Yunanistan’da ırkçılık karşıtı grup Keerfa, ‘kapalı sınır ırkçı politikasının neden olduğu toplu bir cinayet’ olduğunu söyledi.
Yunanistan açıklarında bu yıl meydana gelen en ölümcül göçmen gemi kazasında en az 78 kişi boğuldu ve çok daha göçmenin de kayıp olmasından endişe ediliyor.
Bu, Avrupa Birliği’nin göçmen karşıtı rejiminin korkunç faturasıdır.
Neredeyse tamamı Afganistan ve Pakistanlı erkeklerden oluşan kurbanlar, seyahat ettikleri teknenin güney Mora Yarımadası açıklarında alabora olması sonucu boğuldular. Birkaç yüz kişiyi taşıdığı düşünülen tekne Libya’nın doğusundan İtalya’ya doğru yola çıkmıştı.
Yunan ırkçılık karşıtı grup Keerfa Perşembe akşamı için bir protesto mitingi çağrısında bulundu. Grup yaptığı açıklamada, “Onlarca ölü mülteci. Bu, kapalı sınır ırkçı politikasının neden olduğu toplu bir cinayettir.
“AB’nin ırkçı politikaları nedeniyle sevdiklerini haksız yere kaybeden ölü yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Bu bir kaza değil, her türlü güvenli kara geçişini engelleyen katil tel örgüleri yükselterek Akdeniz’i mülteciler için bir ölüm tuzağına dönüştüren Yunan hükümeti ve AB hükümetlerinin işlediği bir suçtur.
“Mültecileri bu şekilde Libya’dan girmeye çalışan insan tacirlerinin ve mafyanın eline itiyorlar. Bu toplu katliam, AB bakanlarının utanç verici ırkçı yeni bir anlaşmayı imzalamasından sadece birkaç gün sonra gerçekleşti. Bu anlaşma tel örgüleri yasallaştırıyor, ilticayı engelliyor ve ülkelerindeki savaşlar, diktatörlükler ve felaketler nedeniyle ölümden kaçmaya çalışan her mültecinin önüne daha da fazla engel koyuyor.
“Yunan hükümeti, İtalyan faşist Giorgia Meloni ile birlikte bu anlaşmaya öncülük etti.
“Ayağa kalkmanın ve Yunan hükümetinin faşistlerin önünü açan cani ırkçı politikasını tarihin çöplüğüne atmanın zamanı geldi. Kapalı sınırlar, tel örgüler ve sınırda caydırıcılık gibi ırkçı politikaları çöpe atmanın zamanı geldi.
“Sınırların açılmasını, tel örgülerin kaldırılmasını, sığınma hakkı, vatandaşlık hakkı ve mültecilere barınak sağlanmasını talep ediyoruz.”
Yunan liman yetkililerinden yapılan açıklamaya göre, göçmenlerin teknesi ilk kez Salı günü öğleden sonra Avrupa Sınır Gözetleme Ajansı Frontex’e ait bir uçak tarafından tespit edildi.
Ancak Frontex’in iddiasına göre gemidekiler “herhangi bir yardımı reddetti”. Frontex onları daha da büyük bir tehlikenin içine itmeye çalışmadığı sürece bu bir yalandır.
Kim sığınma talebinde bulunabileceği güvenli bir yerde karaya çıkarılmayı reddeder ki?
(Sosyalist İşçi)