İran’da 22 yaşındaki Mahsa (Jina) Amini’nin polis tarafından öldürülmesiyle başlayan gösteriler devam ediyor. Katar’da yapılan Dünya Kupası da İran halkının gösterilerine sahne oldu; tribünlerde Amini ile özdeşleşen “Kadın, Yaşam, Özgürlük” sloganının yer aldığı dövizler ve bayraklar taşınırken, İran Milli Futbol Takımı da İran Milli Marşı’nı söylemeyerek protesto etti. Ancak asıl önemli gelişmeler İran’ın içinde yaşanıyor.
Başörtüsü dayatmasına karşı başlayan eylemler, giderek doğrudan İslamcı rejimi hedef alarak üniversitelerde, işyerlerinde ve sokaklarda devam ediyor. Hem ülkenin Kuzey batısında Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı bölgelerde hem de Güneydoğusundaki Belucistan bölgesinde rejim güçleri polis şiddetini arttırıyor. İnsan hakları kurumları ülkede gösterilerin başlamasından bu yana 400’den fazla kişinin rejim tarafından öldürüldüğünü belirtiyor, on binden fazla kişi de tutuklanmış durumda. Rejimin önde gelen sözcülerinden birisi ilk kez 300 kişinin öldürüldüğünü kabul etti. 18 Kasım’da İran Devrim Muhafızları ve polis helikopterler ve zırhlı araçlarla Mahabad, Bukan, Piranşehr, Divandere ve Senendec’e müdahale ederek gerçek mermilerle ateş açtı.
Rejimin dini otoritesi Ayetullah Ali Hamaney 26 Kasım’da rejimin paramiliter güçlerinden olan Besiç mensuplarıyla bir araya gelerek, göstericileri “isyancılar” olarak nitelendirdi ve onlara “cahil” ve “paralı asker” dedi. Dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan İranlıların eylemleri de sürüyor, son olarak Türkiye’de yaşayan İranlılar 27 Kasım’da İzmir’de bir eylem düzenleyerek “İran’da yaşanan ölüm ve dehşete son verilmesi için toplandık. Din dil, ırk, mezhep ayrımı olmaksızın laik, demokrat ve özgür yaşamak istiyoruz” dediler.
Onur Devrim Üçbaş
(Sosyalist İşçi)