Devletler, imza attıkları küresel sözleşmedeki taahhütleri yerine getirmiyor.
"2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri" adlı küresel sözleşme, Birlemiş Milletler üyesi 193 tarafından 2015 yılında imzalanmıştı.
Sözleşmeye göre 17 ayrı hedef için eylem planlarına imza atan devletler, yoksulluğa son verme, eşitsizlikle mücadele ve iklim krizine çözüm konuarında azami çaba gösterecekti.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'e göre sözleşmenin imzalanmasının üzerinden geçen üç yılda gösterile küresel çabalar "yetersiz."
VOA'nın haberine göre Guterres tarafından hazırlanan son raporda, BM üyesi 193 ülkede bu hedefler konusundaki ilerlemeler ve eksiklikler ele alındı.
BM Ekonomik ve Sosyal İşler (DESA) başkanı Liu Zhenmin “Bu raporda vurgulanan zorluklar, küresel çözümler gerektiren küresel sorunlardır. Sorunlar birbiriyle ilişkiliyken, yoksulluk, eşitsizlik, iklim değişikliği ve diğer küresel zorlukların çözümleri de birbirine bağlı olan temel sorunlardır” dedi.
İklim krizi
İklim değişikliğiyle ilgili temel küresel hedef, küresel ısınma hızını 2 santigrat derecenin altında ve mümkünse sanayi öncesi seviyelerin üzerinde yani 1,5 santigrat derecenin üzerinde tutmak.
Küresel ortalama sıcaklığın, sanayi öncesi seviyelerin zaten 1 santigrat derece üzerinde olduğu ancak yeterince mücadele verilmez ve ısınma sürdürülemez bir hızda devam ederse, yüzyılın sonuna kadar 3 santigrat dereceyi aşabileceği ön görülüyor.
Ülkelerin iklim değişikliğiyle ilgili planlarını geliştirmesi ve bu faaliyetleri finanse etmek için bulunan para miktarındaki artış konusunda olumlu adımlar olsa da Guterres, “İklim değişikliğiyle tam olarak mücadele edebilmek için çok daha iddialı planlara ihtiyaç duyulduğunu” söyledi.
Yoksulluk
Rapora göre, BM’nin kişilerin temel insani ihtiyaçların şiddetli bir şekilde yoksun bırakılması olarak tanımladığı aşırı yoksulluk azalmaya devam ediyor ancak düşüş belirlenen hedeflerin çok gerisinde kalmış durumda.
Aşırı yoksulluk içinde yaşayan kişi sayısının dünya nüfusuna oranı 1990 yılında yüzde 36 iken, bu oran 2015 yılında yüzde 10 oranına düşmüş.
Şu andaki verilere göre 2030 yılında bu oranın yüzde 6’ya inmesi tahmin ediliyor.
Guterres, “Endişe edilecek bir durum. Küresel yoksulluk oranı yüzde altıya düşmüş olsa bile toplam 420 milyon kişi ediyor” dedi.
Yoksullukla ilgili hedeflerin yakalanamamasıyla ilgili en önemli etkenin dünyada yaşanan şiddetli çatışmalar ve felaketler olduğu belirtildi.
Arapların yoğun olarak yaşadığı ülke ve bölgelerde açlık oranı, bir dönem yüzde üçlere de inmiş olsa, Suriye ve Yemen'deki çatışmaların bölgenin yoksulluk oranını arttırdığı, aç ve evsizlerin sayısının yükseldiği kaydedildi.
Açlık
Dünyada açlığın küresel olarak tekrar yükselişe geçmekte olduğu belirtiliyor. 2015 yılında dünyada 784 milyon aç insan varken bu sayının 2017 yılında yükselerek 821 milyon kişiye ulaştığı kaydediliyor. Dünyadaki her dokuz kişiden biri yeterince beslenemiyor.
Afrika, nüfusunun beşte birini, yani 256 milyondan fazla insanı etkileyen, yetersiz beslenmenin en yaygın olduğu kıta.
Dünyada tarıma olan kamu yatırımlarının küresel olarak düştüğü belirtiliyor.
Sağlık
Milyonlarca insanın sağlığının iyileştirilmesi, yaşam beklentisinin arttırılması, anne ve çocuk ölümlerinin azaltılması ve en tehlikeli bulaşıcı hastalıklara karşı mücadelede büyük ilerleme kaydedilse de sadece 2015 yılında dünya genelinde tahminen 303 bin kadının gebelik ve doğum sırasında yaşamını yitirdiği kaydediliyor.
Sıtma ve tüberküloz gibi temel bulaşıcı hastalıklara çözüm bulma çalışmaları yeterli değil. Dünya nüfusunun yarısına denk gelen yaklaşık 3,5 milyar kişi hala temel sağlık hizmetlerine ulaşamıyor.
Cinsiyet eşitliği
Dünyada 15 ile 49 yaş arası kadınların yaklaşık beşte biri son 12 ay içinde partnerleri ya da başka birinden fiziksel veya cinsel saldırıya uğramış. Kadına şiddet dünyanın en yoksul 47 ülkesinde en yoğunlukla yaşanıyor.
Kadın sünneti ve çocuk yaşta kızların evliliğiyle belirgin problemler sürüyor. Ayrıca, yasal ayrımcılık, haksız sosyal normlar ve tutumlar, cinsel ve üreme konularında karar alma ve düşük siyasi katılım düzeyleri gibi toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin temelinde yapısal konulardaki çalışmaların yetersiz olduğu kaydediliyor.
İşsizlik
Küresel olarak dünyada iş gücü verimliliğinin arttığı belirtiliyor. İşsizlik 2008 yılında yaşanan ekonomik kriz öncesindeki seviyelere geri dönmüş olsa da küresel ekonominin daha yavaş bir oranda büyüdüğü kaydediliyor. Gençlerin işsiz kalma ihtimallerinin yetişkinlerden üç kat fazla olduğu belirtiliyor.