7 Ekim 2023’ten bu yana sürmekte olan saldırılar sonucu 100 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Son 10 günde ise 800’den fazla sivil katledildi.
İsrail askerleri mülteci kamplarını, hastaneleri, hastanelere elektrik sağlayan jeneratörleri ve yakıt depolarını vuruyor. Su kuyuları ve kanalizasyon sistemleri de savaş uçakları tarafından vuruluyor.
Soykırımın bir yöntemi katliamlarsa, diğer yöntemler ise kuşatma ve açlıkla kırım.
İsrail devleti, Gazze sınırını 80 gündür kapatmış durumda. İnsani yardım taşıyan tırların geçişine izin verilmiyor. Gıda ve ilaç adeta bir silah olarak kullanılıyor. Gazze’ye girişine izin verilen az sayıdaki tır ise güvenlik sebebiyle dağıtım noktalarına ulaşamaz durumda.
Sadece ordu değil, aşırı sağcı gruplarda yardım taşıyan tırlara saldırıyor. Yetersiz beslenme sonucu çocuk ölümleri artıyor.
Birleşmiş Milletler, İsrail’in Gazze’ye yardım girmesine izin vermemesi durumunda 48 saat içinde 14 bin bebeğin ölebileceği uyarısında bulundu.
İnsani krizi derinleştiren bir diğer husus ise susuzluk. Gazze’de kişi başına düşen su tüketim oranı 7 Ekim öncesinde 84,6 litreden şimdi “3 ila 5 litre” arasına düşmüş durumda. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) acil durumlarda kişi başına düşen günlük su miktarını 20 litre olduğunu belirtiyor.
Su arıtması yapılamadığından dolayı kirlilik oranı da yükseliyor. Susuz bırakma sonucu hijyen ortadan kalkmış durumda, böylece salgın hastalıkların önü açılıyor.
Gazze’de durum böyle iken Batı Şeria’da Filistinliler üzerindeki baskı artıyor. İsrail askerleri evleri basıyor. Çok sayıda Filistinli gözaltına alınıyor. Baskınlara buldozerler ve iş makinaları da katılıyor, evler yıkılıyor.
ABD’nin soykırımdaki rolü
Uluslararası gözlemciler, ABD Başkanı Donald Trump istediği takdirde insani yardım girişinin sağlanacağı ve İsrail saldırılarının durdurulacağını vurguluyor.
İkinci kez başkanlık koltuğuna oturan aşırı sağcı Donald Trump, radikal siyonistlerden oluşan bir kabine kurmuş ve Gazze’de soykırımı başlatan aşırı sağcı Binyamin Netanyahu’ya tam destek vermişti.
Gazze’yi ilhak edip Filistinlileri kovacağını ilan Trump’ın dünyanın gözleri önünde meydana gelen çocuk ölümlerinin görüntülerinden rahatsız olduğu fakat İsrail ve Netanyahu’ya verdiği desteği kesmeyi düşünmediği ABD basınında yazılıyor.
Trump yönetimi ülkedeki Filistin dostları üzerinde baskıyı artırsa da Gazze’yle dayanışmanın önünü kesemiyor.
Bölgedeki işbirlikçiler
Trump geçtiğimiz günlerde Orta Doğu turuna çıkmıştı. Bölgede söz sahibi olan iki güçlü devlet Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile silah dahil çeşitli konularda satış anlaşmaları imzalamıştı.
Trump’ın amaçlarından biri de bölge devletleri ile İsrail arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesiydi. İsrail saldırganlığı, bölgedeki işbirlikçilerin Filistin halkına sırtını dönmesi sonucu daha da pervasızlaşıyor.
Avrupa’da mücadelenin etkileri
Birçok Avrupa devleti 7 Ekim 2023 sonrası siyonizme açık destek vermişti. Bu durum kıta çapında büyük protestolarla karşılandı. Geçen sürede Filistin’le dayanışma kampanyaları yüzbinlerce insan tarafından desteklenirken, soykırıma destek veren hükümetler öfkeli kalabalıkların dev protestolarıyla karşılaştı.
Son günlerde artan saldırılar ve insani yardımın engellenmesi karşısında gelişen toplumsal öfke sonucu Avrupa Birliği İsrail ile olan ortaklık anlaşmasını gözden geçirebileceğini duyurdu. İngiltere, Hollanda ve İspanya, siyonist devlete yaptırım uygulayabileceklerini ilan etti.
Türkiye’nin tutumu
Erdoğan yönetimi, bir yandan Filistin’den yana tutum alırken diğer taraftan İsrail savaş makinasını ayakta tutan Azerbaycan petrollerinin Türkiye üzerinden akışını kesmeyi düşünmüyor.
BOTAŞ, petrol varili başına 1,27 dolar komisyon alıyor. İsrail’e mühimmat taşıyan gemiler Türkiye limanlarında sık sık görülmeye devam ediyor.
Soykırımı durdurmak için küresel intifadanın aralıksız devam etmesi hayati önemde. Her bir ülkede sosyalistler, Filistin dostu geniş kesimlerle birlikte İsrail’i ayakta tutan uluslararası desteği kesmek için mücadeleyi büyütmeli.
İsrailli şarkıcıları ya da çeşitli ürünleri boykot etmekle siyonizme darbe vurulamaz. Türkiye’de halkın çoğunluğu Filistin’i desteklese de ABD ve Avrupa’daki dayanışma eylemleri ile kıyaslanamayacak ölçüde zayıf bir mücadele var. Bu durumu değiştirmeliyiz.
Şu talepler için daha fazla mücadele etmenin zamanıdır:
- Türkiye topraklarından soykırıma giden petrol akışının durdurulsun.
- Türkiye karasularının ve limanlarının soykırıma askeri ve lojistik destek taşıyan gemilere kapatılsın.
- Kürecik ve İncirlik başta olmak üzere Siyonizme hizmet eden tüm emperyalist üslerin kapatılsın.
- İsrail’e tam ambargo uygulansın.