DSİP'in İspanya'daki kardeş örgütü En Lucha'nın üyelerinden Marta Castillo, Marksizm 2015'te yaptığı sunumda, ekonomik kriz sonrası ülkedeki durumu ve Podemos deneyimini anlattı.
Castillo'nun konuşmasından satır başları şöyleydi:
- İspanya’da ekonomik kriz 2007’de başladı. Hükümet o yıllardan beri kemer sıkıyor. Önce Sosyal Demokratlar, şimdi Muhafazakâr Parti, işçi sınıfına saldırıyor. İnsanların sefaleti yüksek. 1 milyon kişi evlerinden atıldı. İşsizlik yüzde 20, genç işsizliği yüzde 50. Bu sıkıntılar, işçi sınıfını daha da bilinçlendirdi. Yolsuzluklar, kurumlara güvensizliği artırdı. 2011’de meydan işgalleri yaşandı. Bu işgallerde bazı sloganlar ortaya çıktı: “Onlar demokrasi diyor, ama bu demokrasi değil. Para var ama paraya bankalar sahip. SD ve Muhafazakarlar aynı soydan geliyor.”
- İspanya’da kapitalist partiler halktan koptu. Hükümet ve merkez medya, meydandakileri hippilikle suçladılar. Bize "meydanlarda ne yapıyorsunuz, gelin seçimlere girin, kurumsal süreçlere katılın" dediler, biz de "olur" dedik. Ve Podemos olarak sürece dahil olduk. Hükümet, Podemos’un bu kadar güçleneceğini tahmin etmiyordu. Cuntadan beri ilk defa böyle talepler dillendirilmiş oldu.
- İspanya krizi giderek derinleşiyor. Rejim krizi 1978’den beri var. Ama şimdi durum farklı, borcu halka ödetmek için 2011’de anayasayı değiştirdiler. Katalonya bağımsızlık hareketi de çok büyük ve önemli. İktidardaki Muhafazakâr Parti, giderek geri adımlar atıyor. Örneğin kürtajı yasaklamak istiyordu, zorlaştıramadı bile. Şimdi hükümet göçmenlerle daha fazla ilgileniyor, kesilen sağlık haklarını geri veriyor. SD ise bu süreçte yeni logo ve sloganlar edindi, ama sonları PASOK gibi olacak, küçülüyorlar.
- Podemos krizi derinleştiriyor. Son AB seçimlerinde 15 milletvekili kazandı. Mayısta bölgesel ve yerel seçimler var, diğer iki parti çok korkuyor, sonuçlar onlar için korkutucu olacak. Yaz sonundaki genel seçimlerde ise Podemos birinci olacak. Podemos iktidara gelince kapitalistler krize girecek.
- Podemos klasik bir sol koalisyon değil. İçinde asıl olarak bağımsız bireyler, yeni politikaya girenler var. Çoğu kişi Öfkeliler Hareketi'nden geliyor. Yaşlılar daha çok cunta ile aktif mücadele eden kuşaktan, bir de bizim gibi anti kapitalistler var, 4.Enternasyonal üyeleri var.
- Podemos’u asıl olarak Öfkeliler Hareketi yarattı. Öfkeliler ana gruptu, bizler çevreden geldik. Öfkeliler Hareketi boş banka binalarını işgal edip evsizlere veriyordu. Podemos’tan önce solun (SD’yi sol saymıyoruz) oranı yüzde 10’du. Bugün Podemos’la birlikte yüzde 22’yi aştı. Son zamanlarda ana akım medya Podemos’a çok saldırınca, yönetim ılımlılaşmaya başladı. Yönetim herkesi sağ veya sol, Podemos’a çağırıyor, iç demokrasi azalıyor. Ama bizler Podemos tabanında binlerceyiz. Bizi yenemezler, biz solcuyuz.
- Podemos solu da hareketlendirdi. Birleşik Sol Parti bölündü, bir kısmı Podemos’a katıldı. Yönetim ne derse desin, Podemos radikal soldur. En Lucha olarak DSİP’in kardeş örgütüyüz, mücadeleye devam ediyoruz. Podemos içindeki demokrasiyi korumaya çalışıyoruz. Podemos’ta daha ziyade örgütlenme konuşulur, biz politika da konuşmaları için çabalıyoruz. Böylece bağımsız bireyleri etkiliyoruz. Podemos’un radikal sola ihtiyacı var, anti kapitalist özelliğinin yok olmaması için çalışıyoruz. DSİP gibi partiler bunun için vardır.
- Podemos’u inşa edenler işsizler, evsizler, yoksullar. Bunlar zaten sokakta ve mücadelenin içindeler. Yerel meclislerde, herkes farkında olmasa da, söyledikleri itibariyle epeyce antikapitalist. Podemos sadece bir seçim partisi olmamalı. Elbette herkes antikapitalist değil, seçimler de önemli, herkes seçimleri kazanmak istiyor. İçimizden bazıları reformist yol izlemek istiyor. Ama Syriza’da da gördük ki, hükümet olmakla her şey değişmiyor. Biz sıradan insanlar, hükümetlere baskı yapmalıyız, sınıf mücadelesi yürütmeliyiz, bunlar işçilerin talepleri olmalı, Podemos’ta biz varız, bunları yapabiliriz.