Refah'ta mahsur kalan ve Batı Şeria'da saldırıya uğrayan Filistinliler anlatıyor.
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta sıkışıp kalan bir milyondan fazla insan, korkunç bir belirsizlik içinde yaşıyor ve İsrail'in bölgeye tam kapsamlı kanlı bir saldırı başlatıp başlatmayacağını görmeyi bekliyor.
Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yaşayan ancak kısa süre önce Refah'a kaçan İbitsam "İşler tamamen kontrolden çıktı. Kimse burada ne olduğunu ya da ne olacağını anlamıyor," diyor.
İngiltere'de yayınlanan Socialist Worker (Sosyalist İşçi) gazetesine konuşan Filistin şunları söyledi:
"Müzakereler başarısız olduğu için hepimiz çaresiziz ve ateşkes umudu yokmuş gibi geliyor. Çocuklarım sürekli evimize ne zaman döneceklerini soruyorlar."
"Sıcak yemeklerin ve battaniyelerin hayalini kuruyorlar. Hayatın eskisi gibi olmasını istiyorlar. Bu kabusla baş edemiyorlar."
İsrail devleti 7 Ekim'den bu yana Gazze'de 30 binden fazla Filistinliyi öldürdü. İsrail devletinin kasıtlı olarak yardımları kesmesi ve hastaneleri hedef alması nedeniyle çok daha fazlası öldürülecek.
Shehab haber ajansı, geçtiğimiz Pazar günü henüz iki aylık olan Mahmud Fattouh'un el Şifa hastanesinde yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybettiğini bildirdi.
Çocuğu tedavi eden bir sağlık görevlisi şunları söyledi: "Bebeğini taşıyan bir kadının yardım çığlıkları attığını gördük. Solgun bebeği son nefesini veriyor gibiydi. Onu acilen hastaneye götürdük ve akut beslenme yetersizliği çektiğini tespit ettik.
"Sağlık personeli onu acilen yoğun bakım ünitesine aldı. Gazze'de süt bulunmadığı için bebeğe günlerdir hiç verilmemiş."
Muhammed Zayegh adlı bir başka bebeğin de açlık nedeniyle öldüğü bildirildi. Gazze'nin kuzeyindeki Kamal Adwan Hastanesi'nin pediatri bölümü başkanı Dr. Hüsam Ebu Safiye, "yaygın yetersiz beslenme" nedeniyle Gazze genelinde "önemli sayıda" çocuğun öldüğünü açıkladı.
Batı Şeria'dan bir ses: 'Direniş olmalı'
Batı Şeria'daki Salfit kenti yakınlarında yaşayan Filistinli Abdullah, "İsrail güçleri gece gündüz baskın yapıyor" dedi.
"İnsansız hava araçlarıyla saldırılar düzenleniyor. Daha geçen hafta bir tanesi bir arabaya çarptı ve en az iki kişi öldü, daha fazlası da yaralandı.
"İsrail güçleri daha fazla barikat ve kontrol noktası kurdu. Askerler de daha fazla garnizon kurdu. Tüm bunlar bizi aşağılamak ve hareket etmemizi mümkün olduğunca zorlaştırmak için."
"İsrailli yerleşimciler de bize saldırıyor. Ailem, arazisinde zeytin toplayan birini tanıyor. Bir grup yerleşimci silahlarıyla yanına gelmiş. Ona 'toprağımızdan çık' demişler, o da çıkmayacağını söylemiş. Onu karısının ve çocuklarının gözü önünde vurdular"
"Gazze ile başladılar ve şimdi aynı şeyi Batı Şeria'da yapmak istiyorlar."
Sesini yükseltenlere yönelik baskılar artarken kendisinin susturulamayacağını da sözlerine ekledi: "Biz burada, Batı Şeria'da birlik içindeyiz. Biz güçlüyüz. Yerleşimcilerin saldırıları ya da yolların durumu hakkında birbirimizi uyarabilmemiz için oluşturduğumuz gruplarımız var."
Abdullah, diplomasinin İsrail'in saldırılarını durduracağını düşünmediğini de sözlerine ekledi:
"Uzun zamandır müzakere etmeye çalışıyoruz. Ama işe yaramadı. İsrail pes etmeyecek ve ABD gibi destekçileri de.
"Bu da pes edemeyeceğimiz anlamına geliyor. Adalet olmadan gerçek bir barış olamaz. Bu yüzden dünyanın dört bir yanındaki insanlara direnmeleri gerektiğini söylüyorum. Seferberlik çok önemli. Kitlesel bir hareket olmadan değişim olmaz."
Sophie Squire
(Socialist Worker)