Bursa Su Kolektifi üyeleri, İznik Gölü'ne zarar veren faaliyetlerin izini sürmek için gölün çevresindeki fabrikalarda incelemelerde bulundu. Kolektif, İznik Gölü'nün kirlenmesine ve suyunun azalmasına neden fabrikalarla ilgili açıklama yaptı.
Kolektifin ilk durağı, Orhangazi ilçesinde faaliyet gösteren Asil Çelik fabrikası oldu. Tarım arazilerinin ortasında bulunan Asil Çelik fabrikasının su kaynaklarını sınırsızca kullandığı ifade edildi.
Yıllardır Bursa Barosu'nun da mücadelesini verdiği Cargill ikinci durak oldu. Hukuki mücadelelere rağmen, özel yasalarla, aflarla korunan Cargill, kapasite artırımına devam ediyor. Kolektif temsilcileri, "Orhangazi ilçesinin kalbine saplanmış ikinci hançer burası. Fabrikanın kapatılması için davalar açıldı ama hükümet fabrikanın devam etmesi için af çıkardı. Fabrikayla ilgili yürütülen bütün mücadeleler sonuçsuz kaldı. Fabrika kapasite artırımına devam ediyor. İznik Gölü'nün suyunun çekilmesinin en büyük sorumlusunun bu fabrika olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
Bursa Su Kolektifi, ilçe merkezinde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan Ferhan Küçük, Cargill'in doğrudan İznik Gölü'nden su kullanmamasına rağmen en çok su kullanan firma olduğunu söyledi. Davalara rağmen Cargill'in sadece 47 gün kapatılabildiğini kaydeden Küçük, "Hakkındaki suçlamalara AKP hükümeti tarafından çıkarılan af kanunu ile davaları düşürülmüştür" dedi.
Kolektif üyeleri basın açıklamasının ardından ilçedeki yurttaşları dinledi. Ardından kolektif, Döktaş fabrikası önünde incelemede bulundu. Fabrikanın olduğu yerin ve karşısının tarım alanları olduğunu söyleyen Figen Ovat, "Fabrika içerisinde zeytin ağaçları da var. Fabrikanın kapasite artırımı isteğine karşı Bursa Barosu dava açtı. Yürütmeyi durdurma kararı verilmesine rağmen Cumhurbaşkanı kararıyla tarım alanı olan bölge endüstri alanı ilan ediliyor. Bulunduğumuz nokta bu nedenle bir ekokırım suç mahallidir. Biz Bursa Su Kolektifi olarak ekokırım suç mahalli olan noktaları ifşa ediyoruz" diye konuştu.
Döktaş fabrikası önünde özel güvenlik görevlileri tarafından özel mülk olduğu gerekçesiyle kolektif üyelerinin çekim yapması engellenmeye çalışıldı. Kolektif üyeleri Olea Zeytinyağı fabrikasının önünde de aynı engellemeyle karşılaştı. AK Parti'li Belediye Meclis üyesinin kızına ait olan fabrikaya ÇED başvurusu olmadan ruhsat verildiği hatırlatıldı. Açıklamada, "Bu fabrika ÇED raporu alınmadan kuruldu. Bütün atıklarını İznik Gölü'ne atıyor. Dava süreci devam ederken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan 'ÇED raporu gerekli değildir' diye onay veriliyor" denildi.
Kolektifin bir sonraki durağı İznik Gölü kıyısı oldu. İznik Çevre ve Yaşam Platformu üyeleriyle burada bir araya gelen Bursa Su Kolektifi, son verilere göre göl kotunun 83,4 metreye düştüğünü, buharlaşma ile birlikte su kaybının artacağını belirtti. Uzmanların uyarılarıyla 7 Haziran'da ilk kez halk plajında kirlilik nedeniyle İznik Gölü'ne girmenin ve yüzülmesinin yasaklandığı hatırlatıldı. İznik Gölü'nde gözlemlenen siyonabakterilerin; balıkların ve sucul canlıların toplu ölümlerine neden olduğu, insanlarda çeşitli hastalıklar ortaya çıkardığı ifade edildi. Bursa Su Kolektifi üyeleri, resmi kurumlara seslenerek sorunlara acil çözümler bulunmasını talep etti.
Kolektif, İznik Gölü sahilinde, Dünya Göçebe Oyunları için 400 dönüm alanda dolgu ve düzenleme işlemi yapılan bölgede de incelemede bulundu. Daha önce sazlık olan alanın yok edilmesinin göldeki filtrasyon sistemini bozduğuna dikkat çekildi.