Johannesburg'daki ölümcül yangından evsizleri değil hükümeti sorumlu tutun

05.09.2023 - 08:37
Haberi paylaş

Güney Afrika'nın Johannesburg şehir merkezinde beş katlı bir binada çıkan şiddetli yangın sonucu en az 73 kişi öldü, 52 kişi de yaralandı.

Bu ölümler, evsizlere yönelik kaynak eksikliğinin ve umursamazlığın doğrudan bir sonucudur. Johannesburg merkezli eyalette resmi olarak, yaşayacak yer arayan 1,2 milyon kişi bulunuyor.

Acil servis sözcüsüne göre ölenlerin yedisi çocuktu ve en küçüğü 1 yaşındaydı.

İçi boşaltılan bloğun girişindeki bir tabela, bu binanın Güney Afrika'nın daha önceki sistematik ırkçılık sistemi olan apartheid'den miras kalan bir bina olduğunu gösteriyor. Burası, siyah Güney Afrikalıların, şehrin beyazlara ait olan bölgelerinde çalışmalarını sağlayacak belgeler olan “dompalarını” toplamak için geldikleri yerdi.

İşçilerin mücadelesi bu sistemi çökertti . Ancak ardından gelen kapitalizm yanlısı hükümet yoksulların hayatlarını değiştirmedi.

Apartheid'ın kalıntıları arasında ev işgalcisi durumuna düşürüldüler.

Ölenlerden bazıları, devlet yetkililerinin ve diğerlerinin yabancı düşmanı saldırılarına maruz kalan belgesiz göçmenler. Bunlar temizlikçi, ev hizmetçisi olarak ya da sokaklarda yiyecek satarak geçimini sağlayan insanlar.

Yangının meydana geldiği bina Johannesburg belediye meclisinin mülkiyetinde olmasına rağmen tamamen bakımsız durumdaydı.

Uzun süre boş kalınca evsiz ve çaresiz insanlar buraya taşındı. İçinde bulunduğumuz kış aylarında soğuktan korunmak için sığınak aradılar.

Gecekondu ev sahipleri de bölgeyi istila ederek neredeyse hiçbir şeyi olmayan insanlara berbat konutlar sunuyor.

Kaçınılmaz olarak bu tür konaklama yerleri aşırı kalabalıklaşır ve genellikle tehlikelidir. Güney Afrika'da elektriğin sağlanamadığı ve insanların mum veya derme çatma elektrik bağlantısı kullandığı "gayri resmi yerleşimlerde" yangınlar sürekli bir tehdit oluşturuyor.

Daily Maverick haber sitesi, için için yanan binanın dışındaki caddede cesetler sıralanırken, yangın çıkışlarının kapatıldığını ve insanların içeride sıkışıp kaldığını söyledi.

Bölge sakinlerinden Nokwazi Mabuza şöyle konuştu: "İnsanlar dışarı atlamamız için yere battaniyeler serdiler. Dört yaşındaki çocuğumla birlikte üçüncü kattan atlamak zorunda kaldım.”

Mabuza, Svazilandlı bir göçmen ve dört yıldır binada yaşıyordu. Binanın bakımsız olduğunu ancak bir giyim firmasındaki yarı zamanlı işine daha yakın olduğunu söylüyor.

“Elektrik bağlantısı iyi değil, bazen kendimiz yapıyoruz. Kullandığımız su bile, yangın gibi acil durumlar için kullanılması gereken su" diyor, Mabuza.

Temel güvenliği sağlamak için bina sakinleri her katta geceleri kilitlenebilecek kapılar kurmuştu. Bazı insanların bu yüzden sıkışıp kaldığını söylüyorlar.

Güney Afrikalı sosyalist grup Keep Left, Socialist Worker'a şunları söyledi: “Yetkililer felaketten yoksulları suçlama kervanına hemen katıldı. İnsanların binayı gasp ettiğini ve orada kalmamaları gerektiğini söylüyorlar.

"Bu, ülkede yaşadığımız artan yabancı düşmanlığıyla örtüşüyor; zira yoksul ve çaresiz göçmenler, kapitalizmin yarattığı sorunların kötü adamları olarak hedefleniyor."

İktidardaki Afrika Ulusal Kongresi (ANC) partisi şunları söyledi: "Kolluk yetkililerini bu trajedinin sorumlularının hesap vermesini sağlamaya çağırıyoruz."

Sorumlular sadece evsizlere doğrudan baskı yapanlar değil, apartheid'ın sona ermesinden yaklaşık 30 yıl sonra şirketlerin ve kapitalist önceliklerin hükmetmesine izin veren ANC bakanları ve politikacıları.

Abahlali BaseMjondolo gecekondu sakinleri hareketi şunları söyledi : “Tıpkı 2017'de Londra'da 72 can alan Grenfell Tower Yangını ve her yıl topluluklarımızı kasıp kavuran baraka yangınları gibi, bu yangın da yoksulların hayatlarının politikacılar ve devlet tarafından hor görülmesinin doğrudan bir sonucudur.

“Geçen Pazar, Pretoria'daki Itireleng baraka yerleşiminde çıkan baraka yangınında beş çocuk öldü. Baraka yangınları aralıksız devam ediyor. Her yıl yanmaya terk ediliyoruz. Güney Afrika'da yoksul olmak, sürekli yangın riskiyle yaşamak demektir.

“Ruhumuzun derinliklerine kadar üzgünüz. Ayrıca çok ama çok öfkeliyiz. Yoksulların yaşamlarını tehdit eden koşullarda yaşamaya mecbur bırakılmalarından dolayı öfkeliyiz. Hem ANC'den hem de DA'dan (muhalif parti Democratic Alliance) siyasetçilerin, kurbanları ve yoksulların yanında yer alan ilerici avukatları suçlamak için akbabalar gibi hücum etmelerine öfkeliyiz.

“Hayatını kaybedenlerin bir kısmının göçmen olması nedeniyle yangını kutlayan yabancı düşmanı örgütlere ve kişilere öfkeliyiz.

“Komşu komşudur, işçi işçidir, yoldaş ise nerede doğmuş olursa olsun yoldaştır. Politikacıların ve devletin bu felaketin sorumluluğunu üstlenmesini ve herkes için insan onuruna yakışır ve güvenli yaşam koşulları sağlamaya kararlı olmasını talep ediyoruz.”

Charlie Kimber

(Socialist Worker, Çeviri: Ali Baydaş)

Bültene kayıt ol