Suriye Sol Partisi'nden Adem ile Suriyeli göçmenlerin durumunu ve neler yaptıklarını konuştuk
1- Suriye’de son durum nedir?
Suriye’deki katil rejimin baskıları hala devam ediyor. Rejim kendi yasalarına bile uymuyor, keyfi öldürmeler ve gözaltılar yapıyor, gözaltı merkezlerinde işkence yaygın. Rejim muhaliflerini İdlip’e toplu göçe zorluyor.
Suriye'de yaşanan demografik değişim konusu bizim için önemli. Rejim, demografik bir değişim yaratmak amacıyla, göç edenlerin kendi bölgelerine güvenli geri dönüşlerini engelliyor. Sünnilerin yerine Şiileri yerleştiriyor. BM’nin veya diğer uluslararası kurumların kararlarına da uymayı reddediyor.
2- Sınır bölgelerinde yaşam koşulları nasıl?
Milyonlarca insan Suriye-Türkiye arasındaki sınırda çadır kamplarında yaşıyor. Her kış onlarca çocuk bu kamplarda soğuktan ve hastalıktan ölüyor. Türkiye’den geri gönderilenler de eğer kontrol altındaki bölgelerde kendi evi yoksa bu kamplarda kalmak zorunda. Burada TL geçiyor, idari yöneticiler Türkiye tarafından atanıyor.
Bu bölgelerde kaynaklar çok sınırlı, aşırı insan kalabalığı ve son derece zayıf ekonomik bir yapı var. Zayıf bir eğitim ve yargılanma yapısı söz konusu. Silahlı insanlar güvensizlik yayıyorlar, savaş ağalarının tüm ekonomik yapıyı kontrol ettiği bir bölge, yaşamak için elverişli değil.
3- Türkiye’deki ırkçı gelişmeler konusunda ne düşünüyorsunuz?
Sokakta kutuplaşma ve ırkçılık var, söz ve eylemlerle ifade edilen, bazen saldırgan tavırlara da dönüşebilen bir ırkçılık var. İletişim araçlarında, gazetelerde, televizyonlarda ve özellikle sosyal medyada ırkçılık giderek daha şiddetli bir şekilde yer alıyor. Biz bu tip mecralardaki yalan haberlerle sürekli mücadele ediyoruz.
Mesela geçen gün Beyoğlu’nda bir Arnavut ile Türk arasındaki tartışma ve silahlı kavga hemen Suriyelilere döndü, sanki kavga eden taraflardan biri Suriyeli imiş gibi haberler yayıldı. Bunun doğru olmadığını anlatmaya çalışsak da ırkçı kesimler, sosyal medyada o ana kadar pek çok insanı etkileyebiliyor. Ama bıkmadan sosyal medyada ırkçı yalanlarla mücadele etmeye devam ediyoruz. Herhangi bir suçu Suriyeli de işlese cezası bireysel olmalıdır, bütün Suriyeli toplum suçlu ilan edilmemelidir.
4- Türkiye’deki resmi kurumların, (göç idaresi, mahkemeler, polis) göçmenlere bakışı nasıl?
Resmi kurumlar birbiriyle çelişkili açıklamalar yapabiliyor. Suriyelilerin Türk devletinden yardım almadığını, Suriyelilerin Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'nden yardım aldığını, Türk vatandaşlarının da yardım aldığını resmi kurumların sürekli anlatması, göstermesi gerekir. Doğruların sürekli anlatılmaması, sessiz kalınması ciddi bir sorun. Irkçılar da bundan yararlanıyor.
Bunun yanı sıra, özellikle polis ve yargı ırkçı davranışlar karşısında bir kararlılık gösteremiyor. Irkçı suçlar hemen cezalandırılmıyor. Ayrıca bazı devlet memurlarının, polis ve jandarmanın ırkçı davranışlarının görmezden gelinmesi de ırkçı, ayrımcı olayları alevlendiriyor.
5- Suriye toplumunu temsil eden kurumların durumu nedir?
Çok sayıda STK, platform, dernek vs var, ama etkili değiller. Uygulamada, sınır dışı edilme korkusu, geçici koruma kartının iptali gibi nedenlerle pek çok usulsüzlük bizzat denetçiler (Suriyeliler) tarafından örtbas edilebiliyor, bazı kişilerin suistimalleri oluyor.
Bunun nedeni, düzenleyici yasaların net olmaması, uygulamada katı olmaması, resmi kararlardaki karışıklık ve bazı çalışanların Türk hukukundan çok ırkçılık yapan taraflara bağlılığıdır.
Sonuç olarak bizler Suriye Sol Partisi olarak ırkçılığa ayrımcılığa karşıyız, birlikte yaşamı savunuyoruz. Bu mücadelemizi burada da Suriye’de de devam ettiriyoruz. Bize destek veren tüm Türkiyeli yoldaşlara, Hepimiz Göçmeniz Platformuna, Sığınmacılar Platformuna bize kucak açan Türkiye Halklarına teşekkür ederiz.