Hakan Tahmaz

Hakan Tahmaz son yazıları

Hakan Tahmaz tüm yazıları

03.10.2016 - 08:57

Kolombiya ve Kürd barışı

Gazetemizin baskıdan çıktığı saatlerde 52 yıllık Kolombiya savaşını sona erdirecek referandumun sonuçları açıklanmış olacak.

Sandık sonuçlarından bağımsız Kolombiya barışı, geri dönülmez bir yola girdi. Bunu sağlayan Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manvel Santos ile Rodrigo Londono liderliğindeki Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri FARC’ın ortak bir siyasal noktada buluşmalarıdır. Bu ortak noktayı kendi taraftarlarına açık bir biçimde ifade edebilme siyasal cesaretini göstermeleridir. Her iki tarafın buluşma noktası “silahlı mücadeleyle birbirlerini yok edemeyeceklerini” anlamaları olmuştur. Bir yenişememe durumunun oluştuğuna karar vermeleridir. Barışı olanaklı kılan, bu siyasal iradenin her iki tarafta da güçlü bir biçimde açığa çıkması ve sahiplenilmesidir.

Bu irade bir günde açığa çıkmış değil. FARC ile devlet yetkilileri arasında ilk uzun müzakere süreci 2006-2009 yılları arasında Devlet Başkanı Alvaro Uribe döneminde oldu. Bugünkü devlet başkanı, o günün savunma bakanı yürütülen müzakereye muhalefet etmekte, ordunun şahin kanadıyla birlikte davranmaktaydı. Görüşmeler “önce silahları bırakın” noktasında tıkandı. Süreç bitti, savaş yeniden başladı.

Şimdi aynı kişi, FARC silahları teslim etmeden 300 sayfalık barış anlaşmasını imzaladı. Çatışma sürerken Küba’da müzakere yürüttü. Müzakere masanın bir tarafında FARC yetkilileriyle bütün sosyal hareketlerin temsilcileri diğer tarafta ise devlet yetkilileriyle ordunun şahin ve sermayenin barış karşıtı kesimlerinin temsilcileri yer aldı. Barış müzakerelerinin önünü açan eski savunma bakanındaki bu dönüşüm oldu.  

Eski şahin savunma bakanı barış liderine nasıl dönüştü sorusuna yanıt üretebildiğimiz ölçüde Türkiye’de çözüme katkı sunabiliriz.

Aynı liderin, 2009 yılında uluslararası hukuku ihlal ederek ordunun Kızılhaç amblemli elbiselerle katliamlar yapmasına izin vermekle suçlandığını unutmayalım. 2006-2009 görüşme sürecinde ordunun darbe hazırlığına da destek veren bir siyasetçi.  

Bizde bugüne kadar bu derece net ve güçlü bir çözüm iradesi hiçbir dönem ortaya çıkmadı. Barış hareketlerinin ve barış için çabalayanların bugün karşı oldukları sorumluluk, benzer bir siyasal iradenin ortaya çıkmasını sağlayacak toplumsal talebi geliştirmektir.

Diyarbakır’da DİSA’nın, 24 Eylül’de Kolombiya barış süreciyle ilgi düzenlediği çalıştayda, 20 yıldır Kolombiya üzerine çalışan, 11 yıldır Kolombiya’da yaşan Fransız insan hakları aktivisti Vicente Vallise, Kolombiyalıların siyasal barış iradesini nasıl güçlü kıldıklarını aktardı. Son Kolombiya devlet başkanı seçimlerinin birinci turunda Juan Manvel Santos’un seçimi kaybetme olasılığı belirince FARC ve Kolombiya sosyal hareketleri ikinci turda,  barış karşıtı Uribe’ye karşı barışı savunan Santos’u desteklemek kararı almışlar. Etkili ve güçlü bir kampanya ile devlet başkanı seçilmesini sağlamışlar. Kolombiya sosyal hareketlerin toplumla güçlü bağı ve oldukça eski tarihe sahip olması sonucu belirlemiş. Santos ikinci turda da seçimi kaybetmiş olsaydı bugün Kolombiya barışından söz edemezdik.

Türkiye 2015 yılında biri Cumhurbaşkanı, diğer ikisi genel seçim olmak üzere üç seçim yaşadı. Çözüm masasında yer alan AK Parti’nin ve HDP’nin seçim kampanyalarını hatırladığımızda barışa hala neden uzak olduğumuz kendiliğinde ortaya çıkıyor.

Her iki ülkenin çözmek ile karşı karşıya olduğu sorunlar birbirinden farklı. Birebir aynı yoldan ilerlemek mümkün değil. Ancak bütün çatışma çözümlerinde uyulması zorunlu bazı kurallara da uymak zorundayız.

Kolombiya, siyasal bir konudan kaynaklanan savaşı sona erdirme yolunda ilerliyor. Egemenlik paylaşımı sorunu olan Kürd Meselesi’nin daha da zorluğu ve derinliği ortada. Ortadoğu’nun koşulları, kültürel yakınlık ve ortak geçmiş gibi birçok konuyu çözümü kolaylaştırıcı faktörlere dönüştürebiliriz. Egemen Türk milliyetçiliğinin yıkıcı etkilerinden bunlar sayesinde sıyrılabiliriz.

Kolombiya barış görüşmelerinde FARC için güven verici bir unsur olan görüşmelerinin Küba’da yapılması, benzeri Hewler’de ilk temaslara başlamanın önünde bu Türk milliyetçi histeriden başka ciddi bir engel yok.  Keza Türkiye’nin Kürd Meselesi’nin Ortadoğu sorununa dönüştüğü bir aşamada, uluslararası siyasette kendine yer edinmiş ve Kürd siyasal tarihinin önemli bir aktörü olan KBY Başkanı Mesut Barzani’nin Küba devlet başkanına benzer bir rol oynanmasına destek verilmesinin zamanıdır.

Hakan Tahmaz

(Bas Haber)


Bültene kayıt ol