Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) TBMM'nin gündemine gelen tezkere ve Kuzey Irak'taki Kürtlerin bağımsızlık referandumu üzerine yazılı bir açıklama yayımladı:
"Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesud Barzani, karşı çıkanların çeşitliliğine, gücüne, caydırıcılık “maharetlerinin” bilinmesine rağmen 25 Eylül’de bağımsızlık referandumu yapmakta kararlı.
Dünyada ve bölgede yer alan neredeyse bütün güçler, bağımsızlık referandumuna karşı!
ABD, 2018 Irak seçimlerinden önce dengelerin değişmesini istemediği ve IŞİD karşıtı mücadele odağının dağılmaması için referanduma karşı.
İran, Merkezi Irak Hükümeti’nin zayıflamasını istemediği için referanduma karşı çıkıyor.
Suriye rejimi, referanduma net bir şekilde karşı çıkıyor.
Fransa, referandumun yapılmasının ‘uygunsuz’ olacağını açıklarken Almanya, Irak’ın toprak bütünlüğünden yana olduğunu söyleyerek referanduma karşı çıktı.
İngiltere tıpkı ABD gibi “Odaklanılması gereken konu DEAŞ'ı yenmekken referandum, bölgedeki istikrarsızlığı arttırma riskini barındırıyor” diyerek referanduma karşı çıkıyor.
Referandum konusunda en sert hamle Merkezi Irak Hükümeti’nden geldi. Irak Anayasa Mahkemesi, 25 Eylül'de Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde düzenlenmesi planlanan bağımsızlık referandumunu askıya alma kararı verdi.
Türkiye ise bazen sert bazense ılımlı açıklamalarla referanduma karşı çıkarken, en sonunda bütünüyle sert bir çizgi izlemeye başladı. Bugün yapılacak MGK toplantısının kararları beklenirken, 23 Eylül Cumartesi günü “Irak’a tezkereyi görüşmek üzere meclis olağanüstü toplantıya” çağrıldı. Erdoğan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmadan önce yaptığı açıklamada, MGK toplantısının 22 Eylül’e çekildiğini ve referandum ısrarını sürdüren Irak Kürt Bölgesel yönetimine, Türkiye’nin ne kadar kararlı olacağının bu toplantıda gösterileceğini söyledi. Şimdi Irak’a askeri müdahaleyi yasal hâle getirecek tezkerenin çıkartılmasıyla Barzani’ye caydırıcı bir güç gösterisi yapılması planlanıyor.
Körfez ülkeleri referanduma uzun süre sessiz kalmıştı fakat 20 Eylül Çarşamba günü Suudi Arabistan Barzani’ye “referandumu durdurun” çağrısı yaptı. Bir tek İsrail Kuzey Irak’ta gerçekleşecek referandumu hararetle destekliyor. Bütün dünya, Barzani’nin “yapacağız, kararlıyız” dediği referanduma karşı.
Karşı çıkanların gerekçeleri ne kadar farklı olursa olsun bir halkın kendi kaderini belirlemesini engellemeye çalışıyorlar. Birbirinden bu kadar farklı siyasi eğilimin hatta birbirine düşman siyasi güçlerin Irak Kürdistanı’nda yaşayan halkların kendi kaderini belirlemesine karşı çıkmakta ortaklaşması, IŞİD’e karşı ilginç “eylem birliği”nin ardından bir ilk. Tüm küresel ve bölgesel güçler, bölge halklarının kaderini belirleyecek kudrete sahip olduklarını düşünüyor.
Bu ülkeler arasında Türkiye ise sorunu “devletin beka kaygısı”na indirgeyen ve referandumu “savaş sebebi” olarak değerlendiren tek ülke.
Kuzey Irak’taki referandum sadece ve sadece Kuzey Irak Kürtlerinin karar verebileceği bir sorundur. Irak’taki referandum hakkında geri kalan ülkeler, kendi sınırları içinde belediye seçimleri gerçekleşiyormuş gibi konuşma hakkını nereden bulmaktadır? Irak Kürtlerinin siyasi tercihi Türkiye, ABD, Almanya ya da diğer ülkeler açısından nasıl bir ölüm kalım sorunu olabilir?
Türkiye’nin Kürtlerle kuracağı tek ilişki, eşit koşullarda kardeşlik ilişkisidir, dostluk elini Kürtlere uzatmaktır. Bu yüzden tezkere değil dostluk, askeri müdahale değil demokratik diyalog yöntemi tercih edilmeli, halkların iradesine saygı gösterilmelidir.
Ortadoğu’daki siyasi iklimin değişimi, çatışmaların sonlanması, barış, adalet ve demokrasinin tesisi emperyalistlerin müdahaleleriyle değil halkların ortak mücadelesiyle mümkün olabilir.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi
22.09.2017"