Can Irmak Özinanır

Can Irmak Özinanır son yazıları

Can Irmak Özinanır tüm yazıları

16.03.2017 - 09:57

Yerli milli vs. enternasyonal dayanışma

Dünyanın önemli merkezlerinde olduğu gibi Türkiye’de de milliyetçilik ve bu zemin üzerinden yükselen ırkçılık, kapitalizmin çok boyutlu krizinin hem bir semptomu hem de otoriterizmin sürdürülebilirliği için tutkal vazifesi üstlenen bir politik motivasyon olarak öne çıkıyor.

Pek çok farklı veçhe ile karşımıza çıkan ırkçılıklar, zaman zaman birbirlerini besleyen bir hâl alıyor. Kuşkusuz dünyanın pek çok yanında ırkçılığın merkezine savaşlardan, yoksulluktan veya iklim felaketlerinden kaçan mülteciler oturuyor. Özellikle Suriye başta olmak üzere Ortadoğu olarak tanımlanan ülkelerden Avrupa’ya göç etmek zorunda kalanlar gittikleri yerlerde İslamofobik tepkilerle karşılaştılar. Bir süre önce Pegida türü sokak örgütlenmeleriyle kendisini ifade eden ırkçı tepkileri, seçimlerde ırkçı partilerin yükselişe geçişi izledi.  ABD’de Trump’ın iktidara gelişi, Fransa’da Le Pen’in, Hollanda’da Wilders’ın oylarının yükselişe geçişi takip etti. Irkçılığın bu yükselişinin temelinde kapitalizmin krizi ile bu krize tepki olarak soldan yükselen kitle hareketlerinin göreli geri çekilişi yer alıyor. Solun krize karşı alternatif olamadığı yerlerde boşluğu doldurmaya aşırı sağ aday oluyor. 

Türkiye’de ise köklü bir geçmişe sahip olan her türden ırkçılık, çözüm sürecinin sona ermesi, içeride ve dışarıda uygulanan savaş politikalarıyla birlikte yükselişe geçti. AKP’den MHP’ye eskiden anlaşamayan pek çok gücü Tayyip Erdoğan etrafında  “yerli ve millî” bir uzlaşı ile bir araya getiren bir ittifak oluştu. Milliyetçiliğin son derece baskın hâle geldiği bu yerli ve millî uzlaşı aynı ırkçılara da hareket zemini yarattı. Hükümet de, CHP’nin başını çektiği muhalefet de milliyetçi bir zeminde hareket etmeye başlayınca ırkçılık gündelik politikanın doğal bir parçası gibi görünmeye başlıyor. Kürtlere, Ermenilere, Yahudilere, Suriyelilere dönük ırkçılık AKP’den CHP’ye kadar tüm politikacıların dilinde ve pratiklerinde ortaya çıkıyor. Son günlerde referandum tartışmaları dolayısıyla MHP ve BBP’nin ciddi bir kriz yaşadığı ortaya çıktı. Irkçı partilerin birbirlerini yiyor olması elbette üzücü değil ancak bu çatışmanın bu kadar gündeme oturmasında başta AKP olmak üzere merkez tabir edilen partilerin dümeni sürekli milliyetçiliğe ve ırkçılığa kırmasının yer aldığını görmek lazım.

Elbette dünyada sadece ırkçılık yükselmiyor, Trump’ın seçilmesinin arkasından gelen ve kısa sürede dünyanın pek çok yanında sol muhalefete moral veren eylemler ırkçılık ve cinsiyetçiliği hedef tahtasına oturtmuştu. Bugün dünyada kapitalizmin krizi ve istikrarsızlıkla karakterize olan politik atmosferde ibrenin otoriter bir kapitalizme değil eşit ve özgür bir dünyaya dönmesi için göçmenlerle, azınlıklarla, ezilen uluslarla dayanışan ırkçılık karşıtı mücadele büyük önem taşıyor. DSİP’in de parçası olduğu Uluslararası Sosyalist Akım 18 Mart’ta tüm dünyada ırkçılığa karşı eylemler örgütleme çağrısı yaptı. Bu küresel düzeyde önemli bir adım. Burada da ırkçılığın her veçhesine karşı mücadele etmek dünyadaki ırkçılık karşıtı mücadelenin parçası olmak için adım atmak gerekiyor.

Can Irmak Özinanır

[email protected]

(Sosyalist İşçi)

Uluslararası Sosyalist Akım'dan 18-19 Mart'ta ırkçılığa karşı sokağa çıkma çağrısı


Bültene kayıt ol