İklim için harekete geçelim

16.04.2019 - 11:02
Haberi paylaş

Sosyalist İşçi, iklim değişikliğine karşı yeni mücadele dalgasını ele aldı. 

İsveç’te 16 yaşında bir öğrencinin, Greta’nın iklim için parlamento önünde başlattığı tek kişilik gösteri kitlesel okul boykotlarına dönüştü. Greta’nın önce Polonya’nın Aralık ayında düzenlenen iklim zirvesinde, daha sonra da Dünya Ekonomik Forumu’nda toplanan kapitalist sistemin temsilcilerine “Sizden bu konuda paniklemenizi istiyorum”  demesinden sonra büyüyen hareketin çağrısı üzerine 15 Mart’ta uluslararası ölçekte kitlesel okul boykotları gerçekleşti.

Avustralya, Avusturya, Belçika, Kanada, Hollanda, Almanya, Finlandiya, İngiltere ve ABD’de öğrenciler okulu iklim değişikliğine karşı gösteri yapmak için boykot etti. Dünya genelinde 270 şehir ve ilçede yapılan gösterilerde 70 bine yakın öğrenci küresel ısınmaya tepkisini gösterdi. İngiltere’de de Lancester’dan Truro’ya, Ullapool’dan Leeds’e otuzdan fazla şehir ve ilçede öğrenciler sokakları doldurdu. Türkiye’de ise Sakarya, Iğdır, İzmir, Antalya-Çıralı, Ayvalık, Amed gibi şehirlerdeki gençler ve çocuklar yine 15 Mart’ta iklim için okul grevi yaptı.

Varlık ve yokluk arasında

Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Paneli’nin 8 Ekim’de açıkladığı rapora göre küresel ısınma gelecek 20 yıl içinde, sanayi öncesi dönemin ortalama sıcaklık derecesine göre 1,5 derecelik bir artışla sınırlandırılmadığı takdirde iklim krizi artık geri döndürülemez bir sürece girecek. Aynı rapora göre küresel ısınmanın 1,5 derecelik bir artışla sınırlanması için küresel çapta muazzam ölçüde önlemler ve ekonomik kaynakları harekete geçirmek gerekiyor. Ancak Uluslararası Para Kurumu’nun başkanının önümüzdeki döneme ilişkin yorumları ekonomik krize yol açan yapısal sorunların çözülemediğine ilişkin önemli sinyaller vermekte. Brexit sürecinin yarattığı belirsizlik, ticaret savaşları, sonucunda dünyanın belli başlı ülkelerindeki ekonomik yavaşlamayla birlikte devletlerin ve şirketlerin borçlarındaki artışının yaratacağı risklere dikkat çeken IMF Başkanı önümüzdeki sürece ilişkin endişesini “fırtına çıkması için tek bir yıldırım yeter” sözleriyle dile getirmekte.

Üstelik “Amerikayı yeniden büyük yapma” vaadiyle seçilen Trump sonrasında iktidara gelen otoriter figürlerin “yeniden büyük olma” talepleri tehlikeyi daha da büyütüyor. Bu politikacıların korumacı politikalarından kaynaklanan ticaret savaşları ortamında gezegenin üzerinde yaşayan tüm canlıların yaşamlarının korunması için hükümetlerin yapısal önlemleri alması gerekiyor. Aynı zamanda kaynakların gelişmekte olan ekonomilere aktarılması için milyonların seferber olması gerekiyor.

İki kriz tek çözüm

İklim değişikliğinin yol açtığı doğa olayları, kasırgalar ve hortumlar çok daha şiddetli ve yıkıcı boyutlarda. Ekonomik kriz koşullarında sosyal güvenlik sistemine yönelik saldırılar ve kamusal hizmetlerin özelleştirilmesi milyonlarca işçi ve yoksul açısından çok daha yıkıcı sonuçlar doğurmakta. Milyonlarca insanın temiz suya ve temel gıdaya ulaşması giderek zorlaşıyor. İklim krizi ekonomik krizin derinleşmesine de yol açıyor

Öte yandan geçtiğimiz 10 yılda hükümetlerin sermaye sınıfının lehine gerçekleştirdikleri düzenlemeler ve kurtarma paketleri iklim krizi karşısında mücadele eden pek çok kesimde hayal kırıklıkları yarattı ve bu insanlar  kapitalist sistemi daha fazla sorgulamaya başladı. Kapitalizmin kar oranlarını arttırma kaygısı nedeniyle iklim krizine çözüm getiremeyeceği görüşünün iklim hareketinin içinde ağırlık kazanması hareketin radikalleşmesine yol açmakta. “İklimi değil, sistemi değiştir” sloganı hareketin temel kalış noktası haline geldi.

(Sosyalist İşçi)

İklim aktivistleri Londra'da hayatı felç etti

Bültene kayıt ol