Kuran yakmak nefret suçudur

14.08.2023 - 08:23
Haberi paylaş

Danimarka'daki Uluslararası Sosyalistler tarafından yapılan açıklama:

Danimarka hükümeti Kuran'ın yabancı elçiliklerin dışında yakılmasını önlemeyi teklif ederken, önergeden ikiyüzlülük ve sinizm sızıyor. Danimarka'daki Müslüman azınlık Løkke ve ortaklarının zerre kadar umurunda değil. Bu sadece IOC'yi (Müslüman ülkeler örgütü) tatmin etmek için sembolik bir eylemdir.

Şimdiye kadar, (kırmızı veya mavi) her hükümet Danimarka'da Müslüman vatandaşlara karşı her türlü ihlal ve ayrımcılığa izin verdi. Rasmus Paludan'ın birkaç yıl önce ülkenin dört bir yanında Kuran'ın yakılmasıyla yaptığı ucube gösterisine izin verildi ve öfkeli protestocular tarafından durdurulmaması için polis korumasına milyonlarca dolar harcandı.

Artık dünya değişiyor ve düşman Rusya. Batının, parasıyla, silahıyla, nüfuzuyla Türkiye'ye ve Suudi Arabistan'a ihtiyacı var. Teklifin arkasında sadece sinik emperyalist saikler var. Kuran yakma işlemleri yabancı elçilikler dışında herhangi bir yerde gerçekleşebilir. Rasmus Paludan ve Danimarka Vatanseverleri'nin Kuran'ı yakmasını gerçekten durdurmak istiyorsanız, ırkçılığa karşı yasaları kolayca değiştirebilir ve bunların BM'nin tavsiye ettiği gibi dinlere karşı nefret söylemi ve eylemleri için de geçerli olduğunu netleştirebilirsiniz. Ama önerdikleri bu değil.

Burada Sosyalist Halk Partisi (SF) ve Kızıl/Yeşil İttifakı (Enhedslisten), aşırı sağla yatmak yerine, yasal olarak da başka bir yol izleyebilirdi (muhalefet partilerinin hepsi, ifade özgürlüğünün ihlali olarak öneriyi protesto ettiler).

Pek çok Müslüman ve ırkçılık karşıtı öneriyi doğru yönde atılmış bir adım olarak görse de, hemen sevinmemek gerekiyor. Müslüman kadınlara yönelik Çalışma Vazifesi Yasası (işyerlerinde başörtüsü giymenin kısıtlanmasıyla ilgili) uygulanmaya devam edecek. İş piyasasında ve diskolarda ayrımcılık itirazsız devam edecek ve depolama kamplarının düşmanca, ırkçı mülteci politikası devam edecek, her zamanki gibi. Müslüman günah keçisi iktidardakiler için çok önemlidir.

Kuran yakmanın ifade özgürlüğü ile hiçbir ilgisi yoktur. Sadece Müslümanlara karşı nefreti körüklemek için tasarlanmış bir harekettir. Bu, Paludan ve Vatanseverler'in ana akım 'islamcılık karşıtlığı'nı temel alma ve faşist bir hareket inşa etme girişimidir. Dolayısıyla mesele siyasi bir meseledir ve 'ifade özgürlüğünü savunma' meselesi değildir.

Hitler, faşist bir hareketin nasıl inşa edileceği konusunda çok netti. Muhalifleri, özellikle sosyalistleri ve sendikaları terörize edecek kadar güçlü olmak için sokağı fethetmeye çalışıyorsunuz. Aynı zamanda, hareketi başlangıçta ezilseydi, Nazilerin asla iktidara gelemeyeceğinin de aynı derecede farkındaydı. Dolayısıyla sosyalistler ve ırkçılık karşıtları için mesele faşistleri küçücük ve zayıfken ezmektir.

Bu nedenle sokaklarda kendilerini ifade etmeleri ve örgütlenmeleri engellenmelidir.

Kanunun değiştirilmesi, Paludan, Vatanseverler ve benzeri grupların toplumdaki örtük İslam karşıtlığı kisvesi altında faşizmi örgütlemeyeceğini hiçbir şekilde garanti edemez. Sokaklardaki Kur'an yakma ve benzeri ırkçı eylem ve ifadeleri kitlesel varlığımızla durduracak kadar kalabalık  olmalıyız. Görev budur - güçlü ve kitlesel bir ırkçılık ve faşizm karşıtı hareket inşa etmek.

Çeviri: Ali Baydaş

 

Bültene kayıt ol