İtalya’da önceki hükümetin çökmesinin ardından egemen sınıfın baskısıyla göreve getirilen Mario Draghi, koalisyon ortağı 5 Yıldız Hareketi'nin Senato'da güven oyu vermemesi sonucunda istifa etti, hükümet krize girdi.
2018 seçimlerinden sonra kurulan 5 Yıldız Hareketi'nin güven oylamasındaki olumsuz kararının sebebiyse Roma’da kurulması planlanan ‘atıktan enerji üretimi’ tesisinin çevre kriterlerine uygun görülmemiş olmasıydı.
Avrupa’dan grev dalgası yükseliyor
‘Patronların bankacısı’ olarak bilinen Draghi, yaşanmakta olan ekonomik kriz ve hayat pahalılığı koşullarında krizin faturasını işçi sınıfına yükledi; 175 milyar sterlinlik AB nakdi desteğine karşılık olarak bir “reform” paketi ve kemer sıkma önlemiyle taviz verdi. Enflasyonun yüzde 8’in üzerinde seyrettiği, işsizliğin giderek büyüdüğü ülkedeki aşırı yoksul sayısı pandemi döneminde 5,6 milyona yükseldi.
İşçi sınıfının bir nebze bile önemsenmediği Avrupa’nın tamamında salgınla birlikte ulaşım sektöründe çalışan işçiler arasında bir işçi kıyımı yapıldığı için, pandemi sonrasında artan talep karşılanamadı, az sayıdaki işçilerden dayanabildikleri kadar çok çalışacakları bir kabus ortamını kabullenmeleri talep edildi. Ve beklenen oldu: İtalya’da havayolu işçileri isyan bayrağını çekip 17 Temmuz’da greve gitti, İngiltere’deki demiryolları işçileri ile Almanya’daki havayolları işçileri de onları izledi.
Sri Lanka isyanı
Zorlu bir ekonomik çöküş sürecinden geçen Sri Lanka’da ise yakıt ve gıda fiyatlarındaki artışın başlattığı halk isyanı, cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık koltuklarını gasp eden Rajapaksa kardeşlerin ikisini de istifa edip ülkeden kaçmak zorunda bıraktı.
Gerek Avrupa grevleri gerekse Sri Lanka örneği, bir yandan işçi sınıfının daha fazla dayanacak gücünün kalmadığını gösteriyor ama diğer taraftan önümüzdeki yıllarda yaşanacaklara da ışık tutuyor: Halklar, tüm krizlerin faturasını kendilerine ödetmeye kalkışan otoriter liderlere “artık yeter” demeye başladı.
Sınıf mücadelesinin giderek sertleştiği bu yeni dönemde baskıcı, neoliberal aşırı sağcılar tarafından on yıllar boyunca canına okunmuş olan işçi sınıfı bu kez krizin faturasını ödemeyeceğini gösteriyor: Grevlerin sayısı her geçen gün artıyor, isyan büyüyor.