İklim Adaleti Ağı aktivistleri, Milas İkizköy'de termik santral için ağaç katliamını protesto etti.
İstanbul Beşiktaş'ta yapılan eylemde "Limak defol! Zeytinime dokunma!" sloganı atıldı.
Basın açıklamasının tam metni:
Barışın ve bereketin sembolü olan zeytin ve zeytin ağaçlarının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 1 Mart 2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 'Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik' kapsamında sermaye sahiplerinin çıkarları doğrultusunda ranta kurban edilmelerinin önü açılmıştır.
Yönetmelikte yapılan değişikliğe istinaden zeytinliklerin madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine “kamu yararı” adına izin verilecektir. Bu yönetmeliğe dair ilk icraatte, İkizköy’de yaşları 80 ile 100 arasında değişen 17 zeytin ağacı sökülmesiyle gerçekleştirilmiştir. Bölgede zeytin ağaçlarını korumak için nöbette olan vatandaşlar darp edilerek gözaltına alınmıştır.
Bizler, bu yönetmeliğin ve İkizköy’de yapılan uygulamada kamu yararının nerede olduğunu sormak istiyoruz?
Türkiye’nin 1939 yılından beri bir zeytincilik yasası var.3573 Sayılı bu yasanın 20.maddesi zeytinlik alanlar ve bu alana 3 km mesafede zeytinyağı fabrikası dışında bir faaliyete izin vermiyor. Zeytin yasası yürürlükte iken yasaya rağmen yürürlüğe konulan yönetmelik hukuksuzdur.
Bunun yanında düzenlemede madencilik faaliyetinin başlayabilmesi için ilgili firmaların "sahayı rehabilite ederek eski haline getireceğini taahhüt etmesi şartı" var. Devlet bu süreçlerin dışında kalarak üreticileri şirketlerin insafına terk ediyor. Zeytinlikler bulundukları alanda ekosistemin önemli bir parçası ve aynı zamanda yutak alanlarıdır. Zeytinlikler bölge halkının ekmek, geçim kaynağıdır. Zeytin ağaçları o bölgeden başka bir bölgeye götürüldüğünde bölge halkı da mı zeytin ağaçları ile taşınacak? Bu ağaçlara nereye götürülecek? Var olan bir zeytinliğe bu ağaçların dikilmesi mümkün ve olanaklı mıdır? Zeytinlikler ve etrafında şekillenen ekolojik yaşam ,iklim krizinin en önemli kaynağı olan kömüre kurban edilemez.
Zeytin ağaçlarına ve arazisine sahip çıkmaya çalışan halk darp edildi, kelepçelendi ve gözaltına alındı. Enerji adına maden şirketlerini zengin etme amaçlı bu rant maddesi doğaya, insanlığa ve geleceğimize yapılan saygısızlık ve adaletsizliktir. Vicdanları yaralamaktadır. Unutulmamalıdır ki iklim krizi, beraberinde bir gıda krizini de getirmektedir. Zeytinlikleri yok ederek doğamıza zarar verip mevcut iklim krizini derinleştirerek pek de uzak olmayan bir gelecekteki gıda krizini hızlıca hayatımıza çekmekteyiz. Tarımsızlaşma politikalarının sonuçlarını derinden yaşadığımız bir süreçteyiz. Enerjiyi kömürlü termik santraller ile üretmek bugünkü iklim krizi koşullarında, iklim hedeflerini boşa çıkaracaktır. Yenilenebilir enerjiye yatırım yapılmalı, güneşi ve rüzgarı bol olan ülkemizin enerji ihtiyacı bu kaynaklardan sağlanmalıdır.
Enerji Bakanlığı’ndan derhal bu yönetmeliği geri çekmesini, Limak’ın İkizköy’deki hukuksuz uygulamalarına son vermesini talep ediyoruz.
İklim Adaleti Ağı