Su Kolektifi aktivistleri "Tekrardan ve tekrardan suyun sesi olmak için" diyerek 22 Kasım Pazartesi günü saat 12:30'da yapılacak basın açıklamasına tüm yurttaşları davet etti.
Haziran ayından bu yana her ayın 22’sinde Bursa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştiren Bursa Su Kolektifi, Kasım ayının basın açıklamasını da aynı yerde gerçekleştirecek.
Bursa’da yaşanan sel felaketlerinden İznik gölünün ranta açılmasına, Kirazlıyayla köylülerinin maden şirketine karşı verdikleri mücadeleden Marmara denizinin kirletilmesine kadar birçok kapitalist sistem temelli çevre sorununu ‘’İklimi Değil Sistemi Değiştir’’ sloganıyla gündeminde tutan Bursa Su kolektifi geçtiğimiz nisan ayında da ‘’Denizi Savun’’ adı altında bir imza kampanyası başlatmıştı.
Bursa Su Kolektifi ayrıca yayınladığı faaliyet raporu ve çağrıda özetle şunları dile getiriyor:
Bursa Su Kolektifi olarak; Bursa’da sanayinin, tarımın, evsel su kullanımının ve ortaya çıkan atık suların yönetimine ilişkin yapıları, görevli kurumların icraatlarını inceledik. Saha gözlemleri yaptık, gündemdeki su ile ilgili çevresel yıkıma dair politikalara dikkati çekmek için basın açıklamaları yaptık, dilekçelerimizle yetkilileri göreve davet ettik. Türkiye genelinde ve bunun uzantısı olarak Bursa’da, 80’li yılların başından itibaren oluşturulan neoliberal kapitalist politikalar ile su kaynaklarımız hesapsızca; plansız şehirleşme, sanayileşme ve tarım politikaları ile talan edilmekte ve sınırsız bir biçimde kirletilmektedir. Sermaye, su kaynaklarını denetimden uzak bir şekilde sınırsızca kullanmakta metalaştırmakta ve denetimsiz bir şekilde yaşamımızı tehdit eder boyutlarda kirletmektedir.
Her ne kadar bir araya gelme nedenimiz su meselesi olsa da geçtiğimiz aylarda karşılaştığımız orman yangınları ve sel felaketleri de takip ettiğimiz ve her ayın 22’sinde geleneksel hale getirdiğimiz basın açıklamalarımızla felaketlerin sebeplerinden olan sermayeden yana, halkın ve doğanın önceliklerini reddeden politikalara dikkatleri çektiğimiz eylemlerimizdi. Bu çalışmalarımıza ilave olarak, ulusal ve uluslararası ekoloji örgütleri ile temas halinde olduğumuzu da sizlere aktarmak isteriz. Ekolojik yıkımın en üst noktasındayız ve bu soruna karşı ancak dayanışma içerisinde bir mücadele hattını örerek karşı duruş sergileyeceğimize inanıyoruz.