Faruk Sevim

Faruk Sevim son yazıları

24.02.2015 - 02:16

İşçi sınıfını birleştiren politikalara ihtiyacımız var

İşçi sınıfı giderek kötüleşen koşullarını değiştirmek için harekete geçmeye başladı. Gelişmeler, yaşanan sıkıntıların belirli işyerlerine özgü olmadığını, tüm iş yerlerinde benzer sıkıntıların (3 yıllık sözleşme, düşük zam, grevlerin yasaklanması, kıdem tazminatının ortadan kaldırılması vb) yaşandığını, dolayısıyla işçi sınıfının bu saldırılara karşı bütünlüklü bir mücadele vermesi gerektiğini gösteriyor.

Bu noktada ilk söylenmesi gereken işçi sınıfının birliğinin sağlanmasının en önemli konu olduğudur. İşçi sınıfının kazanmak için birleşmeye, birlikte davranmaya ihtiyacı var. Bunun için işçileri bölen değil bir araya getiren sloganlar, politikalar üretilmelidir. Bugün sınıfın önündeki en önemli bölücülük laik-dindar kutuplaşmasıdır.

Geçtiğimiz günlerde Birleşik Metal-İş sendikasının 15 bin işçi ile başladığı grev AKP hükümeti tarafından yasaklandı. Aslında bu işçilerin önemli bir bölümü muhtemelen seçimlerde oylarını AKP’ye verdiler ama grevlerinin yasaklanmasına öfkeliler, çıkış yolu arıyorlar. Metal işçilerinin greve çıkması ile başlayan hareketlenme, binlerce Boydak işçisinin toplu sözleşmeyi kapalı kapılar ardında imzalamaya çalışan Öz Ağaç-İş’e karşı tepkisi ile devam etti. Bilecik’te seramik işçileri, Yozgat’ta maden işçileri talepleri için iş bıraktılar. Sivas Demir Çelik işçileri, Soma maden işçileri hakları için gösteriler düzenlediler. AKP hükümeti ise kıdem tazminatı tartışmasından vazgeçmediğini, kıdem tazminatını er geç kendi istediği şekle dönüştüreceğini ortaya koydu. Şimdi yapılması gereken oyunu şu ya da bu partiye verse de, işçilerin birlikte mücadelesini sağlayacak politikalar geliştirmektir. 

Türkiye’de 28 milyon emekçinin 18 milyonu ücretli işçi. Ama sendikaların toplam üye sayısı (memurlar dahil, çünkü onlar da işçidir) 3 milyon. Üye sayılarındaki azlığa rağmen örgütlü 3 milyon işçi, Türkiye’de herhangi bir iktidarı dize getirir, taleplerini kabul ettirir, ama bugün sendikaların kendi aralarında laik-dindar kutuplaşmasını aşamadıklarını, birlikte eylem değil, görüşme bile yapamadıklarını izliyoruz.  Örneğin Eğitim-Sen’in laik bilimsel eğitim sloganı ile düzenlediği grev, ortak bir mücadele hattını oluşturmaktan uzak bir eylem. Hâlbuki Eğitim-sen üyesi işçilerle Birleşik Metal-İş üyesi işçilerin ve Öz Ağaç-İş üyesi işçilerin birlikte harekete geçebilecekleri sloganlara, politikalara, eylem kararlarına ihtiyacımız var.

İşçi sınıfını bölen değil, birleştiren sloganlar, politikalar geliştirmeliyiz.

Faruk Sevim

[email protected]

(Sosyalist İşçi)


Bültene kayıt ol