ABD Başkanı Donald Trump'ın Filistin'in işgalini meşrulaştırma ve kalıcılaştırma girişimine tepkiler büyüyor. Gazeteci-yazar İslam Özkan'ın demeci...
Trump ve Netanyahu, Filistinlileri tehdit ediyorlar, şantaj yapıyorlar. Anlaşmayı kabul etmezlerse daha büyük yaptırımlar uygulayacaklarını söylüyorlar.
İsrail, dünyada sınırları belli olmayan tek devlet. Örneğin Golan tepelerini önce işgal etti, sonra ilhak ettiğini, İsrail topraklarına kattığını açıkladı, Trump da buna destek verdi. Batı Şeria ve Gazze’yi ilhak ettiğini açıklayamaz çünkü İsrail zaten barış süreci üzerinden Filistinlileri oyalama taktiği güdüyor. Farklı stratejiler üzerinden uluslararası hukukun Filistinlilere vermiş olduğu hakları müzakereler labirentinde minimize etmeye çalışıyor. İlhak, İsrail’in elini rahatlatan bütün bu süreçlerin imhası anlamına geleceğinden İsrail işgal yönetiminin ilhakı gündemine alması için şimdilik bir neden yok. Çok büyük bedelleri göze alması lazım.
Birleşmiş Milletler’in iki devletli çözümü kabul eden bir kararı var. Bugün Trump’ın açıkladığı plan, bu BM kararına aykırı. BM, Filistin Devletinin sınırlarını çizmişti, şimdi Filistin’e verilen bunun sadece yüzde 15’i kadar. Ayrıca Trump’ın planında, Filistin Devletinin İsrail’den başka hiçbir devletle sınırı yok. Filistinli mültecilerin geri dönüşü kabul edilmiyor. Bu plan Filistinlilerin kırmızıçizgi olarak gördükleri konuların hiç birine kalıcı bir çözüm getirmiyor.
Planda “Kudüs İsrail’in “bölünmemiş başkenti” olarak kalacak” deniyor. Ancak Filistinlilerin Kudüs’le ilişkisi netleştirilmemiş. Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmut Abbas’ın açıklamalarına bakılırsa planda Doğu Kudüs Filistin’in başkenti olarak öngörülmüyor. Daha önce planla ilgili sızdırılan bilgilerde Ebu Dis Köyü’nün Filistin’in başkenti olacağı belirtiliyordu. Trump’ın açıkladığı planda ise bu bile yok.
Kısacası, plan, BM’nin açıklamış olduğu çözüm bir yana, tarafların 1994 yılında imzaladıkları Oslo Anlaşmasının da gerisinde. İsrail işgal üzerine kurulu bir devlet. Bu bölgede gerçek çözüm için, farklı kimliklere kör bakan, tüm taraflara eşit davranan, demokratik tek bir devletin kurulması gerekir. Ancak böyle bir devlet hem Filistinlilerin, hem de Yahudilerin sorunlarını çözer.
Batı Şeria’nın bazı bölgeleri ağırlıklı olarak İsrail güvenlik güçlerinin denetiminde. Çok sınırlı bölgelerde Filistin polisi var. Filistinlilerin ordusu yok. Filistin Devlet Başkanı, aslında bir belediye başkanından biraz daha yetkili. FKÖ yöneticileri Arafat ve Abbas, zamanında Filistinlilerin kazanılmış haklarını tartışma konusu yaptılar ve süreç sürekli olumsuz olarak gelişti.
Batı Şeria bölgesindeki Yahudi yerleşim yerleri ile ilgili BM’nin kaldırılması gerektiği kararı var, ama uygulanmıyor, şimdi bu planla yerleşim yerlerine hukuksal statü verilmeye çalışılıyor. Filistin Devleti diye çizdikleri bölgelerin içi Yahudi yerleşimleri ile dolu. Bu nasıl bir devlet olacak ki, içinde İsrail toprağı sayılan pek çok yerleşim yeri olacak.
Arap ülkeleri, özellikle BAE, Bahreyn ve Umman Trump’ın Yüzyılın Anlaşması dediği planın açıklandığı toplantıya katılarak plana destek verdiklerini açıkça deklare ettiler. Bu kervana yakında S. Arabistan’ın da katılacağından hiç şüphe yok. Zaten Trump muhtemelen planı bu ülkelerle birlikte hazırladı. Türkiye tepki gösterdi, ama fiilen uzun süredir Türkiye de Filistin için her hangi bir adım atmıyor. Filistinliler uzun süredir dünyada sahipsizdiler, bu durum devam edecek gibi görünüyor.
Abbas’ın planı kabul etmesi imkânsız, yoksa koltuğundan olur. Dolayısıyla Filistinlilerin kabul etmediği bu plan, Filistinliler için yeni bir sorun kaynağı olacak. Kendilerine yönelik tehdit ve şantajlar artacak. Bizler Filistinlilerin, Yahudilerle birlikte eşit vatandaş olacakları, tek bir Filistin Devleti’nin kurulması gerektiğini söylemeye devam etmeliyiz.
İslam Özkan