Brezilya'da seçimlerin ikinci turu 28 Ekim'de yapılacak. Aşırı sağcı aday Bolsonaro, askeri diktatörlük yıllarına övgü düzüp solu yok edeceğini söyleyerek kampanya yapıyor.
7 Ekim'de yapılan Brezilya genel seçimlerinin ilk turunda aşırı sağcı aday Jair Bolsonaro, 27 yönetim biriminin 17'sinde birinciliği elde ederek, toplamda %46,03 oyla 28 Ekim'de yapılacak ikinci tura en iddialı şekilde girecek aday konumuna ulaştı.
İlk turda yakaladığı popülariteyle söylemlerini daha da saldırganlaştıran Jair Bolsonaro, son olarak topraksız köylüler hareketini (MST) terörist ilan etti. Eski solcu devlet başkanı Luiz Inácio Lula da Silva'yı "ayyaş" olarak nitelendirdi ve ilk turda oyların %29,28'ini alan Fernando Haddad dahil, İşçi Partisi'nin (PT) tüm üst kadrosuyla beraber hapiste çürüyeceği tehdidini savurdu. Ülkedeki diğer solcuların da "ya ülke dışına kaçacaklarını ya da hapse tıkılacaklarını" ilan etti ve ekledi: "Biz özgürlüğün sesiyiz... Sosyalizmi istemiyoruz." Bu açıklamaların ardından Bolsonaro destekçisi Twitter kullanıcıları "Brezilya: Ya sev ya terk et" tweetleri attı.
Bununla birlikte, Jair Bolsonaro, 1 Nisan 1964'te darbeyle yönetimi ele geçirip 15 Mart 1985'e dek tek başına yöneten, otoriter ve işkence yanlısı askeri diktatörlüğün de açık bir destekçisi olduğunu bir kez daha duyurdu. Geçen haftaki açıklamalarında askeri diktatörlük dönemindekine benzer bir Brezilya arzulandıklarının altını çizerken, dönemin en acımasız işkenceci subayı Carlos Alberto Brilhante Ustra'dan defalarca övgüyle bahsetti.
2014'ten günümüze neler değişti?
2014 genel seçimlerinin ikinci turu, bugünkü tablonun aksine İşçi Partisi adayı Dilma Rousseff ve Brezilya Sosyal Demokrasi Partisi Aécio Neves arasında geçmişti ve oyların %51,6'sını toplayan Rousseff ikinci kez seçilmişti. Lakin, 3 Aralık 2015'te yolsuzluk suçlamaları ile itham edilen Rousseff için azledilme süreci başlatılmış, 12 Mayıs 2016'da senatoda yapılan oylamada, suçlu olduğu yönündeki oyların fazla çıkması nedeniyle görevinden uzaklaştırılmış ve hapsedilmişti. Yerine atanan devlet başkan yardımcısı merkezci Temer, uluslararası sermayenin yakından tanıdığı ve desteklediği bir aktördü. Görevi kötüye kullanma ve usulsüzlük iddiaları, Brezilya elitleri tarafından yıllardır PT liderliğine yöneltilse de mahkeme tarafından sabitlenen bir suç mevcut değildi. Öte yandan Temer, yasadışı etanol satın alımı yolsuzluğuna bulaşmış ve suçlu bulunarak 8 yıl boyunca herhangi bir resmi kurumun başına geçmekten men edilmişti.
Temer'in ilk icraatı, uluslararası sermayenin isteği doğrultusunda Brezilya işçi sınıfının kazanımlarını yerle bir etmek üzere bir dizi kemer sıkma politikası ilan etmek olmuştu.
2018 başında Lula da Silva üçüncü dönem devlet başkanlığı için aday olacağı sinyallerini vermekteydi. Nisan 2018'de, Rousseff'le benzer suçları işlediği gerekçesiyle hapsedildiğinde adaylığından vazgeçmedi ve 15 Ağustos'ta resmen adaylığa başvurdu. Ancak adaylığı reddedildi ve yerine Lula'nın yardımcısı olarak aday gösterilen Haddad listeye eklendi. Başkan adaylığı için resmi başvuru yapmadan önce başvurusunun reddedileceğini tahmin eden Lula da Silva, avukatları aracılığıyla Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi'ne bir dilekçe yazdı ve haksız şekilde hapsedildiğini, amacın başkanlık seçimine katılmasını engellemek olduğunu savundu. Brezilya'dan ve tüm dünyadan hukukçular, Lula'nın yargılandığı davadaki tutarsızlıkları işaret edince İnsan Hakları Komitesi başvuruyu kabul etti ve tarihte ilk kez Brezilya'yı savunma yapmaya davet etti.
Askeri diktatörlük yıllarında neler yaşandı?
- Nisan 1964: Darbe gerçekleştirildi
- Ekim 1965: Siyasi partiler yasaklandı, iki parti sistemi oluşturuldu
- Ocak 1967: Özgürlüklerin yok edildiği yeni anayasa kabul edildi
- Kasım 1967: Muhalefet silahlı mücadeleye başladı
- Mart 1968: Öğrenci protestoları başladı
- Ekim 1969: İkinci darbe anayasası kabul edildi
- Ocak 1973: Silahlı direniş bastırıldı
- Ağustos 1974: Politik yumuşama süreci açıklandı
- Nisan 1977: Ulusal Kongre lağvedildi
- Kasım 1979: İki partili sisteme son verildi
- Kasım 1982: Muhalefet, parlamentonun alt kanadını kazandı
- Mart 1985: Diktatörlük dönemi sona erdi
- Diktatörlük rejimi altında bine yakın insan öldürüldü, 50 binden fazlası gözaltına alındı ve 10 bin civarı sürgüne gitmeye zorlandı.