Trumpsız bir dünyaya uyanmak

03.11.2020 - 11:17
Haberi paylaş

Bugün ABD’de seçim vakti. Seçimlerle birlikte ABD’de çok büyük ihtimalle büyük bir altüst oluş yaşanacak. 

Trump adındaki maço-sağcı-ırkçı vatandaş çok büyük ihtimalle başkanlık koltuğunu kaybedecek. En olası senaryo Trump’ın seçimlerde kaybetmesi ama seçimleri mahkemeye sündürmesi, son altı aydır yaşanan sokak gösterilerinin bir süre daha yaşanmaya devam etmesi ve sonunda Trump’ın tıpış tıpış koltuğunu terk etmek zorunda kalması gibi görünüyor. 

Trump’ın şekil kazanmasına, dağınık ırkçı odaklardan neredeyse ulusal çapta bir faşist örgütlenme oluşmasına yardımcı olduğu paramiliter çeteler sokağa çıkma çağrısı yapıyor, seçimi kana bulayacaklarını ilan ediyor ve bu milyoner başkan da giderayak hâlâ bu gerilimi teşvik ediyor. Bu, bu faşist çetelerin güçlü olmasından değil gözdağı vermeyi seven ve tüm dünyada gözdağı vererek karşısındaki demokratik güçleri yıldırmayı hedefleyen siyasi geleneğin bekçiliğini yapmalarından kaynaklanıyor. Devlet desteğiyle örgütlenme fırsatı bulan her faşist çete gibi güçsüzlüklerini şımarıkça bir saldırganlıkla sürdürüp ABD’de antifaşistlerin geri adım atmasını umuyorlar.  

Trump’ın, belki de en büyük suçu bu dağınık faşist örgütlenmelerin özgüven kazanmasına yardımcı olması. Fakat milyonlarca insanın katıldığı ırkçılık karşıtı gösterilerden biliyoruz ki birleşik bir karakter kazanmaya çalışan faşist çeteler varsa, ABD’de eşitlik ve özgürlük için milyonları harekete geçiren antifaşist örgütler de var! (Ozan Tekin’in Trump dosyasındaki yazısında söylediği gibi, bu harekete 15 ila 26 milyon kişi katıldı. İki binden fazla noktada gösteriler oldu.)

Trump’la Biden arasında bugün sonucu açığa çıkacak olan yarışmada Biden, merkezde duran, bir ölçüde ruhsuz,  bir ölçüde sağcı, Amerika’nın geleneksel değerlerini savunan bir siyasi figür olmasına rağmen seçim anketlerinde önde görünüyor. Bunun nedeni, Demokratların ya da Obama’nın bu eski yardımcısının bir başarısı değil. Bu, Trump’ın dört yıl içinde yarattığı, oluşmasında belirleyici olduğu politik iklimin içinde gelişen ve kademe kademe büyüyen öfke dalgası. Öfkeli kitlelerin aşağıdan, sokaklarda, işyerlerinde örgütledikleri dinamik mücadele, ırkçı başkanın gerilemesinde temel bir rol oynadı. 

Her bir mücadele başlığında harekete geçen kitleler, Trump’ın nasıl bir adam olduğunu ve simgelediği bütün çürümüşlüğü teşhir etti. Trump’ın lümpenliği, Trump’ın açıklamalarının akıl dışılığı, Trump’ın yalancılığı,  Trump’ın işçi, yoksul ve kadın düşmanı politikaları an be an bu hareket tarafından teşhir edildi. Cumhuriyetçilerin gerilemesinin en önemli nedeni, Covid-19’la birlikte, bunlar oldu.

Trump’ın yenilgisi asla sadece bu adamın yenilgisi olarak kalmayacak. Böyle bir değişim gerçekleşirse tüm dünyada otoriter liderlerden bezmiş, bu sağcıların yarattığı sığ, boğucu, yalanlarla ve çürümüşlükle dolu siyasal iklimden kurtulmak isteyen insanlara müthiş bir moral vereceği çok açık. 

Umarım yarın antifaşistlerin Trump’ın gidişini kutlamak için örgütleyecekleri eylemlerde bu havayı hep beraber soluma şansımız olur. Küredeki en büyük askeri-ekonomik gücün başına şımarık, zengin bir lümpenin geçmesi, bir açıdan bildiğimiz dünyanın sonuydu. Trump’ın kaybetmesi ise bugün, bütünüyle bambaşka bir siyasal eğilimin kapısının aralanması anlamına gelecek. 

Aslında bu kapı 15 gün önce Yunanistan’da antifaşistlerin Nazi örgütlenmesi Altın Şafak’ı dağıtmasıyla, mahkemelere bu partinin bir suç örgütü olduğunu ilan ettirmesiyle aralanmıştı. Aslında bu kapı, son dört yılın bütün mücadeleleriyle aralanıyordu. 2019 yılının küresel isyan dalgası olması bunun bir işaretiydi. Fakat Altın Şafak’ın bir suç örgütü olduğunun tescil edilmesinin ardından Trump’ın da koltuğunu kaybetmesi, bir dizi alanda küresel ölçekte baskıya uğrayan insanların siyasal bir zafer kazanması anlamına gelecek.

Trump bir ırkçı ve daima ırkçıları destekledi. Tüm dünyada ırkçıları destekledi.

Trump bir cinsiyetçi. Önde gelen bir kadın düşmanıydı. Amerika’da devletin tepesindeki bir adam, Çağla Oflas’ın Trump dosyasında yazdığı gibi, “Ben sizi yeniden güçlü kılacağım, yeniden gerçek biri yapacağım ve sıkıcı sorulara gerek kalmadan kadınları elde etmenizi sağlayacağım” diyebildi.

Bu adam, muhtemelen gelmiş geçmiş en büyük yalancı. 2019 yılında Washington Post Gazetesi Trump’ın günde 23 yalan söylediğini yazmıştı. Yalan söylerken az biraz utanan her kademeden devlet yöneticisi, bu yalan makinesinden kuşkusuz ilham alıyordu. 

Trump bir iklim inkârcısı, iklim yalancısı. İklim kriziyle mücadeleyi petrol-doğalgaz ve silah sanayisi adına yok sayan birisi. 

Trump, göçmen düşmanı. Başkan seçilir seçilmez göçmenlere, Müslümanlara yönelik yasakların altına imza atmıştı. “İslami terörizm” lafını en çok kullanan siyasetçi. Göçmenlere karşı örmek istediği duvarların yanı sıra, polise sınıra yaklaşanları vurun diyebilmesi ve bundan güç alan paramiliter çetelerin silahla sınırlarda beklemesi hiç unutulmaması gereken suçlar arasında. Trump en son attığı twitte, şunları söylüyor: “Joe Biden terörist ülkelerden daha fazla göçmen alacaktı. Planı topluluklarınızı istila etmek, Michigan, Minnesota, Visconsin ve  bütün orta batıyı göçmen kampına çevirmek. Ben ailelerinizi koruyacağım ve Radikal İslami Terörizmi ülkemizden dışarıya atacağım!”

Trump sadece sermaye sınıfının, dünyanın eli en kanlı egemen sınıfının başkanı değil, kendisi de utanmaz bir sermayedar, hemen tüm patronlar gibi vergi kaçakçısı ve belki de başkan olmasaydı iflas edecek olan ama siyasi konumunu kullanarak şirketini ayakta tutan birisi.

Trump, ticaret savaşını ilan ederken sergilediği milliyetçiliği başkanlığının her gününe yayan birisi. Seçim kampanyasında, hepimize çok tanıdık gelen, “Ben Kazanmazsam Çin ABD'nin sahibi olacak” ve "ABD'liler Çince öğrenmek zorunda kalacak" diyebilmiş bir adam.

Trump’ın bir başka apaçık sağcı özelliği de Ortadoğu’da İsrail terörünü açıktan desteklemesi, Filistin’e özel bir düşmanlığı olması ve “Kudüs planı” adı verilen Filistin’i köşeye sıkıştırma planını bir çözümmüş gibi dayatmasıdır.

Yarın, böyle bir siyasetçiden kurtulma şansının olması, bu yüzden tüm dünya ezilenleri için umut veren bir durum.

Şenol Karakaş

(Dosya) ABD seçimleri üzerine

Bültene kayıt ol