İstanbul'da Yaşatacağız Platformu'nun çağrısıyla bir araya gelen hayvan hakları savunucuları Erzincan'daki köpek katliamını protesto ederek Anayasa Mahkemesi'ne AKP ve MHP'nin katliam yasasını iptal etmesi çağrısında bulundu.
Yağmur altında yapılan basın açıklamasında "AYM yasayı iptal et, hayvanları yaşat" pankartı açılırken, "Durdur, durdur katliamı durdur", "Faşizme karşı omuz omuza", "AKP, CHP, MHP elini hayvanlardan çek, "AYM yasayı hemen iptal et" sloganları atıldı.
Gebze hayvan nöbetinden aktivistler de eyleme destek verdi.
Basın açıklaması metnini Yaştacağız Platformu'ndan Merve Ademoğlu ve Zeynep Daniş okudu.
Açıklamanın tam metni:
"Bugün burada Erzincan Belediyesi’nin diri diri toprağa gömdüğü köpekler için toplandık. Hafta başında basına ve sosyal medyaya yansıyan haberlerde gördüğümüz korkunç görüntüler hepimizin zihnine kazındı. Uyuşturucu iğnelerle bayıltılan köpekler bir kamyonete doldurulmuş, açılan çukura atılıyor. Canlı canlı gömülüyorlar. Bayıltamadıkları bir köpek, can havliyle kamyonetten kaçıyor. İşte MHP’li Erzincan barınağının köpeklere reva gördüğü bu kabus, katliam yasasından güç alıyor!
Ve bu görüntülerde, katliam yasasıyla gelen şiddetin sadece ufacık bir parçasını görüyoruz. Kayda alınamayan nice kötü muamele ve işkence sonucu her gün hayvan dostlarımızı katlediyorlar.
Bu kanlı yasa kabul edildiğinden beri bu şahit olduğumuz kaçıncı katliam, artık sayamıyoruz bile!
Evet, köpekleri henüz canlıyken gömerek öldürmeye çalıştılar, hepimiz şahidiz! Tıpkı 2020 yılında kız kardeşimiz Pınar Gültekin’i varile koyup canlı canlı yakan katil Cemal Metin Avcı gibi, diri diri öldürdüler, işkence ettiler! Yargıtay’ın “canavarca hisle öldürme söz konusu değildir” diyerek cezasızlıkla ödüllendirmeye çalıştığı Pınar Gültekin cinayet gibi, Erzincan’daki köpek dostlarımızın katlini de örtbas etmeye, yalanlamaya çalışıyor; katillere paye vermek istiyorlar. Sanki “AİLE YILI” ilan ettikleri 2025 yılının henüz ikinci ayında en az 41 kadın cinayeti işlenmemiş gibi, bugün memlekette sistematik bir kadın cinayeti gerçeği yokmuş gibi hâlâ failleri aklamaya, onlara indirim vermeye yer arıyorlar! Fakat biz buradayız! Tıpkı kadın cinayetleri gibi, trans cinayetleri gibi, hayvan cinayetlerinin de politik olduğunu biliyoruz ve mücadelemizden tek bir geri adım atmıyoruz!
Aylardır görüyoruz; sistemli ve bilinçli olarak hayvana nefreti körüklüyorlar! Yalan yanlış haberlerle insanları sokaktaki kedilere köpeklere düşman etmeye çalışıyorlar!
150 yıl önce aşısı üretilen kuduzla korkutuyorlar insanları, sanki pandemide henüz Covid aşısı yokken insanları çalışmaya zorlayan kendileri değilmiş gibi!
Çocuklarla köpekler arasında tercih yapmamız gerekiyormuş gibi bir ikilik yaratmaya çalışıyorlar, sanki çocukları öldüren, kendilerinin yarattığı ve göz yumduğu istismar/şiddet/açlık/yoksulluk değilmiş gibi!
“Sahipsiz” dedikleri köpeklerin sağlık kuruluşlarının bahçesine girmesine dahi tahammül edemiyor, Sağlık Bakanlığı eliyle 81 ile yazı gönderiyorlar: Sanki Sağlık Bakanlığının ciddiyetle ilgilenmesi gereken yenidoğan çetesi, sağlık çalışanlarına şiddet, aylar süren randevu sorunu, 5 dakika arayla yapılmak zorunda kalınan muayene sorunu, SGK tarafından karşılanmayan ilaç sorunu ve daha birçok önemli konu yokmuş gibi, burada da köpeğe nefreti körüklemek için alan yaratıyor, suni gündem devşiriyorlar!
3 gün önce 6 Şubat depremlerinin 2. yıl dönümünde depremde hayatını kaybedenlerin yasını tuttuk ülkece, bir tanesi bile yargılanmayan, istifa etmeyen sorumlulardan öfkeyle hesap sorduk.
6 Şubat 2023’te enkaz altından insan kurtaran köpek Proteo’yu yerlere göklere sığdıramayan, ona alkış tutanlar bugün gelmiş, Erzincan barınağındaki katliam için susuyor, katliam yasasını “yerinde” buluyor, destekliyor. Bu ikiyüzlülüğü her fırsatta yüzünüze vuracağız: Erzincan’da canlı canlı gömülen köpeklerle Proteo arasında hiçbir fark yok!
Evet, bu kanlı yasayı, katliam yasası AKP-MHP oylarıyla Meclis’ten geçti. Fakat o günlerde genel başkanı Özgür Özel’in bizzat “hiçbir belediyemiz bu yasayı uygulamayacak” demesine rağmen bugün CHP belediyelerinin de katliam yasasını koşa koşa uygulayışını izliyoruz.
“Yasa çıktı, ne yapalım, uygulamak zorundayız” bahanesinin arkasına sığınarak sokaklardan hayvan toplayan CHP’ye soruyoruz: Katliam Yönetmeliği de yürürlükte ve barınaklardaki tehlikeli ırkları (yani Bakanlığın keyfi şekilde yasaklı ilan ettiği pitbull ve benzeri köpekleri) derhal öldürmeyi emrediyor. Barınaklarınızdaki tehlikeli ırkları öldürdünüz mü? Yoksa mevzuatı işinize geldiği kısmını uyguluyor, işinize gelmeyen/gelecek tepkilerden korktuğunuz kısmına direniyor musunuz? Bilmek istiyoruz! Öyle ya, belediye yetkilileriniz topladıkları hayvanları yerleştirecekleri geniş kapasiteli barınakların inşasını anlatıyor öve öve. Sanki barınağın ne olduğunu Gebze’de, Erzincan’da, Mamak’ta, Ümraniye’de görmemişiz gibi bize barınak güzelleyemezsiniz! Dev ölüm kampları inşa edip hayvan dostlarımızı müebbet hapse mahkum etmek için ellerinizi ovuşturduğunuzu görüyoruz, “katliam yapmıyoruz” diyerek halkı kandırmak istiyorsunuz fakat biz bu yalanlara tokuz. Aylardır söylediğimiz çizgiden taviz vermiyoruz ve yeniden haykırıyoruz:
Sevgili arkadaşlar, biliyorsunuz biz Yaşatacağız Platformu olarak Anayasa Mahkemesine bir açık mektup yazmış ve “Yasayı İptal Et Hayvanları Yaşat” demiştik. Basın açıklamamızın sonuna yaklaşırken bu konuda bir duyuru yapmak istiyoruz. Yazdığımız açık mektuba gelen 70.000 imzayı pazartesi günü Anayasa Mahkemesine teslim ettik. Evet, AYM bu kanlı yasayı iptal edebilir. Hayvanları bu bitmeyen şiddetten, işkencelerden, hapisten kurtarabilir. Bizleri bu utançtan kurtarabilir.
Anayasa Mahkemesinin katliam yasasının iptalini ne zaman görüşeceği tarih henüz belli değil ancak o gün çok kalabalık şekilde Ankara’da, AYM önünde olmalı ve bu yasaya karşı güçlü bir ses çıkarmalıyız. Bunun için farklı şehirlerden otobüs kaldırarak hep beraber Ankara’ya gideceğiz. Siz de Yaşatacağız Platformu’nun sosyal medya hesaplarından bize mesaj göndererek şimdiden otobüste yerinizi ayırtabilirsiniz. Eğer gelemeyecekseniz, gelebilecek olan başkaları için askıda bilet desteğinde bulunabilirsiniz.
Dostlarımızı hep birlikte yaşatacağız. Onlar öldürmek istiyor, biz mutlaka ama mutlaka YAŞATACAĞIZ!"