Daha güzel, adil, eşitlikçi bir dünya isteyenler için en zor şeylerden biri, dünyaya bakıp her yanda çirkin, adaletsiz, eşitsiz rejimler ve bu rejimlerin başında canavar kılıklı egemenler olduğunu görmek. Ve daha da zor olanı, milyonlarca, yüz milyonlarca yoksul insanın bu canavarlara göz yumarmış, hoşgörürmüş, hatta bazen desteklermiş gibi pek ses çıkarmadan yaşadığını izlemek.
Sosyalist olmayı, dünyayı değiştirmeye çabalamayı sürdürebilmek için, sadece değişim dönemlerinde değil işler pek de iyi gitmediği zamanlarda da sürdürebilmek için, düzenin devamından hiçbir çıkarı olmayan büyük emekçi kitlelerin niye mevcut duruma razıymış gibi yaşadığını anlamak gerekir.
Bunu anlayamamanın sonuçları bellidir: Umutsuzluğa kapılmak, hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanmak, kitlelerin aptal olduğuna kanaat getirmek, "Bu halk bu yönetimi hak ediyor zaten" sonucuna varmak.
Egemenlere karşı ayaklanmak zordur. Ellerindeki baskı aygıtlarına (yani ordu, polis, gizli polis, yargı, cezaevi, yani devlet) karşı çıkınca, başarısızlığın sonucu İran gibi ülkelerde ölüm, Amerika gibi yerlerde hapis olur. Hiçbir halk, hiçbir birey, kazanacağını gözü kestirmeden ayaklanmaz.
Ama tarihe birazcık göz atanlar bilir ki, bütün risklerine, bütün tehlikelerine rağmen, halklar ayaklanır. Tarih bir yana dursun, şu yüzyılın ilk 17 yılı bile dünyanın her yanında ayaklanmalar ve kitlesel isyanlarla dolu; Kahire'den Wall Street'e, Madrid'den Varşova'ya... Bunu bilmek, buna güvenmek, sosyalistin en etkili silahıdır.
Bu hafta sıra İran'da.
Büyük kalabalıklar daha özgür, daha adil bir düzen için her şeyi göze alıp sokaklara dökülürken, sokağa dökülenlerden cesaret alan daha büyük kalabalıklar harekete geçiyor.
Şaşırma, paniğe kapılma ve insan öldürmeye başlama sırası İran'ın egemenlerinde.
Bütün ayaklanmalar, bütün devrimler böyle başlar.
Kimsenin emriyle değil, kimsenin "kışkırtması" veya kandırmasıyla değil.
Dünyada hiç kimse bir başkasının "körüklemesiyle" kendi hayatını tehlikeye atmaz. Tek tük bireyler atabilir belki, ama binlerce, on binlerce kişinin bunu yapabileceğini düşünmek insanları küçük görmektir, salaklıktır.
Ve bizde salak çok maalesef.
İşte sağdan bir yorum (AKP'li bir milletvekili adayı):
"İran veya başka bir yerdeki olaylar ABD ve İsrail’i sevindiriyorsa beni üzer, o kadar!"
Bu da sözde soldan:
"İran'da olan bitene dair henüz kesin bilgiler yok elimizde. Kesin olan ise şu: ABD, İsrail, Suud'un yaşananlardan heyecanlandığı ve bizim bu üçünün heyecanlandığı herhangi bir mevzuya mesafe koymamız gerektiği."
İnsanlar baskıcı egemenlere karşı ayaklanıyor; Türkiye'de sağcısı da solcusu da meseleye "uluslararası ilişkiler" meselesi olarak bakıyor!
Özgürlük istiyorlar yahu! Ve bunun için hayatlarını ortaya koyuyorlar.
Çok mu zor bunu anlamak? Çok mu zor özgürlük isteyenlerden yana olmak?
Roni Margulies
(Sosyalist İşçi)