Bursa Su Kolektifi: Dereler temiz aksın, Marmara yaşasın

22.04.2022 - 16:19
Haberi paylaş

Bursa Su Kolektifi , Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde 13. eylemini gerçekleştirdi. Aktivistler, yetkilileri Marmara Denizi'ni kirleten tesislere onay vermemeye çağırdı.

Eylemde okunan basın açıklamasında öne çıkanlar:

"Bir yılı aşan süredir her ayın 22’sinde burada Bursa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde açıklamalar yaparak, şikayet ve bilgi edinme dilekçelerimizi Müdürlüğe vererek yetkilileri göreve çağırıyoruz.

Bugüne kadar bilim insanlarının araştırmaları ışığındaki yaptığımız açıklamalarda derelerin, göllerin, denizlerin giderek artan kirliliğine yani tüm ekosistemin varlığını tehdit etmesine dikkatleri çektik ve uyarılarda bulunduk. Derelerimizin yıllardır atık kanalı ve Marmara Denizi’nin de foseptik çukuru olarak kullanılması neticesinde oluşan müsilaj çevre felaketi sonrası halkın ve bilim insanlarının yoğun tepki ve uyarıları ile Müsilaj Eylem Planı hazırlandı. Böylece sebep olunan çevre felaketine karşı önlemler geliştirilebileceği yönünde umutlandık. Ancak yakından takip ettiğimiz uygulama sürecinin iktidarın ve onun desteklediği sermayenin oyalama ve bir şeyler yapıyormuş gibi görünme taktiklerinden ibaret olduğunu bir kez daha açıkça gördük.

Marem Araştırma Grubu, ODTÜ Bilim Gemisi Araştırma Grubu ayrıca Balıkesir Üniversitesi, Ardahan Üniversitesi, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi bilim insanlarının bir araya gelerek oluşturdukları araştırma grubunun Marmara Denizi’nin kirliliği ile ilgili geçtiğimiz ve bu ay açıkladığı bilimsel araştırma sonuçları deniz ekosisteminin canlı yaşamı için son derece elverişsiz durumda olduğunu ortaya koymaktadır. 1170 m. derinliğe sahip olan Marmara Denizi’nde son bilimsel araştırmalara göre oksijen bitmiş, su yüzeyinden sadece 35 m. hatta kimi yerde yalnızca 25 m. derinlikte canlı yaşamı belirtileri kaldığı, daha derinlerde canlı türlerinin ve çeşitliliğinin yok olduğu açıklanmaktadır. Çok yoğun kirletilmesi nedeniyle bir zamanlar 120’den fazla balık çeşidinin olduğu Marmara Denizi’nde ne yazık ki balık türleri yaşayamaz hale geldi. Her türlü ekolojik yıkımın yükünü en fazla çeken halkın bir zamanlar ucuz protein kaynağı olan zengin balık çeşitlerinden Marmara Denizi’nde sadece 2-3 çeşit kaldığı, onların da tespit edilen balık pandemisinin giderek artan tehdidi altında can çekiştiği yine bilimsel raporlarda açıklanmaktadır. Doğanın talanı, balıkçıların geçinememesi, yurttaşların sağlıklı beslenememesi aynı temel sorunun yani sermaye merkezli politikaların sonucudur.

AKP iktidarı artık Marmara Denizinde müsilaj yok diyerek bilimsel gerçeklere gözünü kapatmakta ve fabrika, üretim ve arıtma tesisi gibi kirleticilerin yönetmeliklere uyum şartlarını sürekli gevşetip öteleyerek sularımızın ve denizlerimizin daha fazla kirletilmesine devlet eliyle yasal dayanak hazırlamaktadır. Bizler Atıksu Arıtma Tesislerinin ileri biyolojik arıtma düzeyine geçirilmesi uygulamalarının hızlandırılmasını, yeni yatırım ve denetimlerin yapılmasını beklerken geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayınlanan yeni yönetmelik ile mevcut yönetmeliklere uyum süresi 2 yıl daha ertelendi. Yani en az 2 yıl daha derelerin, göllerin, denizlerin sorumsuzca kirletilmesinin, atık kanalı, foseptik çukuru olarak kullanılmasının önünde hiçbir engel kalmadı.

Daha 4 gün önce Marmara Ereğlisi Kamara Deresi'ne atık suyunu bırakan tesis derenin kıpkırmızı akan kimyasal atık kanalı haline dönüşmesine neden oldu. Yöre halkının uyarısı ile Tekirdağ Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü kirletici tesise 1 milyon 799 bin lira ceza kesip, süresiz faaliyetten men etti. Ancak biz gereken inceleme ve denetimlerin bu felaketler yaşanmadan gerçekleştirilmesini istiyoruz.

Talancı sermaye yeni kirletici projelerle dayanılmaz boyutlara varan yıkımlara ve kirliliklere iktidar tarafından desteklenerek Türkiye’nin her köşesinde örneğin; geçtiğimiz hafta Erzincan İliç’te Çöpler Altın Madeni sahasının genişletilmesi girişiminde olduğu gibi bütün hızıyla devam etmektedir.

Türkiye, uluslararası yağma ve sömürü sitemi olan altın  madenciliği için AKP döneminde adeta cennet haline getirilmekte ve böylece dört bir yanı siyanür havuzları ile doldurulmaktadır. Nehirlerin artık yaşam değil ölüm kaynağı haline gelmesinin bir örneği de Fırat’ta yaşanıyor. Yandaş sermaye grubu Çalık Holding ve altın madenciliğinin bir sömürge uygulayıcısı olan Kanadalı maden şirketlerinden Alacer Gold ile beraber işletilen Çöpler Altın Madeni Doğu Anadolu’nun yaşam suyu olan Fırat’a çok yakın. Türkiye’nin ikinci büyük altın madeni, Türkiye’nin ikinci büyük nehri Fırat’ı zehirliyor. İliç yıllardır Fırat’a 600 m. mesafedeki 200 futbol sahası büyüklüğünde ve 1280 m. derinliğindeki siyanür havuzu ile yaşıyor. Bu zehir havuzunun büyüklüğü 640 futbol sahası büyüklüğüne çıkarılmak isteniyor. Çöpler Altın Madeni’nde kapasite artışı için alınmış ÇED raporuna, TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın açmış olduğu davanın mahkeme tarafından atanmış bilirkişi keşfi 13 Nisan’da yapıldı, bu esnada İliç Havzası Doğa  ve Çevre Platformu, Bursa Su Kolektifi’nin bileşeni olduğu İklim Adaleti Koalisyonu, yörenin ve ülkenin birçok çevre dernekleri, ekoloji örgütleri yöre halkı ile dayanışma gösterip bir araya gelerek bir basın açıklaması yaptık. Kapasite artışı talebinin yerine getirilmemesi bir yana madenin tümden kapatılmasının yörenin yaşam kaynağı olan Fırat’ın daha fazla ölüm taşımaması için acil bir gereklilik olduğunu hep birlikte savunarak ve sesimizi yükselterek havzayı yutan ölüm havuzuna karşı direnmeye söz verdik.

Bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da yıkımların kaynağında, yıkımların sonuçlarının olduğu ekokırım alanlarında, sorumlu kurumların önünde uygulanan ekokırım politikalarını ifşa etmeye; denizlerimizi, akarsularımızı, göllerimizi, özgür sularımızı yağmalayanlardan, kirletenlerden, meta gibi alıp satanlardan hesap sormaya, suyun sesi olmaya, gerçekleri duyurmaya, her geçen gün daha da güçlü haykırmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz. 

22.04.2022

BURSA SU KOLEKTİFİ"

Bültene kayıt ol