İspanya'daki Sevilla Üniversitesi'nde ekoloji profesörü olan Jesus M Castillo, İngiltere'de yayınlanan Socialist Worker gazetesine konuştu. Çeviriyi paylaşıyoruz.
İspanya'nın Valensiya bölgesinde meydana gelen sel felaketi en az 95 kişinin ölümüne neden oldu ve bunun sorumlusu politikacıların iklim değişikliği konusundaki eylemsizliği.
29 Ekim günü başlayan aşırı şiddetli yağışların ardından bazı bölgelere bir gün içinde bir yıllık yağmur yağdı. Valensiya sakinleri, köprülerin ve yolların tamamen tahrip olduğu ve insanların arabalarında mahsur kaldığı distopik "kıyamete" benzeyen manzaralar tarif etti.
Jesus M Castillo, İspanya eyaletindeki Sevilla Üniversitesi'nde ekoloji profesörü. Sel felaketinin öngörülebilir olduğunu fakat yetkililerin çok yavaş hareket ettiğini söylüyor:
“İklim değişikliğini araştırıyorum, bu yüzden Akdeniz'in normalden daha sıcak olduğunu biliyorum.
Bu durum çok riskliydi. Soğuk bir hava kütlesi buraya inip Akdeniz'den gelen sıcak havayla buluşacak ve çok şiddetli yağmurlara yol açacaktı.
1980'lerde de benzer bir şey vardı ama şimdiki kadar kapsamlı değildi. Sadece bir ya da iki köyü değil, çok geniş bir alanı kapsadı."
Isınan iklim, havada daha fazla su olmasına yol açıyor ve bu yağış olaylarını “daha yoğun, daha sık ve daha kapsamlı” hale getiriyor.
"Dört gün önce Devlet Meteoroloji Ajansı da bunun çok riskli olduğunu söyledi” dedi ve ekledi: “Bilim çok açık."
Castillo, şunları söylüyor:
“İklim kriziyle başa çıkması gereken bölgesel hükümet ve iktidar partisi muhafazakar PP. Bu felaketin olabileceğini biliyorlardı ama okulları kapatmadılar ya da insanlara işe gitmemelerini söylemediler.
29 Ekim'de sanki bu normal bir günmüş gibi davrandılar. İşverenler, çalışanlarına işe gitmelerini söyledi.
Hükümet, insanlara bulundukları yerde kalmalarını söylemek için cep telefonlarından bir uyarı yayınladı. Ancak bu uyarı çok geç, akşam 6 sularında yapıldı.
Bölgesel hükümet 'Ekonomiyi durdurmayın, her zamanki gibi işinize devam edin' diyordu.”
PP bu yılın Temmuz ayına kadar aşırı sağcı Vox partisi ile koalisyon halindeydi. Vox iklim değişikliğinin var olmadığını söylüyor. Partinin lideri Santiago Abascal iklim düzenlemelerini “ulusal sanayimizden geriye kalanları yok etmek için bir bahane” olarak değerlendirdi.
Vox'un seçim bildirgesinde İspanyol devletinin iklim değişikliği yasasının yürürlükten kaldırılması; 2035 yılına kadar dizel ve benzinli araçların satışına getirilen yasağın sona erdirilmesinden bahsediliyordu.
Koalisyon, İşçi Partili bir önceki PSOE hükümetinin kurduğu acil müdahale servisini kapattı.
Özellikle sel felaketinin öncelikle vurduğu küçük kasabalarda sağlık ve eğitim hizmetlerinde kesintilere gitti.
İşletmeler de sel vurduğunda açık kalmaya ve kârlarını korumaya çalıştı.
Jesus M Castillo, bu durumu şöyle anlatıyor:
“Ikea en büyük alışveriş merkezlerinden birini işletiyor,” dedi. “Dükkanları kapatmadı ve işçiler orada uyumak zorunda kaldı.
Başka bir alışveriş merkezinde 700 kişi içeride uyumak zorunda kaldı. Birçok işçi binaların çatılarına çıkmak zorunda bırakıldı; muhtemelen ölenler arasında onlar da var.
Kamyon şoförleri de selin ortasında kaldı. Sosyal medyada, en büyük süpermarketlerden biri olan Mercadona'ya ait bir kamyonetin selde mahsur kaldığı ve itfaiyecilerin sürücüyü kurtarmaya çalıştığı bir görüntü var.
Bu havanın ortasında teslimat yapmak zorundaydı. Videoyu yayınladıklarında görüntüyü bulanıklaştırmaya çalıştılar ama insanlar fark etti.”
Mercado'nun sahibi Juan Roig Valencia'lı. İnsanlar, işçileri her türlü hava koşulunda dışarı çıkarken onun milyarları cebe indirmesine öfkeli.
Jesus, “İklim değişikliğiyle birlikte bu felaket tekrar ve daha sık yaşanacak. Modeller bunun olacağını söylüyor ve gerçekleşen de bu. Kuraklık var. Ekinler için yeterli su yok ve şimdi de seller var. Burada, güneyde beş yıldır kuraklık yaşıyoruz.
Sistemi değiştirmek zorundayız. Kirletmeyi durdurmalı ve güvenli alanlarda inşaat yapmalıyız.
“Ani iklim değişikliği uçurumunun kenarındayız ve eğer zenginler yaptıklarını durdurmazlarsa aşağı düşeceğiz.”