç İzleme Derneği, Uluslararası Mülteci Hakları Derneği (UMHD), Bünyan Derneği, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Human Rights Watch, Suriye Nur Derneği, Barq Araştırma Merkezi, SYACD, Suriye TV, Enab Baladi, AMIR, Suriye Sol Partisi ve Suriye Dernekler Platformundan temsilciler katıldılar.

Çalıştay; “Suriyeli sığınmacıların hak arama ve adalete erişim süreçlerinde kurumlar arası koordinasyon ve işbirliğini sağlamak” amacı ile yapıldı.

Çalıştay’a katılan ve her biri kendi alanında göçmenler, sığınmacılar ve mülteciler için önemli faaliyetler yürüten STK’lar, platformlar ve dernekler; birlikte neler yapabileceklerini tartıştılar. 

Katılan kurumlar ve kişiler mültecilere hukuki destek verecek bir koordinasyonun oluşturulması konusunda karara vardılar.

Toplantıdan notlar ve öneriler şöyle:

Ukrayna savaşı yeni bir göç dalgasına neden oldu

Maalesef yine bir savaş ve göç dalgasının ortasında toplantı yapıyoruz. Rusya’nın 24 Şubat’ta başlattığı işgal, bir aydan daha fazladır devam ediyor. Ukrayna’da Afganistan, Irak ve Suriye’de olduğu gibi köyler, kasabalar, şehirler yıkıldı. 4 milyon insan yurtdışına kaçtı, toplam 10 milyon kişi yer değiştirdi. Savaşta milyonlarca insanın hayatı altüst oldu. Şimdi Avrupa’da Ukraynalılar krizi başladı. Mülteci olan milyonlarca insan, işgalin bitmesi ve evlerine dönmek için gün sayıyorlar.  

Türkiye’de Ukrayna işgali başladığında Suriye savaşı hatırlanır, ırkçılık geriler derken, Ukraynalı kadın askerler ve Suriyeliler karşılaştırılıp, Suriyelilerin kaçtıkları yalanı yeniden ortaya atıldı. Hâlbuki tüm araştırmalar Suriye’den gelen her 5 kişiden 3’ünün savaşın şiddetinden etkilendiğini gösteriyor. 

Geri göndermeler son bir yılda arttı

2019’da başlayan Suriye’ye geri göndermeler son bir yılda iyice arttı. Kayıtlı olmayanları geri gönderiyoruz diyerek pek çok Suriyeliyi geri gönderiyorlar. Suriyeliler hakkındaki yalanlar, yanlışlar hem siyasiler tarafından hem medya tarafından o kadar fazla söylendi ki, artık insanlar bunlara inanmaya başladılar. Toplumda öyle bir algı oluştu ki, Suriyeliler yükmüş gibi, mutlaka geri gönderilmelilermiş gibi sanılıyor. 

Altındağ, Torbalı, Esenyurt ve daha pek çok yerdeki saldırıların arkasında hep bu ırkçılık var. Buradaki platform ve kurum temsilcileri bu algının değişmesi için mücadele ediyorlar, Suriyelilerin hak ve hukuk mücadelesinde yardımcı olmaya çalışıyorlar. 

Mülteciler konusuna sadece yardım ve destek olarak bakılmamalı. Bu çalışmaların dışında, meselenin kalıcı olarak çözümüne yönelik çalışmalar yapmak gerekiyor.

Suriyeliler, artık Türkiye toplumunun bir parçasıdır

Sığınmacıların sorunlarını çözmeye çalışıyoruz, bazen başarılı oluyoruz, bazen olamıyoruz. Burada birleşik olarak hareket etmek için bir aradayız. 

Suriyeli sığınmacılar hala muhtaç kişiler olarak görülüyor. Hâlbuki 2011’de çocuk olarak sığınan kişiler şimdi anne baba oldular. İhtiyaçlar farklılaştı. Sığınmacılar haklarını bilmiyor, nereye başvuracağını bilmiyor. Bir yandan da ırkçılık, nefret devam ediyor. 

Suriyeliler artık bu toplumun bir parçası. İnsan hakları ve sosyal güvenlik forumu toplantısı olarak müşterek bir heyet oluşturmalıyız. Başına bir olumsuzluk gelen Suriyeli vatandaşların nereye nasıl başvuracaklarına yardımcı olmalıyız.

Mültecilerin en büyük sorunu adalete erişim

2019’dan itibaren Suriyeliler konusunda sıkıntılar başladı. Kayıt konusu önemli bir sıkıntı kaynağı8. Bazı illerde kayıt alınmıyor. Örneğin Altındağ’dan sürülen Suriyelilere yeni mahallelerde kayıt açılmıyor. Ankara’yı terk etmek zorunda kalıyorlar. 

Suriyelilerin adalete erişim hakkı konusunda çok sıkıntıları var. Suriyeli bir kişinin haksızlığa uğradığında şikâyette bulunması, sınır dışı edilme korkusu nedeniyle imkânsız gibi.

Mültecilerin; eğitim, sağlık, istismar, yoksulluk, cezasızlık, kayıt konusu, kamu hizmetlerine erişim, geri gönderme merkezleri, sınırlarda yaşanan sorunlar gibi devasa problemleri var. 

Suriyelilerin basit sorunları bile çözülemez halde. Resmi kurumlar mültecilere kapılarını kapatmış durumda. Özellikle Göç İdaresi yetkililerinin mültecilerin hakkını koruyan bir yerde olması lazım ama bundan çok uzağız. Uluslararası başvuruların Göç İdaresine devri çok büyük bir sorun. Bunun çözümü için önerimiz, BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin yeniden aktif hale gelmesi. Eğitimden mahrum bırakılan çocuklar erken evlendiriliyor, çocuk işçiliğine maruz kalıyor. Bunların çözülmesi lazım. Daha fazla işbirliğine ve çalışmaya ihtiyacımız var. 

Ulus devlet alışkanlıkları mülteciler için problem

Ulus devlet kavramı var, ulus devletin kendi kuralları, kültürü, dili var. Hakim devletler gelen göçmenlerden bütün bunlara uymasını bekliyor. Uyum iki taraflı olmalı. Ulus devletler farklılıkları kabul etmek istemiyorlar, gelenlerin dillerinden, kıyafetlerinden, yemek yeme biçimlerinden rahatsız oluyorlar. Özellikle Asyalılar hep sorun olarak kabul ediliyor.

Siyaset göçmenler üzerinden oy devşirmeye çalışıyor. Bu da her şeyi kirletiyor. Bu nedenle bir göçmen, ayrımcılık söz konusu olduğunda karakola gitmekten korkuyor. Çünkü bu ayrımcı söylem memurları da etkiliyor. 

Türkiye’de herhangi bir vatandaşın bir yabancıyı şikâyeti sınırdışı kararına yol açabiliyor, bununla mücadele ediyoruz. Randevu sisteminde büyük sorunlar var, sorunları Göç İdaresine sürekli iletiyoruz. 

Göçmenlerin Türkiye’ye uyumu için değil, her bir göçmenin sorununu çözmek için çalışıyoruz. Mevcut iktidarlar sürekli sorun ürettiğinden sürekli çalışıyoruz.

Mülteci haklarını savunanlar arasında iletişim sağlanmalı

En büyük sorun iletişim. Mülteci hakları ile ilgilenen kurumlarla, kamu kurumları arasında iletişim yok. Mülteci haklarını savunan kurumlar arasında da iletişim yeterli değil. Bu konuda nasıl bir çözüm bulabiliriz, bunu konuşmalıyız. 

Ortak çalışmaya, koordinasyona ihtiyacımız var. Mağdurlara cevap vermek kadar hızlı cevap vermek de önemli. Bugün buradan ortak bir koordinasyon kurarak çıkarsak önemli. Acilen ortak faaliyet yürütmeliyiz.

Tüm mültecilerle nasıl bir ortak yaşam sağlayacağımız konusunda platformlar oluşturmalıyız. Hala misafir ev sahibi dili kullanılıyor. Birlikte yaşam, eşit yaşam konusunda çok sıkıntılarımız var.

Dünyada Ukrayna ile birlikte göç konusu daha da önem kazandı. Bu sorunu bizim çözmemiz gerekiyor. 

Ortak iş için farklı illerde konferanslar düzenlemeliyiz. İstanbul’da da mültecilerin yoğun olduğu yerlerde konferanslar düzenlemeliyiz. Mültecilerin yasal hakları konusunda çok sorunlar var. Belediyelere çok görev düşüyor, mahallelerde ortak alanlarda yerleşik toplumla mülteci insanları kaynaştıracak etkinlikler yapmalı. Mültecilere 6 ay dil konusunda kurs verilmeli. Psikolojik destek sağlanmalı. 

Mülteciler için hukuk güvenliği önemli

Hukuk güvenliği herkese lazım, ama mülteciler için daha önemli. Ortak bir kurul oluşturulabilir. Her kurum pek çok sorunu çözüyor, ama sorunlar devasa. Mesela sadece tercüman sorunu yüzünden pek çok mülteci büyük sorunlarla karşılaştı, hapis yatanlar var. 

İkinci önemli sorun, mülteciler bulundukları ülkedeki örnek çözümleri bilmiyorlar, bunu herkese duyurarak o çözümlere ulaşmalarını sağlayabiliriz. 

Bilgilendirme için web sitesi kurulabilir. Broşürler hazırlanabilir. Hak temelli kurumlar hakkında bilgiler verip, mültecileri bu kurumlara yönlendirebiliriz. Kurumlar karşılaştıkları sorunları birbirleri ile dayanışarak çözebilirler. Hak hukuk temelli problemleri nasıl çözeceğimizi tartışarak bulabiliriz. 2011 de göç başladığında yasa ve göç idaresi yoktu, şimdi var. Bu bir kazanım. Bundan sonrası için de, kamu kurumlarına ışık tutacak çözümler üretebiliriz. 

Suriyelilerin asıl problemi vatanlarından zorla çıkarılmalarıdır. Hak arama mücadelesinde, bu konuyu asla unutmamalıyız.

Bültene kayıt ol