Afganistanlı göçmenlerin sorunlarını Afganistanlı Mülteciler Dayanışma Derneği Başkanı Zakira Hekmat ile konuştuk.
1- Türkiye’de kaç Afganistanlı göçmen var, bunların yasal olarak kayıt yaptırması mümkün oluyor mu, yoksa kaçak yaşamak zorunda mı kalıyorlar? Türkiye, Afganistanlı göçmenler için başka ülkelere transit geçiş yeri mi?
Bugün bizdeki bilgilere göre 320 bin civarında Afganistanlı göçmen var. Çoğu illere son 3 yıldır Afganistanlı göçmenler kaydedilmiyor.
Bekâr erkekler zaten kaydedilmiyor. Aileler de artık kaydedilmiyor. Hâlbuki bir göçmenin üçüncü bir ülkeye gidebilmesi için önce kayıt olması, ardından Göç İdaresinde mülakata girmesi ve bu mülakatta şartlı mülteci statüsünü elde etmesi gerekir. Bu sıralar Göç İdaresinde bunu yapmak mümkün değil.
Türkiye Müslüman ve güvenli bir ülke. Dini inançlarını yaşamak konusunda Afganistanlı göçmenler Türkiye’yi daha uygun buluyorlar, burada kalmak istiyorlar. Ama kayıt altına alınmadıkları için Afganistanlı göçmenler sürekli başka ülkelere gitmek zorunda kalıyorlar.
2- Afganistan’a her hafta göçmen iadesi haberlerini okuyoruz. Gerçekten de Afganistanlı göçmenler Türkiye tarafından ülkelerine iade ediliyorlar mı? İade edilenler için can güvenliği sorunu yok mu?
Afganistanlı göçmenler sürekli geri gönderiliyordu. Ama son 1 yıldır bu sayı çok arttı. 2021, 2022 yılında Afganistan’a geri gönderilen çok büyük göçmen rakamlarından söz ediliyor.
Evinden çıkıp ekmek almaya giderken, kimliği yanında olmadığı için yakalanıp geri gönderilenler var, hâlbuki kayıtlı, eşi ve çocukları burada.
Geri gönderilenler arasından bazıları Taliban rejimi tarafından gözaltına alınabiliyor, hapse atılabiliyor, kaybedilebiliyor. Bunları sürekli duyuyoruz.
3- Taliban rejiminin bir yılı doldu. Genel olarak Afganistan’da yaşam nasıl, baskı hangi düzeyde?
Taliban rejimi 1 yıldır sürüyor. Kadın hakları çok kısıtlandı. Bütün koşullar zorlaştı. Kız çocukları artık okula gidemiyor. Bütün bir nesil cahil bırakılacak. İnsanların eğitim hakkına, özgürlüklerine el koyulmuş durumda. Hâlbuki Taliban rejiminin yetkililerinin kız çocukları yurt dışında okuyor. Bunlar medyada yayınlandı. Bazı yetkililerin çocuğu doktor olarak çalışıyor, futbolcu olanlar var. Ama Afganistan içindeki kız çocuklarına hiçbir hak verilmiyor.
Sen bir yetkili olarak çocuğunu yurt dışında okutuyorsun, ama Afganistan’daki kız çocuklarının okula gitmesine izin vermiyorsun, bu nasıl adalet.
4- Burada kalmaya devam eden Afganistanlı göçmenlerin yaşam koşulları nasıl, iş bulabiliyorlar mı, barınma ve sağlık sorunlarını nasıl çözüyorlar?
Afganistanlı göçmenler, eğer kayıtlı iseler, kimlikleri varsa; hak ve hizmetlere erişimlerinde bir sıkıntı yok, sadece sağlık sigortaları olmuyor, sağlık hizmetlerine erişemiyorlar.
Ama eğer dosyaları Göç İdaresi tarafından reddedilmişse, şartlı mülteci olamamışlarsa aileler hiçbir haktan ve hizmetten yararlanamıyor, çocukları okula gidemiyor.
“Biz çocuklarımız cahil kalmasın diye göç ettik, şimdi burada da okula gidemiyorlar” şeklinde mültecilerin çok yoğun eleştirisi söz konusu. Tabi güvenlik açısından Türkiye daha güvenli, canlı bomba yok, Taliban’ın baskısı yok. Ama okula gidememeleri çocuklar için büyük problem.
İş piyasası son zamanlarda sıkıntılı. İş yok, iş bulup çalışanlar, çok az ücrete saatlerce çalışmak zorunda kalıyorlar.
5- Afganistanlı göçmenlere yönelik ırkçı saldırılar oluyor mu, ırkçı saldırılara karşı neler yapmalıyız, özellikle göçmenlerle dayanışmak isteyen bizlere nasıl görevler düşüyor?
Afganistan ve Suriye’deki savaştan kaçanlara yönelik düşmanlık artıyor. Göç meselesi artık siyasette bir koz haline geldi. İktidarın ve muhalif partilerin göçmenleri çok öne çıkarmaması lazım. Bunun kimseye faydası yok. Böyle nefret söylemleri insanları kışkırtıyor. Bu da mültecilerin aleyhine oluyor. Türkiye’de mülteciler artık kendilerini güvende hissetmiyorlar.
Hâlbuki bu göçmenler 1951 Cenevre sözleşmesi gereği can güvenlikleri olmadığı için buraya geliyorlar. Bu savaşların sebebi göçmenler değil. Göçmenlik bir gün herkesin başına gelebilir, başka bir ülkeye göç etmek zorunda kalabiliriz. Irkçı saldırılara hep birlikte karşı çıkmalıyız.