Küresel ısınmaya yol açan sera gazlarıyla atmosferi kirleten sera gazı salımlarının en büyük sorumlusunun ABD ve Çin olduğu biliniyor. Bunları Rusya, Brezilya ve Endonezya izliyor.
Bu devletlerin yarattığı tahribat, 1850 yılından bu yana yapılan ölçümlerle belirleniyor. Öte yandan sonradan gelen, rakiplerinden daha küçük Türkiye gibi ekonomiler, iklim krizine etkileri, yangına körükle gider cinsten.
Türkiye kapitalizmi, 2020 yılında 530 milyon ton karbondioksit emisyon salımıyla küresel emisyonlarda yüzde 1 paya sahip oldu ve dünyada 16'ncı sırada yer aldı. 2021'de küresel emisyonların yüzde 1,2'sine yol açtı. Böylece dünyada en çok emisyona neden olan 14. ülke konumuna ulaştı.
İktidar, 2016 yılında Paris İklim Anlaşması'na imza attı. Çevre Bakanlığı'nın ismi değiştirilerek yanına iklim değişikliği eklendi. Fakat tıpkı Kyoto Protokolü'nde olduğu gibi Paris Anlaşması'nda üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmedi. Getiremezdi: Erdoğan'ın AKP'sinin tercihi, iklim krizine neden olan kirli enerjidir. Başta kömür olmak üzere petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtlara dayalı bir ekonomik büyüme anlayışına sahipler. Ve bu anlayış her yerde iklim felaketlerine neden oluyor.
İtiraf
Enerji demek, işçiler için yüksek faturalar demek. Aynı zamanda her ürünün enerji fiyatlarındaki artışlara bağlı olarak sürekli zamlanması, yani yüksek enflasyon demektir. Kirli enerjinin yıkıcılığı bununla sınırlı kalmıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun yayınladığı Sera Gazı Emisyon İstatistikleri'ne (1990-2021) bakıldığında gezegeni kavuran sıcaklıkların artışına nasıl katkı yapıldığı görülebilir.
En fazla emisyon, fosil yakıta dayalı enerji sektöründen çıkıyor.
Bu ezici bir oran: 2021 yılına gelindiğinde "Toplam sera gazı emisyonlarında 2021 yılında CO2 eşdeğer olarak en büyük payı yüzde 71,3 ile enerji kaynaklı emisyonlarla" karşılaşıyoruz.
Çoğu kişi "karbon ayak izinden" ya da "bireysel tasarruftan" bahsetse de Türkiye'de enerji sektörü baştan aşağı değiştirilmeden iklim krizi sorunu çözülemez. Bu elbette tüm ülkeler için geçerli. Her iklim aktivisti, yaşadıkları yerdeki iktidarlara karşı mücadele etmeli. Erdoğan'ın üçüncü cumhurbaşkanlığı döneminde iklim adaleti mücadelesi en önemli mücadele başlıklarından biridir.
(Sosyalist İşçi)